Bayramların ma'nâsı...

A -
A +

Büyük İslâm âlimi İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh), "Bayram" denilmesinin sebeplerini şöyle açıklamaktadır: 1- Mü'minler, Allahü teâlânın farz kıldığı ramazân orucunu tutabildikleri için, Ramazân Bayramında çok sevinirler, bunu bayram kabûl ederler. 2- Bayramlar her sene tekrâr geliyor. Bu sevinçli gün tekrârlandığı için bayram denilmiştir. 3- Bayramda, Allahın ihsânı bol oluyor. Bol bol ihsâna kavuşulduğu için bayram denilmiştir. 4- Bayram günü gelince sevinç ve neşe de geliyor. Üzüntüler unutuluyor. Bunun için bayram denilmiştir. Hazret-i Ali Efendimiz, bir kalabalığı eğlence içinde görüp, böyle eğlenip neş'elenmelerinin sebebini sorduğunda onlar, "Bugün bayramımızdır" dediler. Bunun üzerine Hazret-i Ali (radıyallahü anh) de; "Günâh işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır" buyurdu. Yine Müslümânın, rûhunu teslîm (vefât) edeceği zamân rahmet meleklerini, Cennetteki ni'metleri görünce, onları görmenin zevkiyle cân verme vaktinin de Müslümânın bayramı olduğu bildirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki: "Ramazân Bayramı günü, melekler, yolların kenârında durarak bayram namâzına gidenlere şu müjdeyi verirler: Ey mü'minler topluluğu! Size mükâfâtlar, hayırlar ve bol bol ni'metler verecek olan kerem ve ihsân sâhibi Rabbinizden isteyiniz. Zîrâ O, size geceleri ihyâ etmenizi emretti, siz yaptınız. O size gündüz oruç tutmanızı emretti, siz tuttunuz. O size Rabbinize itâat etmenizi emretti, siz de itâat ettiniz. Öyle ise bahşişinizi, mükâfâtınızı alınız. Namâzdan sonra bir melek de şöyle nidâ eder: Ey mü'minler! Biliniz ki bugün şüphesiz mükâfât günüdür, günâhlardan kurtuluş günüdür ve ayıplardan temizlenme günüdür." Yine bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: Bayram günü sabâh vakti olduğu zamân, Allahü teâlâ meleklere emreder. Onlar yeryüzüne inerler. Sokak başlarını tutarlar. İnsanlar ve cinnîlerden başka bütün mahlûkâtın duyacağı bir sesle nidâ ederler. Derler ki: - Ey ümmet-i Muhammed, kalkın! Allahü teâlâ büyük ihsânlarda bulunuyor, çok günâhlar affediyor. Mü'minler bayram namazı kılmak üzere câmilere ve mescidlere toplandıkları zaman Allahü teâlâ meleklere hitâp eder: - İşçi çalışınca karşılığı nedir? Melekler derler ki: - Ücretinin ödenmesidir! Şânı yüce olan Allah buyurur ki: - Sizi şâhit tutuyorum ki, Ben onlara sevâb olarak rızâmı ve mağfiretimi verdim. Hadis-i şeriflerde ise şöyle buyurulmuştur: "Bir kimse, ramazân ayında oruc tutmayı farz (ya'nî vazîfe) bilir ve orucun sevâbını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları afv olur." [Sahîh-i Buhârî] "Allah, Kadir gecesini, ümmetime hediye etmiş, ondan önce kimselere vermemiştir." [Deylemî] BİR ÖKSÜZÜN BAYRAM SEVİNCİ Bir bayram günü, Peygamber Efendimiz evinden çıkmış, Mescide gidiyordu. Yolda bayram sevinci içinde oynayan çocuklara rastladı. Hepsi bayramlık yeni elbiseler giymiş, sevinç içinde sağa sola koşuyorlardı. İçlerinde zayıf ve çelimsiz bir çocuk vardı. Eski ve yırtık elbiseleri içinde melûl ve mahzûn bir kenara çekilmiş, neş'e ve sevinç içinde oynayan çocuklara bakıyordu. Peygamber Efendimiz bu çocuğa buyurdu ki: - Yavrum, niye arkadaşlarınla gülüp oynamıyorsun da bir kenâra çekilmiş böyle duruyorsun? Çocuk, Peygamber Efendimizi tanıyamamıştı. Dedi ki: - Ben hem öksüzüm, hem de yetîmim. Babam, şehîd oldu. Annem başka biriyle evlendi. Peygamber Efendimiz çocuğun şefkatle elinden tuttu. Sevgiyle saçlarını okşadı. - Yavrum, Peygamber Efendimizin baban, Aişe'nin annen, torunları Hasan ile Hüseyin'in de kardeşlerin olmalarını ister misin? Yetîm yavru, karşısındaki şefkat dolu, nûr yüzlü insanın Peygamber Efendimiz olduğunu anlayınca sevinçle dedi ki: - Yâ Resûlallah, nasıl istemem? Efendimiz, çocuğun elinden tutarak evine götürdü. Yedirip, içirip, yeni elbiseler giydirdi. O çocuk sevinçle dışarıya çıktı. Çocuklar onu tanıyıp etrâfına toplandılar. Durumundaki değişikliği görüp sordular: - Nedir sendeki bu hâl? Yetîm çocuk başından geçenleri anlattı. Diğer çocuklar, bu yetîm yavrunun, Hazret-i Peygamber tarafından evlâtlığa alındığını duyunca: "Keşke bizim babalarımız da, o savaşta şehîd düşselerdi de, bizi de Peygamber Efendimiz evlâtlığa alsaydı" dediler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.