Un hiç a­zal­ma­dı!..

A -
A +

Beh­âeddîn­-i Buhârî haz­ret­le­ri­nin bir ta­le­be­si şöy­le an­la­tı­yor: ­Ho­ca­mız bir ge­ce bi­ze teş­rif et­miş­ti. ­Ya­nın­da bir g­rup ta­le­be­si de var­dı. On­la­ra ye­mek ik­ram et­mek is­te­dim­se de bi­raz­cık "Un"dan baş­ka bir şe­yi­miz yok­tu e­vi­miz­de. ­Hu­zur­la­rı­na va­rıp, du­ru­mu arz et­tim. - O u­nu ya­nı­ma ge­tir, bu­yur­du. ­Ko­şup ge­tir­dim. O­na bir na­zar e­dip; - Hak teâlâ, u­nu­na be­re­ket ver­sin, bu­yur­du. A­ma giz­le bu sır­rı, söy­le­me baş­ka­sı­na. - Pe­ki e­fen­dim, de­dim. ­Ve her gün kork­ma­dan kul­lan­dım o u­nu. ­Ger­çek­ten "Un"a bir be­re­ket gel­miş­ti. O ka­la­ba­lık mi­sa­fir­ler, e­vi­miz­de i­ki ay kal­dı­lar da yi­ne hiç a­zal­ma­dı u­nu­muz. ­Bir gün dal­gın­lı­ğı­ma ge­lip ifşâ et­tim bu sır­rı baş­ka­sı­na. O gün­den î­ti­ba­ren a­zal­ma­ya baş­la­dı. ­Ve tü­ken­di nihâ­yet. AL­TIN­DAN KIY­MET­Lİ ŞEY ­Bu zât bir gün sev­di­ği bir gen­ce; - Evlâ­dım, dün­ya­da "Al­tın"dan da­ha kıy­met­li o­lan şey ne­dir, bi­li­yor mu­sun? di­ye sor­du. ­De­li­kan­lı dü­şün­me­ye baş­la­dı. ­Ve say­dı ak­lı­na ge­len­le­ri. - Züm­rüt mü ho­cam? - Ha­yır. - El­mas mı? - De­ğil. ­Da­ha bir­çok şey say­dıy­sa da hep ay­nı ce­va­bı al­dı: - Ha­yır. ­Sor­du he­men: - Me­rak et­tim e­fen­dim. Ne­dir al­tın­dan kıy­met­li o­lan şey? ­Bu­yur­du ki: - O al­tı­nı baş­ka­sı­na ver­mek­tir evlâ­dım. Ver­mek, bu ka­dar kıy­met­li­dir dî­ni­miz­de. U­nut­ma, ve­ren a­ziz o­lur, a­lan ze­lil. ­Ve ek­le­di: - Pey­gam­be­ri­miz "a­ley­his­se­lam", Eshâb­-ı kirâm ve din bü­yük­le­ri hep ver­miş­ler ve hattâ zevk al­mış­lar­dır ver­mek­ten. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com