İki cihân güneşi Hazret-i Muhammed aleyhisselâm, "Ben, iyi huyları tamâmlamak, yerleştirmek için gönderildim" buyurmuştur. "O'nun şahsında, Allah'ı ve âhiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça hâtırlayanlar için güzel edeb ve ahlâk nümûneleri vardır" (Ahzâb, 21) âyet-i kerîmesi, Muhammed aleyhisselâmın "üsve-i hasene" [nümûne-i imtisâl=en güzel örnek] olduğunu ne güzel ifâde etmektedir? Ma'lûm olduğu üzere, "İslâmiyet, Allah'ın emirlerine ta'zîmde bulunmak ve yaratılmışlara şefkat etmektir", "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz", "Büyüklerimize hürmet etmeyen, küçüklerimize de şefkat etmeyen bizden değildir", "İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır", "Bir kavmin efendisi, ona hizmet edendir" buyuran Sevgili Peygamberimiz, insanları her mahlûka karşı şefkat ve merhamet etmeye, dâimâ hayır işlemeye, insanlara da faydalı olmaya yöneltmiştir. Peygamber Efendimizin vârisi durumunda olan büyük âlimler de, insanları hep iyiliklere, güzelliklere sevk etmişlerdir. Bu büyüklerin biri hepsi, hepsi biri mesâbesindedir. Onların sözleri birbirini te'yîd etmektedir. NASÎHATLERİN KIYMETLİSİ "Kelâm-ı kibâr, kibâr-ı kelâmest=Büyüklerin sözleri, sözlerin büyükleridir" şeklinde meşhûr olan cümle, İslâm ulemâ ve evliyâsının sözlerinin ne kadar kıymetli olduğunu ifâde etmektedir. O büyükler, hiçbir zaman indî söz söylememişler, hep nakle riâyet etmişlerdir. Naklî olan bu değerli sözleri, aynı zamanda akl-ı selîme de uygun olmuştur. Bugünkü makâlemizde, bazı büyüklerin önemli sözlerinden birkaç nakil yapmak istiyoruz: Âlimlerin önde gelenlerinden ve evliyânın büyüklerinden İmâm-ı Rabbânî hazretleri, "Mektûbât-ı şerîfe"sinin birinci cildinin 213. mektûbunda buyuruyor ki: "Bütün va'zların özü ve nasîhatlerin kıymetlisi, Allah adamları ile buluşmak, onlarla birlikte bulunmaktır." Demek ki bir Allah adamını tanımak çok kıymetlidir. Nasıl ki Eshâb-ı kirâm, Peygamber Efendimize kavuşmakla Eshâb-ı kirâm oldular ve çok kıymetlendiler. Bir Allah adamını tanıyan, seven, Allahü teâlânın sevgili bir kulunun yolunu, izini ta'kîb eden kimse de, büyük ni'mete, büyük devlete kavuşur... Bâyezîd-i Bistâmi hazretleri buyuruyor ki: "Dilini, Allahü teâlânın ismini anmaktan başka işlerle uğraşmaktan ve başka şeyler konuşmaktan koru. Nefsini hesâba çek. İlme yapış ve edebi muhâfaza et. Hak ve hukûka riâyet et. İbâdetten ayrılma. Güzel ahlâklı, merhamet sâhibi ve yumuşak ol. Allahü teâlâyı unutturacak her şeyden uzak dur ve onlara kapılma." "Otuz sene mücâhede eyledim, nefsimin istediklerini yapmadım. İlimden ve ilme uymaktan daha zor bir şey bulamadım." "Gözlerini harâma bakmaktan ve başkalarının ayıplarını görmekten koru." "Bir gece karanlığında odamda otururken ayaklarımı uzatmıştım. Hemen bir ses duydum. Sultânla oturan edebini gözetmelidir diyordu. Hemen toparlandım." "Allahü teâlânın, nefsimi cezâlandırmasına sebep olan bütün şeyler üzerinde düşündüm. Onların en şiddetlisi olarak gafleti buldum. Allahü teâlâdan bir an gâfil olmak (bir an O'nu unutmak) Cehennem ateşinden daha şiddetlidir." "Ey Allah'ım! Ey kusurlardan uzak olan sonsuz kudret sâhibi Rabbim. Sen ne dilersen yaparsın. Benim vücûdumu öyle büyült, öyle büyült ki, Cehennem'i ağzına kadar doldursun. Böylece başka kullarına yer kalmasın. Onların yerine ben yanayım." Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü teâlâ anh) de böyle duâ ederdi. İŞ BUDUR; BUNDAN GAYRÎSİ HİÇTİR Dâru'l-fünûn müderrislerinden [ya'nî eski İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden] Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri de buyurmuştur ki: "Fırsat ganîmettir. Ömrün tamâmını faydasız işlerle telef etmemeli, Hak teâlânın rızâsına uygun şeylere harcamalıdır. Beş vakit namazı, ta'dîl-i erkân ile ve cemâatle kılmalı, teheccüd namazını elden kaçırmamalı, seher vakitlerini istiğfârsız geçirmemelidir. Gaflet uykusuna dalmamalı, ölümü düşünmeli, âhiret hâllerini gözetmeli, fânî dünyânın harâm olan işlerinden yüz çevirip bâkî olan âhiret işlerine dönmelidir. Dünyâ işleri ile zarûret miktârı uğraşmalı, diğer vakitlerde, âhireti i'mâr etmekle meşgûl olmalıdır. Sözün kısası, Allah'tan gayri şeylerin sevgisinden korunmalı ve bedeni dînin hükümlerine uymakla süslemeli, onunla meşgûl olmalıdır. İş budur; bundan gayrisi hiçtir." [İnşâallah yarınki makâlemizde de, bazı büyüklerin kıymetli sözlerinden yine bazı nakiller yapmak istiyoruz.]