Vasiyeti... Orhan Gâzi "rahmetullahi aleyh"

A -
A +

Vaktâ ki "Orhan Bey"in vefâtı yakın oldu, Evlâdına, şöyle bir vasıyyette bulundu: (Oğul, saltanatına mağrur olma sakın ha! Hazreti Süleymân'a kalmamıştır bu dünyâ. Bu dünyâ saltanatı fânîdir, çabuk geçer. Lâkin büyük fırsattır, çalışmak îcâb eder. Allah için, hak yolda gayret ve hizmet etmek, Ve Resûl-i zîşânın şefâatine ermek, Kavuşabilmek için bunlara ey evlâdım! Bu fırsatı, çok iyi değerlendirmek lâzım. "Âhiret" ölçüsüyle bakarsan bu dünyâya, Görürsün ki bir "Hiç"ten ibârettir bu güyâ. Yine göreceksin ki, bu fânî dünyâ için, Değmez, âhiretini vermesi bir kişinin. Oğul, bu "Rumeli"nin, sen tamamla fethini. Ve hazır hâle getir hem "Kostantiniyye"yi. Civar Türk beyleriyle çıkarma bir mes'ele. Ahâli her ne kadar bizi isteseler de, Onların başlarında şu an bulunan beyler, İşbu beyliklerinden vazgeçmek istemezler. Ama sabret, sonunda, "olmuş meyveler" gibi, Yine senin avcuna düşer onlar tâbii. Bir gâile çıkmazsa Anadolu'da evlât, Sen, Rumeli işini halledersin çok râhat. İşte Anadolu'nun bu sessizliği var ya, Bunu muhâfaza et, dikkat et bozmamaya. Bil ki babam, "Söğüt" ve "Domaniç"ten ibâret, O bir avuç toprağı, beylik yaptı nihâyet. Biz, Allahın izniyle bu beyliği, hanlığa, Çevirip, ikmâl ettik çok şükür sultânlığa. Sen, daha büyüğünü yapacaksın inşallah. Sana, fütûhâtında yardımcı olsun Allah. Osmânlı'ya, bu kadar az toprak kâfi gelmez. İki kıt'a üstünde hükmetmek, ona yetmez. Zîra bizim dâvâmız, pek büyük, çok yüksektir. Bu, Allahın ismini dâimâ yüceltmektir. Yâni öyle kutsal ve yücedir ki bu dâvâ, Sığmaz tabîatıyla iki küçük kıt'aya. "Selçuklu"nun vârisi biz olduğumuz gibi, "Roma"nın vârisi de biziz gâyet tabii. Oğul, Kur'ân hükmüne, eyle kesin riâyet. Adâletle hükmeyle, gâzileri gör, gözet. Dîne hizmet edene, hizmet eyle sen dahî. Fakirleri doyur ve cezâlandır zâlimi. Adâletin kötüsü, geç tecellî edendir. Buna, "Adâlet" değil, aslında "Zulüm" denir. Sen yolun başındasın, bizse geldik sonuna. Allah, saltanatını mübârek kılsın sana.