"Yemenin de bir âdâbı vardır"

A -
A +

Mazhar-ı Cân-ı Cânân rahmetullahi aleyh, yediği lokmalarda, çok titiz davranır, "Şüpheli" bir yemeği yemezdi aslâ. Bir gün nasıl olduysa "Allahtan gâfil" birinin ekmeğini verdiler kendisine. Aldı ve yedi bilmeyerek. Ama hemen fark etti gerçeği. Zîra kalbinin karardığını hissetti o anda. O gâfil kimsenin zulmeti basmıştı kendisini. Pişman olup çok istiğfar etti. Yalvardı Allaha. Ve kurtuldu o lokmanın zulmetinden. Bu hususta sevdiklerine; - Kulun yediği yemek, ona faydalı olmalıdır. Yemenin de bir âdâbı vardır, buyurdu. Sordular: - Onlar nedir efendim? Buyurdu ki: - Önce helâlinden yemelidir. İkincisi, acıkınca yemeye oturmalı, doymadan kalkmalıdır sofradan. Ve ekledi: - Böyle yemek, hiç yememekten daha faydalıdır insana. ÇOK SIKINTIM VAR Bir gün de biri gelip; - Efendim, çok sıkıntılarım var. Ne yapayım? diye sordu bu büyük zâta. Cevâben; - Çok istiğfar oku! buyurdu. Okuyup, bütün sıkıntılarından kurtuldu adam. Başka gün, bir genç geldi ve; - Hocam, işlerimde muvaffak olamıyorum. Ne tavsiye edersiniz, dedi. Cevabında; - Tövbe istiğfar et, buyurdu. Tövbe edip, muvaffak oldu her işinde. Bir gün de biri gelip ricâ etti: - Duâ edin, çocuğumuz olsun efendim. Cevap aynıydı: - İstiğfara devam et! Adam denileni yaptı. Her sene çocukları oldu. Hem de ikiz... > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com