Sevgili okuyucular, uzun bir zamandan beri bu köşede şiir şeklinde yayınladığımız evliya menkıbelerini, bu günden itibaren nesir olarak yazmaya çalışacağız. Bilgilerinize saygı ile arz olunur. *** Bilâl bin Sa'd, Tâbiinin âlimlerinden bir Allah dostu. Duası anında kabul olurdu. Şöyle ki: Bir ara, Şam'da uzun süre yağmur yağmamıştı. İnsanlar susuzluktan kırılıyordu. Çaresizdiler. Topluca bu zata gelip, birlikte yağmur duasına çıktılar. Hazret-i Bilal, toplanan kalabalığa seslendi: -Ey insanlar! Biliniz ki bela ve musibetler, işlenen günahlar sebebiyle gelir. Siz hepiniz günahkâr olduğunuzu itiraf ediyor musunuz? Halk bir ağızdan, -Eveeet! diye bağırdılar, Biz çok günahkârız. Ama pişman olduk, af diliyoruz! Büyük veli kaldırdı ellerini. Yalvardı âlemlerin Rabbine: Bize yağmur gönder -Yâ Rabbî! Sen, Kur'an-ı kerimde, (İman edip de doğru söyliyenlerin dualarını kabul ederim) buyuruyorsun. Biz sana îman edip, doğruyu söyledik. Şimdi çok pişmanız. Affını diliyoruz. Bizi bağışla ve bize yağmur gönder! Duası yeni bitmişti ki, yağmur yüklü bulutlar toplanmaya başladı. Şimşekler çaktı Ve rahmet boşaldı. Öyle ki, halk, ıslanmamak için, sağa sola kaçıştılar. Bir gün de sevdiği bir gence sordu: -Ölmek ister misin? -Hayır efendim, henüz değil. -Neden? -Biraz daha yaşayıp, iyi ameller yapmak istiyorum. Niçin yarını bekliyorsun? Mübarek, şefkatle baktı gence. -Peki, ömrün var mı o kadar? Genç büktü boynunu. -Bilmiyorum. -Evlat! buyurdu. Madem ki ne zaman öleceğini bilmiyorsun. O halde ne yapacaksan şimdi yapsana. Niçin yarını bekliyorsun? Yine bir gün sevdikleriyle oturuyordu ki, -Kardeşlerim! buyurdu. Günahın küçük olduğunu değil, onu, kime karşı işlediğinizi düşünün. Biz Onu görmüyorsak da, O bizi görüyor. Ve ilave etti: -Dünya sevgisi, günahların başıdır. Sordular: -Dünya'dan maksat nedir? Cevap tek cümle: -Allahü tealanın beğenmediği şeylerdir.