"Yıldırım" hızıyla!..

A -
A +

Bizans imparatoru beşinci "Yuannes"in, Bizans'ın surlarını kuvvetlendirmek için, Giriştiği gayrete, "Yıldırım Bâyezit Hân", Karşı çıkıp, o dahî hazırladı bir plân. Altmış parça gemiden oluşan donanmayı, Sürdü hemen Ege'ye, işte bundan dolayı. Bir kısım adaları kuşatıp almışsa da, Bizans imparatoru öldü tam bu sırada. Oğlu "Manuel" ise, esirdi bizde o an. Babasının hâlini o duyunca Bursa'dan, Gece, sessiz sedâsız firar etti ve hattâ, Babasının yerine oturdu geçip tahta. "Yıldırım Beyezit Hân", Bizans'ı ilk olarak, Binüçyüz doksanbirde kuşatmaya alarak, Yedi ay müddet ile sürdürdü kuşatmayı. Güttü o bunda yalnız düşmanı yıpratmayı. Olgun bir meyve gibi, işbu "köhne Bizans"ın, Avcuna düşmesini istiyordu ansızın. Lâkin devam ederken Bizans'ın ablukası, Saldırdı Rumeli'ye Romanya voyvodası. "Yıldırım Hân", acele bu voyvoda "Mirçe"nin Yürüdü üzerine, burnunu kırmak için. Savaş netîcesinde, Mirçe esir edildi. Ve Sultân'ın emriyle Bursa'ya gönderildi. Rumeli'de durumu düzelten "Bâyezit Hân", Tekrar Anadolu'ya geçti hemen oradan. "Kastamonu", Candarlı mülküydü o vakitler, Onu ve civarını kuşatıp fethettiler. Sonra, Sivas Kayseri devleti hükümdârı, "Kadı Burhâneddin"le açıldı araları. Çorumlu sahrâsında yapılan cenkte ise, Osmânlı kaybetmişti savaşı her nedense. Üstelik de Yıldırım Bâyezit Hân'ın oğlu, "Şehzâde Ertuğrul" da bu cenkte şehid oldu. Bu ara, Rumeli'de, Macar kralı ile, Romanya voyvodası, verip hemen el ele, "Niğbolu" kalesini muhâsara ettiler. Osmânlı yetişince geriye çekildiler. "Yıldırım Hân", binüçyüz doksanüç baharında, Tekrar Anadolu'ya geçiverip ânında, Kadı Burhâneddin'le savaşarak ardından, Çıkardı onu işgâl ettiği topraklardan. Sonra da "Amasya"nın yürüyüp üzerine, Katıverdi onu da Osmânlı ülkesine. Oğlu "Şehzâde Mehmet Çelebi"yi de hemen, Vâli tâyin eyledi buraya vekâleten. Tekrardan Rumeli'ye geçen Sultân Bâyezit, Aldı "Yenişehir"le "Selânik"i tez vakit.