Behaeddin-i Buhari hazretleri, bir gün bazı sevdiklerine; - Kardeşlerim, gadap ve öfke ile pişirilen yemekte, zulmet olur Böyle yemeklerde hayır olmadığı gibi yiyenlere şifa değil, bilakis dert ve hastalık olur, buyurdu. Ve ekledi: - Böyle pişen yemeği yiyenlerde fena ve kötü fiiller zuhur eder. Sordular: - Hangi yemeklerde hayır vardır efendim? - Bir yemek, gaflete dalmadan, Allahü tealayı düşünerek, "neş'e" ve "sevinç" içinde yapılırsa, hayırlı ve bereketli olur. Ve o yemek, yiyenlere "şifa" ve "deva" olur, buyurdu. Ve şöyle devam etti: - Allah'ın beğenmediği kötü ameller, şüpheli yemeklerden hasıl olur. İbadetlerden zevk almak, bilhassa namazları huşu içinde kılmak da "helal lokma" yemeğe bağlıdır. Ayrıca yemeğin helalinden olması kâfi değil. - Başka ne lazım efendim? - O yemeğin "âgâh halde" hazırlanması gerekir. Yani Hak teâlâyı hatırlayarak, gadaplı ve öfkeli olmayarak, seve seve, zevkle pişirilmelidir ki, böyle yemekler, yiyene maddi ve manevi fayda sağlar. Ve ilave etti: - Ayrıca, yemek yemenin usulü var. - O nedir efendim? dediler. Buyurdu ki: - Allahü teâlânın huzurundaymış gibi edeble oturup, âdâbıyla yemelidir. Kim yemekte bunlara dikkat ederse, kıldığı namazlardan da tad ve lezzet alır. Her kim de şüpheli yer ve yemek âdâbına riayet etmezse, kıldığı namazlardan tad alamaz. EMR-İ MARUF NEDİR? Bir gün de bir talebesi; - Efendim, Allahü teâlânın en çok razı olduğu amel nedir? diye sordu. Cevabında; - Emr-i maruf yapmaktır buyurdu. - Emr-i maruf nedir hocam? - İnsanlara İslâmiyeti anlatmaktır evladım. Mesela bir kimseye dinden bir kelime öğretmek, "yüz nafile hac" yapmaktan daha kıymetlidir. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com