Bazı komşuluk hakları...

A -
A +

Hem fertler, hem âileler, hem de devletler ve milletler için komşuluk münâsebetlerinin iyi olması çok önemlidir. Bunun önemi, günümüzde daha da iyi anlaşılmaktadır. Önce bir "mukaddime" yapalım, sonra da "komşuluk hakları"ndan bazılarına, bugünkü makâlemizin hacmi nisbetinde kısaca temâs edelim. Cenâb-ı Hakk'a sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, Peygamberleri vasıtasıyla, beşeriyete saâdet yollarını göstermiş, iyi-kötü, güzel-çirkin her şeyi onlara öğretmiştir. Yüce Allah, insanlara, kendileri için en doğru olan yaşayış tarzını bildirmiştir. Allahü teâlâ, dünyâya gönderdiği ilk insan ve ilk Peygamber olan Âdem aleyhisselâmdan itibâren, Sevgili Peygamberimize gelinceye kadar bütün "Peygamber"leri vâsıtasıyla, kullarına, dünyâ ve âhirette râhat etmeleri, huzûr içerisinde, iyi bir şekilde yaşamaları için, emir ve yasaklarını, yanî ne yapmaları ve nelerden sakınmaları lâzım olduğunu, beğendiği ve beğenmediği bütün işleri bildirmiştir. Bunlar ancak ilimle öğrenilir. Zâten insanın diğer varlıklardan daha mümtâz (seçkin) olması da îmân, takvâ, ilim, edep ve ahlâk iledir. "İnsanın şerefi ilim ve edepledir; mal ve neseple değildir" kelâm-ı kibârı (büyüklerin sözü) ne kadar mânidârdır. Bundan dolayı, en son ve en mükemmel dîn olan mukaddes dînimiz İslâmiyette, ilme, âlime, kitâba, okumaya çok büyük önem verilmiştir. Herkese, özellikle yakınlarımıza ve tanıdıklarımıza, ilim öğrenmenin ve okumanın önemini anlatmalıyız. Âlimlere olan ihtiyaç Bilinmeyen konuların, mutlakâ "ilim ehli"ne sorulması, Kur'ân-ı Kerîm'de geçen bir emirdir. Peygamberimiz de, ilmin önemi ve âlimin fazîleti üzerinde o kadar durmuştur ki, iki sınıf dışındaki insanlarda âdetâ hayır olmadığını söylemiştir. Bu iki hayırlı sınıf ise, "âlim (ilim adamı)" ve "müteallim (öğrenci)"dir. İlmin ayakta durması, ulemâ(ilim adamları)nın varlığına bağlıdır. Dünyâ durdukça, ilim adamlarına olan ihtiyaç devâm edecektir. Muallimler (öğretmenler) de eğitim ve öğretimin temel ihtiyâcıdır. Müslümanlar içinde, terbiye ve aydınlatma işiyle görevli husûsî muallimlerin bulunması gerekir. Hattâ büyük İslâm âlimi İmâm Gazâlî (r.aleyh), her şehirde, akâid konusunda ortaya çıkacak tereddütleri gidermek için bir İslâm âliminin bulunmasının farz-ı kifâye olduğunu belirtmektedir. İşte İslâm nazarında kâmil öğretmenler yetiştirilmesi, her türlü ihtiyaçtan önce gelmektedir. Eğitimciler için nümûne-i imtisâl yanî örnek insan, ideal eğitimci, sevgili Peygamberimiz olmalıdır. Komşuluk hakları Şimdi gelelim komşuluk haklarına: Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki: "Cebrâîl (aleyhisselâm), bana komşu hakkının öneminden o kadar bahsetti ki, komşuyu komşuya mîrâsçı kılacak zannettim." [Buhârî] "Allah indinde komşuların iyisi, komşularına faydalı olandır." [Hâkim] Bir kimse, komşusundan ne bekliyorsa, komşusuna da aynı şeyleri yapmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Komşu senden yardım isterse yardım edersin. Borç isterse verirsin. Fakîr düşerse gözetirsin. Hastalanınca ziyâret edersin. İyi şeylerini tebrîk eder, felâketlerinde sabır dilersin. Ölünce cenâzesine gidersin." [Harâitî] Sâlih kimselerle komşuluk çok iyidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Bir sâlih Müslümanın hürmetine, komşulara gelecek yüzlerce belâ önlenir." [Taberânî] Mühim bir kul hakkı Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: "Sıla-i rahm, malı çoğaltır, âilede sevgiyi artırır ve ömrü uzatır." [Taberânî] "Sıla-i rahm", "akrabâyı ziyâret etmek" demektir. Evlenilmesi harâm olan sâlih akrabâyı ziyâret vâcip; terki büyük günâhtır. Hiç değilse, selâmla, mektûpla gönüllerini alarak bu günâhtan kurtulmalıdır. Mektûpla, sözle veya para ile yardımın zamanı ve miktarı yoktur. Lüzûm ve imkâna göre yapılır. (Hadîka) Şimdi, dünkü makâlemizde "çok mühim bir husûs" dediğimiz konuya gelelim: Kul hakkının en mühimi ve azâbı en şiddetli olanı, âile efrâdına, akrabâsına, mâiyetinde olanlara emr-i ma'rûf yapmamaktır. Komşuya da emr-i ma'rûf yapmamak en mühim bir kul hakkıdır. Komşularının günâh işlediklerini görüp de, "bana ne" diyerek evine çekilen, uygun bir şekilde onlara nasîhat etmeyen ve kendileri ile görüşmeyen, onların Cehennemden kurtulması için yardım etmeyen mes'ûl olacaktır. Komşuları böyle bir kimseyi, kıyâmet günü Allahü teâlâya şikâyet edeceklerdir. Nitekim bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Nice kimse, kıyâmette komşusunun yakasına yapışıp diyecek ki: Yâ Rabbî, buna sor ki niçin kapısını bana kapattı? Niçin elindeki nimetlerden bana da vermedi?" [İsfehânî] Her çeşit mal, bir ni'met ise de, en önemli ni'met Müslümanlık ni'metidir. Onun için, komşularımızın, yakınlarımızın bu nimetten istifâde etmeleri için çalışmamız gerekir! Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri de buyuruyor ki: "Namaz kılmayan, namaz kılmamakla bütün mü'minlere zulmetmiş olur. Çünkü her namazda, (Es-selâmü aleynâ ve alâ ibâdillahis-sâlihîn)=[Selâm, bize ve Allahın sâlih kullarına olsun] demekle, bütün mü'minlere duâ ediliyor. Her gün beş vakit namazda yirmi bir defa tekrâr edilen bu duâdan, Müslümanları mahrûm bırakmış olur. Yani hakları olan bu duâyı terk etmiş olur. Kıyâmette bütün mü'minler bu haklarını alırlar."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.