Dünkü makâlemizde de bahsettiğimiz gibi, "Kadir Gecesi", çok kıymetli, şerefli, mübârek bir gecedir. Kur'ân-ı Kerîm'de medhedilen en kıymetli gecedir. Kur'ân-ı kerîmin, Resûlullah Efendimize gelmeye, vahyedilmeye başladığı ve ramazân ayı içinde olan "Kadir Gecesi"nin fazîleti (üstünlüğü), bin aydan daha hayırlı [fazîletli, kıymetli] olduğu Kur'ân-ı Kerîm'de "Kadir sûresi"nde bizzât Allahü teâlâ tarafından açıkça bildirilmektedir. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: "Allahü teâlâ indinde en kıymetli gece, Kadir Gecesidir." Nasıl ki, altın madeni bakır, demir, kömür gibi madenlerden çok üstün ise, yine yâkût taşı diğer normal taşlardan çok kıymetli ise, bu gece de diğer normal gecelerden çok üstündür. GİZLENEN BEŞ ŞEY Kadir Gecesi, bu ay (ramazân ayı) içindedir. [Bakara, 185; Kadir, 1] Ama Kadir Gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Bir hadîs-i şerîfte: "Allahü teâlâ, 5 şeyi 5 şey içinde gizlemiştir: Rızâsını tâatte, gazabını günâhlarda, orta namazı 5 vakit namazda, evliyâsını halk arasında, Kadir Gecesini ise ramazân ayı içinde gizlemiştir" buyuruluyor. O hâlde, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için, hiçbir iyiliği küçük görmemelidir. Gazabı günâhlar içinde saklı olduğu için, hiçbir günâhı küçük görmemeli ve işlememelidir. Orta namazı kaçırmamak için, 5 vakit namazı vaktinde kılmalıdır. Evliyâsı insanlar arasında gizli olduğu için de, herkese iyi muâmele etmelidir. Atalarımız, "Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil" demişlerdir. Hadîs-i şerîflerde, bu gecenin, ramazân ayının son on gecesinde yani 20-30. geceleri arasında aranması bildirilmiştir. Nitekim Eshâb-ı Kirâm, Peygamber Efendimize Kadir Gecesinin ne zaman olduğunu sorunca: "Kadir gecesini, Ramazân ayının son on gününde arayınız" buyurmuşlardır. Bir başka zaman sorulduğunda ise, Kadir Gecesini ramazân ayının 27'sinde aramalarını emir ve tavsiye buyurmuşlardır. "Kadir Gecesi", Muhammed aleyhisselâmın ümmetine mahsûs bir gecedir. Başka Peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Allah, Kadir gecesini ümmetime hediye etmiş, ondan önce kimselere vermemiştir." [Deylemî] NELER YAPMALI? Her Müslümân, on bir ayın sultânı olan ramazân ayını ve bin aydan daha hayırlı, kıymetli olan Kadir Gecesini bir ganîmet bilmeli, bu fırsatı iyi değerlendirmelidir: Bu gecede ve diğer mübârek gecelerde çok tevbe ve istiğfâr etmeli, Allahü teâlâya duâ, münâcât, tazarru' ve niyâzda bulunmalı, yalvarıp yakarmalıdır. Sevgili Peygamberimiz, Kadir gecesinde, "Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fü annî" duâsını okumayı tavsiye etmiştir ki ma'nâsı şöyledir: "Yâ Rabbî! Sen elbette affedicisin, affı seversin, beni de affeyle." Tesbîh, tahmîd, tekbîr, tehlîl ve benzeri her çeşit zikir, fikir ve şükürle meşgûl olmalıdır. [Tesbîh: Sübhânallâh, Tahmîd: Elhamdü lillâh, Tekbîr: Allahü ekber, Tehlîl: Lâ ilâhe illallâh demektir.] Mübârek gün ve gecelerde, kazâ namazı borcu olanlar, kazâ namazları kılmalıdır. Aslında her zaman bolca kazâ namazları kılmalıdır. Çünkü seyyid, allâme İbn-i Âbidîn hazretlerinin beyânına göre, bir kimsenin hiç kazâsı olmasa, buna rağmen bütün namazlarını kazâ etse, ihtiyâtlı iş yapmış olur. O gecede, Kur'ân-ı kerîm okumalı, sevâbını ölülerimizin rûhlarına da göndermelidir. Peygamber Efendimize de salât ü selâm okumalıdır. Kıymetli fıkıh ve ilmihâl kitaplarından fıkhî mevzûları okuyup ilim öğrenmelidir. Ana-baba, diğer yakın akrabâ ziyâret edilmeli veya telefonla gönülleri ve duâları alınmalıdır. Fakîrler, yetîmler sevindirilmeli, sadakalar, hediyeler verilmelidir. Dargınlar, küskünler barışmalıdır. Ayrıca bu vesîleyle, güzel vatanımızın dirliği, asîl milletimizin birliği ve beraberliği, bütün Müslümanların ve İslâm âleminin huzûr ve saâdeti, bütün insanların da hidâyeti için duâ etmeliyiz. Bu vesîleyle, bütün değerli okuyucularımızın, asîl milletimizin ve bütün İslâm âleminin Kadir Gecelerini cândan tebrîk eder, sevdikleriyle birlikte sıhhat ve âfiyet içerisinde nicelerine kavuşmalarını, Cenâb-ı Hak'tan tazarru' ve niyâz eyleriz.