Umreye niçin gidiyorsun?

A -
A +

Bir gün zengin bir kimse Bişr-i Hafi hazretlerine gelip; - Umreye gidiyorum, diye arz etti. Büyük velî sordu: - Yol harçlığın ne kadar? - İki bin dirhemim var efendim. - Umreye niçin gidiyorsun? - Allah rızâsı için, başka gayem yok. - Umreye gitmeden de Allah'ın rızâsını kazanmak mümkün. Sana, ondan daha çok sevab olan bir iş desem yapar mısın? - Yaparım efendim. - Pekâlâ, öyleyse bu parayı fakir ve muhtaçlara dağıt. Mesela ödünç almış da ödeyemeyen veya bir lokma ekmeğe muhtaç olan nice yetim ve öksüzler var. Paranı bu insanlara verirsen, bu yolla da rızâ-i ilâhîyi kazanırsın, buyurdu. Ve ilave etti: - Bir Müslümanın sıkıntısını gidermek, yüz nafile hacdan daha kıymetlidir. Adam pek memnun olmayıp; - Efendim, izin verirseniz ben yine de umreye gideyim, dedi. Cevaben; - Bir servet helâlden değilse, nefis o kimseye kendi arzusunu yaptırır, buyurdu. AÇIKÇA "SUS" DEYİN! Bu zât, gıybet edenleri hemen sustururdu. Bir gün sevdikleri; - Efendim, gıybet eden olunca hemen susturuyorsunuz. Hikmeti nedir? diye sordular. Cevabında; - Gıybet edeni susturana, yüz şehit sevabı veriliyor da ondan, buyurdu. - Peki nasıl susturacağız efendim? - Açıkça Sus! diyeceksiniz. - Bir "sus!" demekle mi yüz şehit sevabı kazanıyoruz? - Evet. Hem bu kadar sevap kazanıyorsunuz, hem de o Müslümanı günahtan kurtarmış oluyorsunuz. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com