Arapça ve diğer yabancı dillerin öğrenim ve öğretimiyle alâkalı bazı hususlar 1

A -
A +

"Ara­bî, nü­büv­vet li­sâ­nı­dır" di­ye meş­hûr bir söz var­dır. Bi­lin­di­ği üze­re, Al­la­hü te­âlâ­nın, kul­la­rı­na gön­der­di­ği son İlâ­hî ke­lâ­mı olan Kur'ân-ı Ke­rîm Ara­bî­dir=Arap­ça­dır; son Pey­gam­ber olan Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­mi­zin Ha­dîs-i Şe­rîf­le­ri de Ara­bî­dir. Ke­zâ te­mel Dî­nî ve İl­mî ki­tap­lar da Ara­bî­dir. Ara­bî, Na­maz için lâ­zım ol­mak­ta­dır. Yi­ne Ara­bî, Hac ve Um­re ibâ­det­le­ri es­nâ­sın­da lü­zûm et­mek­te­dir. İl­mî top­lan­tı­lar­da ve çe­şit­li se­yâ­hat­ler­de de lâ­zım ol­mak­ta­dır. Te­mel kay­nak­la­rı­mız [Tef­sîr, Ha­dîs, Fı­kıh, Akâ­id, Ta­savv­vuf ki­tap­la­rı] kâ­hir ek­se­ri­yet­le Ara­bî ola­rak ya­zıl­mış­tır. Arap­ça, vak­tiy­le bey­nel-müs­li­mîn dil ol­muş­tur. Hâ­len, kü­tüp­hâ­ne­le­ri­miz Arap­ça ki­tap­lar­la do­lu­dur. Şu­ra­sı bir ha­kî­kat­tir ki, oku­yan, din­le­yen, öğ­re­nen ve oku­ma­sın­dan is­ti­fâ­de ede­bi­len in­san­lar, dâi­mâ te­kâ­mül kay­de­der­ler. Han­gi dil­de olur­sa ol­sun, oku­ma ve öğ­ren­me, ak­lî ve fik­rî ge­liş­me­yi te­mîn eder. Oku­ma-yaz­ma­nın öne­mi­ni ifâ­de için, uzun sö­ze lü­zûm yok; bu ko­nu­da "Asr-ı Seâ­det"ten ve­ri­le­cek bir ör­nek kâ­fî­dir: Be­dir Har­bi'nde, Mek­ke­li müş­rik­ler­den, Ku­reyş kâ­fir­le­rin­den bir kıs­mı esîr alın­dı. Esîr­le­rin ne ya­pı­la­ca­ğı mev­zû­un­da is­ti­şâ­re­ler ya­pıl­dık­tan son­ra, "her kâ­fir, on Müs­lü­man ço­cu­ğa oku­ma-yaz­ma öğ­re­tir­se, ser­best bı­ra­kı­la­cak" di­ye ka­râr ve­ril­di. O za­man, mad­dî yön­den sı­kın­tı için­de bu­lu­nup pa­ra­ya bü­yük ih­ti­yaç­la­rı olan Pey­gam­ber Efen­di­miz ve Sa­hâ­be-i ki­râm, oku­ma-yaz­ma­yı pa­ra­dan da­ha mü­him sa­ya­rak, esîr­ler­den fid­ye ya­ni kur­tu­luş pa­ra­sı alıp on­la­rı ser­best bı­rak­ma ye­ri­ne, az ön­ce zik­re­di­len yo­lu ter­cîh et­miş­ler­dir. Bu, oku­ma-yaz­ma­nın, ilim öğ­ren­me­nin ve bil­gi­yi art­tır­ma­nın ehem­mi­ye­ti­ni biz­le­re ifâ­de ba­kı­mın­dan her­hâl­de kâ­fî­dir. Şüp­he­siz ki, dil öğ­re­nim ve öğ­re­ti­min­de yaş ve eği­tim se­vi­ye­si önem­li­dir. Bu­gün baş­ta İn­gi­liz­ce ol­mak üze­re, ge­rek Ba­tı dil­le­ri­nin, ge­rek Do­ğu dil­le­ri­nin öğ­re­ti­min­de 3 mer­ha­le bu­lun­mak­ta­dır. Bun­la­rı İn­gi­liz­ce üze­rin­den ifâ­de ede­cek olur­sak: a) Te­mel İn­gi­liz­ce Kur­su, b) İle­ri İn­gi­liz­ce Kur­su, c) Aka­de­mik İn­gi­liz­ce Kur­su mer­ha­le­le­rin­den mey­dâ­na gel­mek­te­dir [Di­ğer dil­ler­de de du­rum ay­nı­dır.] İş­te Ara­bî [Arap­ça, Arap di­li] de böy­le 3 mer­ha­le­de öğ­re­ti­le­bi­lir. Bu mu­kad­di­me­den son­ra be­lir­te­lim ki, gü­nü­müz­de, tak­rî­ben 7 mil­yar­lık nü­fû­sa sâ­hip olan dün­yâ­da, en ge­çer­li dil olan ve bey­nel­mi­lel ya­zış­ma­lar­da esâs ka­bûl edi­len İn­gi­liz­ce, bir dil bil­me­nin öte­sin­de, okul­lar­da ba­şa­rı ve iş ha­yât­la­rın­da da ye­ni im­kân­lar sağ­la­yan, bu açı­dan da öğ­re­nil­me­si zo­run­lu olan bir dil ola­rak ka­bûl edil­mek­te­dir. Tak­rî­ben 1.5 mil­yar­lık nü­fû­sa sâ­hip olan İs­lâm âle­mi için de, Arap­ça'nın doğ­ru bir şe­kil­de öğ­re­nil­me­si ve öğ­re­til­me­si za­rû­rî gö­rül­mek­te­dir. Her di­lin öğ­re­nim ve öğ­re­ti­min­de şu 3 hu­sûs çok önem­li­dir: 1- O dil­de ya­zıl­mış ki­tap, der­gi, ma­ka­le ve ga­ze­te­le­ri oku­yup doğ­ru bir şe­kil­de an­lı­ya­bil­mek, 2- O di­li ko­nu­şan­lar­la râ­hat bir şe­kil­de ko­nu­şa­bil­me ve an­la­şa­bil­me, o dil ile me­râ­mı­nı an­la­ta­bil­me, 3- O dil ile ya­za­bil­me [Di­lek­çe, ma­ka­le, ki­tap yaz­ma, teb­liğ ha­zır­la­ma gi­bi]. An­cak Arap­ça'da, di­ğer dil­ler­den bi­raz fark­lı bir du­rum var. Çün­kü bir kla­sik Arap­ça var; bir de mo­dern Arap­ça var. Bu ba­kım­dan bir in­san, Arap­ça'yı öğ­re­nir­ken ve öğ­re­tir­ken, ön­ce ken­di­si­nin, ta­le­be­si­nin ve kur­si­yer­le­rin mak­sad­la­rı­nı ve he­def­le­ri­ni doğ­ru bir şe­kil­de tes­bit et­me­li­dir. Şöy­le ki, Arap­ça öğ­re­nim ve öğ­re­ti­min­de­ki he­def ne­dir? 1- Arap­ça ya­zıl­mış Ga­ze­te ve Der­gi­le­ri oku­yup-an­la­mak mı­dır? 2- Se­yâ­hat­ler­de Arap­ça ko­nuş­mak mı­dır? 3- Rad­yo-Te­le­viz­yon ya­yın­la­rı­nı ta­kip et­mek, ora­lar­da­ki ko­nuş­ma­la­rı din­le­yip an­la­mak mı­dır? 4- Ara­bî İn­ter­net Si­te­le­ri­ne gi­rip ora­lar­da­ki bil­gi­le­ri oku­yup öğ­ren­mek mi­dir? 5- Yok­sa il­mî Ara­bî ki­tap­la­rı, Dî­nî te­mel kay­nak­la­rı­mı­zı [me­se­lâ Tef­sîr, Ha­dîs, Fı­kıh ve Akâ­id ki­tap­la­rı­nı] oku­yup-an­la­mak mı­dır? İş­te bu he­def­le­re gö­re öğ­ren­mek, öğ­ret­mek ve kurs ver­mek lâ­zım­dır. Ta­bî­î ki Ara­bî ta'lî­min­de bir "Na­hiv=Gra­mer" öğ­re­ti­mi, bir de "Sarf=Fi­il Çe­ki­mi" Öğ­re­ti­mi var­dır. Bun­lar­da ec­dâ­dı­mı­zın uy­gu­la­dı­ğı me­tod, çok fay­da­lı ol­muş ve bü­tün in­san­lar râ­hat bir şe­kil­de "Te­mel Arap­ça"yı oku­yup öğ­ren­miş­ler­dir. Bun­la­rın ya­nın­da ke­li­me ez­ber­le­me, ke­li­me haz­ne­si­ni ge­niş­let­me de mev­zû-ı ba­his­tir. Bu­nun için de muh­te­lif lü­gat­ler­den is­ti­fâ­de edi­le­bi­lir. Öbür haf­ta da in­şâ­al­lah ay­nı ko­nu­ya de­vâm ede­lim ve böy­le bir ko­nu­yu iş­le­me­mi­zin se­be­bi­ni de o za­man zik­re­de­lim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.