Ahmed Yesevî rahmetullahi aleyh hazretleri, Resûlullah Efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem her sünnetine riâyet ederdi. Yaş konusunda da tâkib etti Onu. Altmış üç yaşına gelince; "Allahın Resûlü, bu yaşta dünyadan ayrılmışken, benim hâlâ yeryüzünde bulunmam Onu sevmeye yakışır mı?" diyerek bir hücre yaptırdı yer atında. Kalan ömrünü o hücrede geçirdi artık. Kendisini "Ölmüş" olarak düşünür, ilim ve ibâdetle geçirirdi gece ve gündüzünü. Yüz yirmi üç yaşında, vefat etti o hücrede. "İLAHLIK DÂVÂSINDA BULUNMA!" Bir gün, talebesinden birini bir yere gönderirken; - Evlâdım, sakın ola, gittiğin yerde "Allahlık" ve "Peygamberlik" dâvâsında bulunmayasın, diye tembih etti. Şaşırdı talebe. - Tövbe efendim, Hiç öyle şey olur mu? - Olabilir evlâdım. - Nasıl olur hocam? - Her istediğinin olmasını istemek, "Allahlık" iddiâsında bulunmak, her sözünün dinlenmesini istemek de "Peygamberlik" dâvâ etmektir. Çünkü yalnız Allahü teâlânın istediği olur ve yalnız Peygamberin sözüne mutlak itâat edilir. YÜZ ŞEHİT SEVABI Bir gün de talebesinden biri; - Hocam, şehit sevabı nasıl kazanılır? diye sordu. Cevabında; - Sana ben, bir değil, "yüz şehit sevabı" kazandıran bir amel söyleyeyim mi? buyurdu. - Sevinirim efendim. - Gıybet eden birini görürsen, sustur hemen! - Nasıl susturayım hocam? - Açıkça "Sus!" de. Bunu yaparsan, yüz şehit sevabı kazanırsın. Zira Peygamberimiz "aleyhisselam"; "Gıybet edene 'Sus!' diyene, yüz şehit sevabı verilir" buyuruyor. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com