Üstâda sevgi

A -
A +

Emîr Hüsrev Dehlevî rahmetullahi aleyh çocukken, babası elinden tutup, büyük velîlerden "Hâce Nizâmeddîn" hazretlerine götürdü bir gün. Tam dergâhın önüne gelince; - Babacığım, siz girin, dedi. Kendisi girmedi. Ve yanık çocuk sesiyle şu beyitleri okudu kapı önünde: Âşık Hüsrev, şu an kapınızdadır. İçeri girmeye izin var mıdır? İzniniz olursa, girer içeri. Yoksa ağlayarak dönecek geri. Nizâmeddîn Evliyâ hazretleri içeriden bu sesleri duyup, hizmetçisine; - Kapıdaki âşığı içeri al! buyurdu. Koşup kapıyı açtı hizmetçi. Emîr Hüsrev, edeble içeri girdi ve büyük velînin elini öpüp, oturdu huzûrunda. O gün girdiği kapıdan, seneler sonra "Evliyâ" olarak çıktı. ÎMAN NASIL GİDER? Bir gün bâzı gençler; - Efendim, hangi hallerde îman gider? diye sordular bu büyük zata. Cevabında; - Bir kimse dînimizin emir ve yasaklardan birini bile hafife alır, uymadığına üzülmez, hattâ bu hâliyle öğünürse, Peygambere inanmamış olur ve îmanı gider, buyurdu. - Ya üzülürse efendim? - Üzülürse, yâni bunun için Allahü teâlâya karşı mahcup ve boynu bükük olur, kalbi sızlarsa, îmanının kuvvetli olduğu anlaşılır. - Yâni ameldeki bozukluk, imanı gidermez mi hocam? - Hayır. Günah işlemekle îman gitmez. Fakat o işin günah olduğuna inanmayarak yapar, veya inanıp da ehemmiyet vermeyerek, aldırmayarak yapar ve günah işlediğine hiç üzülmez, umursamaz, azâbından da korkmazsa, o zaman îmanı gider.