Bir bayramı daha geçirdik. Acısı, tatlısı ve 9 günlük birleştirilmiş tatiliyle evde kalanlar için Televizyon kanallarında dişe dokunur hiç bir şey yoktu. Bu bayram sadece TRT sınıfı geçti. Sadece o, bayram için özel programlar çekti. Sadece o süren programlarının bile bantını hazırlayıp yayına koydu. Diğer TV'ler daha önceki zamanlarda yayınladıkları konser bantlarını temcit pilavı gibi tekrar yayına vererek durumu idare ettiler. Eğlence programları için vicdanlarını rahatlatacak bir şey belki bulurlar. Ama dizileri tatile çıkanlar izleyemiyor diye ertelemek, "Cesur ve Güzel" gibi meraklısı çok olan dizileri bayram sonrasına planlamak seyirciye ne derece saygı duymaktır bunu merak ediyorum. Bayramla ilgili bir diğer not Sibel Can konserleriyle ilgili Kanal D, TGRT ve brt Sibel Can'ı daha önce çekilmiş programlardan verdi. Sadece TRT Sibel Can ile "Bayram Özel" çekimi yapmıştı. Bayramda ben en çok TRT'nin 18:20'de yayına koyduğu ve Neşet Ertaş, Kazancı Bedih, Musa Eroğlu ve Zeki Müren konserlerini beğendim ve keyifle de izledim. Ne var ki bantlar reklam için çok uygun olmayan yerlerde kesildi ve kaldığı yerden devam etti. Reklam saati iki türkünün arasına pekala getirilebilirdi. TRT'nin büyük ilgi gören dizilerinden "Ayrılsak da Beraberiz" gerçekten izleyen ile diyalog kuran bir dizi... Dizinin bayram bölümlerini izlerken kapıcının kasap rolüne girmeye çalışırken başına gelenleri izleyince interaktif bir iletişim olduğunu ve seyirci ile bütünleştiğini düşündüm. TRT "Bizimkiler"den sonra günceli yakalayan bir başka diziye sahip olamamıştı. "Ayrılsak da Beraberiz" bu boşluğu dolduruyor. Kurban bayramında ekranların ortak bir diğer açmazı da kan göstermesiydi. Yeşil çimenler üzerinde kesilen binlerce kurbanın kuşbakışı fotoğrafı yanına tatilcilerin kan gölüne dönen kazaları da eklenince bol kanlı bir bayram bülteni sunuldu izleyiciye...