Bugünkü makâlemizde, Türk hükümdârları arasında çok husûsî bir yeri bulunan Abdülkerîm Satuk Buğra Hân'dan bahsetmeye çalışacağız. Çünkü o, meşhûr olan rivâyetlere göre, ilk Müslümân-Türk hükümdârıdır. [840 senesinde Uygur Devleti'nin Kırgızlar tarafından yıkılmasıyla, Orta Asya bozkırlarında Bilge Kül Kadir Hân tarafından kurulan ve Türkistân ve Mâverâünnehir'de hâkimiyet kuran Karahânlılar Devleti [840-1212]; ilk Müslümân-Türk devletidir.] Doğum târihi kesin olarak bilinmeyen ve 31 yıl hüküm süren Satuk Buğra Hân [v. 955 (h. 344)], güzel ve âdil idâresi ile binlerce kimsenin Müslümân olmasına vesîle olmuştur. Babası, "Karahânlı" hükümdâr âilesinden Bezir Hân idi. Babasının ölümü üzerine amcası ve üvey babası Oğulçak Kadîr Hân'ın himâyesinde büyüdü. Satuk Buğra, henüz on iki yaşlarında iken, Mâverâünnehir ve Horasân bölgesine hâkim olan Müslümân Sâmânlı Devleti şehzâdeleri arasında anlaşmazlık çıktı. Bunlardan Nâsır bin Ahmed, Oğulçak Kadîr Hân'ın ülkesine sığındı. O, buna iyi muâmele edip Artuç nâhiyesinin [veya kasabasının] idâresini verdi. Bu Artuç nâhiyesi [veya kasabası], Nâsır bin Ahmed'in gayretleri ve gelip-giden Müslümân tâcirler sâyesinde önemli bir ticâret merkezi oldu. "Satuk Buğra" da, Artuç'un ziyâretçileri arasındaydı. Karahânlılara sığınan Nâsır bin Ahmed [veya Ebû Nâsır] adlı Sâmânî şehzâdesiyle tanışıp ondan [yahut da diğer Müslümân dîn adamlarından] İslâmiyeti öğrenerek Müslümân olmakla şereflendi ve "Abdülkerîm" adını aldı. Yirmi beş yaşına gelince, Müslümân olduğunu açıklayıp iktidârda olan amcası ile mücâdeleye başladı. Onunla "Fergana Savaşı"nı yaptı. İlk olarak "Atbaşı Kalesi"ni zaptetti. Daha sonra üç bin kişilik bir orduyla, Kaşgar üzerine yürüyüp orayı fethetti. Amcası Oğulçak Kadîr Hân'ı da öldürdü. Ülkede hâkimiyeti sağlayıp birliği temîn etti. Türk ülkelerinde İslâmiyeti hızla yaydı. Ebü'l-Hasan Muhammed gibi İslâm âlimleri, Satuk Buğra Hân'a işlerinde yol gösterip hayra teşvîk ettiler. Abdülkerîm Satuk Buğra Hân, daha sonra yaptığı savaşlarda; Yağma, Çiğil, Oğuz kabîlelerinin yerleşmiş bulunduğu Türkistân şehirlerini birer birer ele geçirdi. Bu sırada Karahânlılar Devleti'nin doğu kısmına hâkim olan Büyük Kağan Bazır Arslan Hân, Çinlilerden yardım alarak 924 yılında Abdülkerîm Satuk Buğra Hân'a karşı savaş açtı. Satuk Buğra Hân da, Müslümânların yardım ve desteğiyle, onunla "Balasagun Savaşı"nı yaptı ve gâlib geldi. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, işte bundan sonra Satuk Buğra Hân, güzel ve âdil idâresi ile binlerce kimsenin Müslümân olmasına vesîle oldu. 955 (h. 344) senesinde, Kaşgar civârında bulunan Artuç kasabasında vefât edip oraya defnedildi. Kendisinden sonra, Mûsâ Tunga adında bir oğlu, ondan sonra da Baytaş Süleymân Arslan hükümdârlık yaptı. Abdülkerîm Satuk Buğra Hân'dan sonra, oğulları devrinde de ülkesine pekçok İslâm âlimi gelip İslâmiyeti doğru olarak anlattılar ve yayılmasına çalıştılar. KARAHANLILAR Şimdi de bir nebze, Türkistân ve Mâverâünnehir'de hâkimiyet kuran ilk Müslümân-Türk devleti olan Karahânlılar Devleti[840-1212]'nden bahsedelim. Yukarıda da belirtttiğimiz gibi, 840 senesinde Uygur Devleti'nin Kırgızlar tarafından yıkılmasıyla, Orta Asya bozkırlarında kurulan Karahânlılar Devleti'nin ilk kurucusu Bilge Kül Kadîr Hân, Mâverâünnehir'i almak isteyen Sâmânîler Devleti ile mücâdele etmiştir. Karahânlıların başlangıç dönemi, ilmî yönden pek açık değildir. Kadîr Hân'dan sonra iki oğlundan Bazır Arslan Hân, Balasagun'da Büyük Kağan olarak, kardeşi Oğulçak Kadir Hân ise, Ortak Kağan olarak Taraz'da devleti idâre ettiler. Oğulçak Kadîr Hân, Sâmânî Hükümdârı İsmâîl bin Ahmed ile devâmlı mücâdele etti. Sâmânîler, 883 senesinde Taraz'da devleti ele geçirince, Oğulçak Kaşgar'ı merkez yapıp, Sâmânî hâkimiyetindeki bölgelere akınlara başladı. Bu akınlar sırasında Oğulçak Kadîr Hân'ın yeğeni Satuk da, amcası Oğulçak'a karşı taht mücâdelesine girişti. Onuncu asrın başlarında, Müslümânlardan aldığı yardımlarla da taht mücâdelesini kazanan Satuk Buğra Hân, Karahânlı hükümdârı olarak İslâmiyeti kabûl ettiğini ilân etti.