Hazret-i Ömer "radıyallahü anh", ordusunu kâfirler üzerine gazâya göndermişti yine. Hazret-i Sâriye başkumandandı. Ordu ayrıldı. O yere vardı. Kumandanın emriyle bir dağın eteğinde karargâh kurdular. Düşman ordusu ise dağın öbür tarafında olup, İslâm ordusunun geldiğini görmüşlerdi. Pusu kurdular. Cumâ günü idi. Halîfe hazret-i Ömer mescide gelip minbere çıktı. Ve Cumâ hutbesini okumaya başladı. O anda Hak teâlâ kaldırdı gözünden perdeyi. Ordu uzaklardaydı. Bir aylık yoldaydı. Bir aylık mesâfeden askerinin gafletini ve düşmanın hiylesini görüp îkaz etti kumandanını: "Yâ Sâriye! Dağa dikkat et dağa! diye bağırdı. O işitti bu sesi. Garibine gitti. Zîra bu ses Halîfenin sesiydi. Bir aylık mesâfeden sesleniyordu kendisine. Derhal tedbir alıp saldırıya geçtiler. Allah yardım etti. Zafere eriştiler. Nihâyet ordu geri döndü. Eshâb-ı kirâm hazret-i Sâriye'ye; "Zafer nasıl kazanıldı?" diye sordular. O da anlattı: Cumâ vaktiydi. Bir ara Halîfenin sesini işittim. "Yâ Sâriye! Dağa dikkat et, dağa!" diyordu. Çok şaşırdım. Hayâl mi dedim. Yoksa rüya mı? Hayır, ne hayal görüyordum, ne de rüya. Hazret-i Ömer'in sesiydi bu. Beni îkaz ediyordu. Fırlayıp kalktık. Dağı arkaya aldık. Yekvücut düşmana hücûma geçtik. Allahü teala yardım etti, çok şükür, zafere eriştik. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com