Vefatı..

A -
A +

"Çelebi Sultân Mehmet", bindörtyüz yirmibirde, Âniden hastalandı avdayken Edirne'de. Çağırdı huzûruna hemen vezîrlerini. Ve "Şehzâde Murat"ın emretti gelmesini. Kısa süren hastalık netîcesinde Sultân, Rûhunu teslim edip, ayrıldı bu dünyâdan. Lâkin gizli tutuldu Pâdişah'ın vefâtı. Zîra oğlu "Murâd"a bırakmıştı o tahtı. O ise Manisa'da vâliydi o zamanlar. Gizlendi titizlikle o gelinceye kadar. Cesedi "ilaçlanıp", bekletildi sarayda. Bursa, "Yeşil Türbe"ye defnedildi sonra da. Osmânlı devletinin ikinci kurucusu, Olan "Çelebi Mehmet", büyük zâttı doğrusu. Her davranışı mâkul, sabırlı ve azimkâr. Nâzik, vakûr ve ciddî bir Sultândı vefâkâr. İrâde sâhibi ve sâdık idi va'dine. Her sözünü, mutlaka getirirdi yerine. Yalnız dostuna değil, düşmanlarına dahî, Kendisini sevdirip, saydırdı bizâtihi. Nitekim onun için yabancı kaynaklar da, Hep iyi şehâdette bulunurlar hakkında. Küçük büyük, yirmibir muhârebe yapmıştır. Bunlarda, kırka yakın büyük yara almıştır. Gâyesi, babasının devrindeki yerleri, Her ne olursa olsun, almaktı tekrar geri. İşte bu gâye için etti çok sa'y-ü gayret. Ve bunda sağladı da büyük muvaffakıyet. "Ankara Savaşı"yla elden çıkan yerleri, Büyük gayret sarfedip, aldı hep bir bir geri. Zamanının yerli ve yabancı kaynakları, Onun dirâyetinden bahseder ayrı ayrı. "Çelebi Sultân Mehmet", ömrünü, tamâmiyle, Savaş meydanlarında geçirmiş olsa bile, Memleketin îmâr ve iskânına da elbet, Gerektiği ölçüde vermiştir ehemmiyet. Bursa'da yaptırdığı câmi ve medreseler, Bunun şâhididir hem çok târihî eserler. Kendi medfun olduğu "Yeşil Türbe"yi dahî Kendisi, sağlığında yaptırdı bizâtihi. Türbenin karşısına düşen medreseyi de, Kendisi yaptırmıştır "Sultâniye" adıyle. Sonra "Ulu Câmi" ki, önce Emîr Süleymân, Tarafından başlanıp, yarım kaldı o zaman. Sonra "Mûsâ Çelebi" hız verdi inşaata. Ve tezyinatı da nasib oldu bu zâta. Câminin vakfiyesi olarak ayrıyeten, Yaptırdı Edirne'de mükemmel bir "bedesten".