Gazne'de 962-1187 (H. 351-583) yılları arasında hüküm süren Türk-İslâm devleti olan "Gazneli Devleti"nin kurucuları, Sâmânoğulları Devleti'nin hizmetindeyken, orduda en küçük dereceden başlayarak "Hâssa Ordusu Kumandânlığı"na ve "Hâcibü'l-huccâb"lığa kadar yükselen Alp Tigin ile onun yardımcısı ve dâmâdı olan Sebüktekin'dir. Alp Tigin, Sâmânoğulları'ndan Abdülmelik'in hükümdârlığı esnâsında fiilen idâreyi eline aldı (961). Abdülmelik'in ölümü üzerine, çocuk yaştaki kardeşi Mansûr hükümdâr oldu ise de, Alp Tigin, bunun iktidâra getirilmesini istemedi. Bu sebepten Belh şehrine çekildi ve burada Sâmânîler tarafından üzerine gönderilen orduyu yenerek Gazne'ye gitti (962). Gazne'deki yerli hânedânlığı devirerek müstakil bir devlet kurdu. Ölümü hakkında kesin bir târih yoksa da, bazıları 963'te öldüğünü kabûl ederler. Vefâtından sonra, yerine, yardımcısı ve dâmâdı olan Sebük Tegin [Sebüktekin] geçti. Bunun oğlu meşhûr Mahmûd Sebüktekin [Gazneli Mahmûd] zamanında, Gazne Devleti en parlak devrini yaşamıştır. 2 Kasım 971 (H. 361) târihinde doğan ve otuz üç sene adâlet ve muvaffakiyetle saltanat süren Gazneli Mahmûd; Gazneliler Devleti'nin en büyük hükümdârı, Hindistân Fâtihi ve büyük İslâm kahramânıdır. [1030'da Gazne'de vefât etti. Gazne'deki türbesi pek mükemmel ve müzeyyendir. Yerine oğlu Celâlüd-devle Muhammed geçti.] Sultân Gazneli Mahmûd, Türk-İslâm dünyâsının yetiştirdiği en büyük hükümdârlardan biridir. O, daha gençlik yıllarında, babasının yanında savaşlara katıldığı için, ömrünün kırk beş senesini savaş meydânlarında geçirdi. Babası Gazneliler Devleti'nin kurucularından Sebük Tegin [Sebüktekin], annesi ise Zâbulistân bölgesinden asîl bir âilenin kızıdır. Gazneli Mahmûd, dîne, medeniyete pek büyük hizmetler yaptı. Parlak bir devir açtı. Ebü'l-Hasan-ı Harkânî hazretleri, onun zamânında yaşamış en büyük İslâm âlimlerinden biridir. Ehl-i sünnet âlimlerinin yetiştirilmesine büyük gayret sarf eden Gazneli Mahmûd, bid'at ehline karşı sert, hak mezhep ve ehline karşı pek yumuşaktı. Gazneli Mahmûd, daha gençlik yıllarında devlet idâresinde görev almaya başladı ve babasının yanı sıra katıldığı savaşlarda cesâret ve zekâsıyla kendini gösterdi. Babası Sebük Tegin[Sebüktekin]'in vefâtı üzerine, Sultân Mahmûd hemen Gazne'ye giderek, küçük bir engeli kaldırdıktan sonra saltanatını i'lân etti (997). Sâmânîlerin elinde kalmış olan Buhârâ, Horasân, Herât, Belh, Bust ve Kâbil'i zaptetti. İrân ve Irâk taraflarında hüküm süren Şîî Büveyhîler (932-1062) ile önce savaş ve sonra sulh ederek saltanatını tanıttırdı. Şâfiî âlimi Ebû Hâmid İsfehânî'yi, Bağdâd'daki Abbâsî Halîfesi'ne gönderdi. Halîfe el-Kâdir (991-1030), Gazneli Mahmûd'un elçisini memnûniyetle karşıladı. Yeni hükümdâra saltanat alâmetlerinden hil'at, tâc ve bayrakla birlikte, sâhib olduğu ülkelerin "Ahd"ini gönderip, "Yemînü'd-Devle", "Veliyyü Emîri'l-Mü'minîn" ve "Emîrü'l-Mille" lakablarını verdi. Sultân, gönderilenleri kabûlden sonra, İslâm dînini yaymak ve İslâm düşmânlarıyla mücâdele etmek için, her yıl Hindistân'a sefer yapmayı vâdetti. Bundan sonra başşehir Gazne'de büyük bir merâsimle hil'at ve tâc giyen Mahmûd, Abbâsî Halîfesi El-Kâdir adına hutbe okuttu. Sultân Mahmûd, sırasıyla Horasân ile bugünkü Afganistân ve Belûcistân denilen ülkeleri tamâmen hükmü altına aldı. Mâverâünnehr Hânı İlik Hân ve sonra Kâdir Hân'la savaşarak, Ceyhûn'un ötesine ve Hârezm'e kadar sınırlarını genişletti. Şîî Büveyhîlerden İrân ve Irâk taraflarında Rey, İsfehân, Kazvîn, Sâve, Zencân, Ebher şehir ve kalelerini alıp, sapık akımlara kapılanları şiddetle cezâlandırdı. Râfizîliği ve felsefî ideolojilere âit kitapları imhâ ettirip, yıkıcı faaliyetlere katılanları sıkıca tâkîb ettirdi. Gazneli Mahmûd, böylece ülkesinin kuzey cephesini emniyete aldıktan sonra, tahta çıkarken yaptığı yemîne ve verdiği söze sâdık kalarak Hint seferlerine başlamaya karâr verdi. Eylül 1000 târihinde, ilk Hind Seferine çıkan Sultân Mahmûd, bu târihten 1027 yılına kadar Hindistan'a on yedi büyük sefer düzenledi...