Gençlerle ilgili bazı istatistikler

A -
A +

Bugünkü makalemize, gençlerle ilgili bir istatistikle başlıyalım: 1995 yılında Sağlık Bakanlığı'nca 7 İl'imizde Liseli öğrenciler arasında yaptırılan bir araştırmaya göre: Gençlerin yüzde 53'ü esrarı denemiş, yüzde 22'si ara sıra kullanmış ve yüzde 8.5'i devamlı kullanmaktadır. Eroini deneyen yüzde 10 ve devamlı kullanan yüzde 4'tür. Kokaini deneyen yüzde 8.8 ve devamlı kullanan yüzde 4'tür. Yapıştırıcı, uçucu, tiner deneyen yüzde 35 ve devamlı kullanan ise yüzde 16'dır. Diğer taraftan, araştırmalar neticesinde ortaya çıkan başka bir gerçek de uhu, bally, tiner gibi yapıştırıcı ve uçucu madde kullanımının 9-12 yaş grubunda daha fazla görülmesi. Yetkililer, bu durumun, bu maddelerin, diğer uyuşturucu maddelere göre daha ucuz ve kolay temin edilmesinden kaynaklandığını ifade ederek, bu maddeleri deneyenlerin sayısının yüzde 35, devâmlı kullananların sayısının ise yüzde 6 olduğunu belirttiler. Son 10 sene içinde, bu durumun, daha kötüye gittiği resmî kayıtlarla sâbittir. Ayrıca sigaraya başlama yaşı 8-10, alkol kullanma yaşı 12-14, uyuşturucu kullanma yaşı 10-12 ve diğer uyuşturuculara başlama yaşı 14-16 olmuştur. Türkiye'de günümüzde, kişi başına 3 kilo tütün ve 20 litre alkollü içki düşmektedir. Bu rakam, 1930 yılına göre tam 20 misli artmıştır. Yetkililer araştırmalarda, ülkemizde 23 milyon insanın sigara tiryakisi olduğunu belirtirken, yaklaşık 20 milyon insanın da alkol dostu, 5 milyon insanın da alkol bağımlısı olduğuna işâret etmişlerdir. Başta okul çağında okuyan çocuklar olmak üzere ülkemizde her geçen yıl, bir önceki yıla göre daha fazla gencimizin içki ve uyuşturucu maddelerle tanıştığı ya da kullandığına yetkililer tarafından dikkat çekiliyor. Uyuşturucu başta olmak üzere, alkol kullanmaya alışan kimselerin günlük uyuşturucu ve alkol ihtiyaçlarını giderebilecek parayı bulmak için hırsızlık, gasp, soygun, dolandırıcılık ve fuhuş yapabildiklerini ifâde eden yetkililer; "Özellikle uyuşturucu, çok para gerektiren bir kullanımdır. Bağımlı olanların çoğu, maalesef aynı zamanda satıcıdırlar. Kendilerinin ihtiyacı olan parayı bulabilmek için, yeni kullanıcıları, gençleri, hattâ ve hattâ kendi arkadaşlarını bu batağın içine çekmekten çekinmezler. Ülkemizde bu illetlerin kullanımı, batı toplumları kadar olmasa bile, giderek korkunç bir şekilde büyümekte" demişlerdir. Burada bazı istatistikleri daha zikretmemiz lâzım: Bakınız, son zamanlarda, suç işleme yaş ve oranları hakkında yapılan istatistikler bizlere neler söylüyor : "Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği" tarafından, "Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi" (ÇEMATEM) uzmanlarından Doç. Dr. Kültegin Ögel'in koordinatörlüğünde, "Ergenler Arasında Suç İşleme Riski" konulu bir araştırma, İstanbul'da 15-18 yaş grubundaki 3 bin 500 öğrenci arasında gerçekleştirildi. (NTV, Güncelleme Tarihi: 20.02.2005 ) İstanbul'da, ergenlik çağındaki öğrenciler arasında yapılan bu araştırma, ilk suç işleme yaşının ağırlıklı olarak 13-15 olduğunu, suç işleyenlerin 5'te 1'inin de "ilk suçlarını 7-9 yaşları arasında işlediğini" ortaya çıkardı. 3.500 öğrenci arasında yapılan bu araştırmada, ergenlik çağındaki öğrencilerin yüzde 14.8'inin hayatları boyunca en az bir kere suç işlediği tesbit edildi. Araştırmaya göre, ilk suç işleme ağırlıklı olarak (yüzde 42.6) 13-15 yaş arasında gerçekleşirken, suç işleyen öğrencilerin yüzde 20'si de "ilk suçlarını işlediklerinde 7-9 yaşları arasında olduklarını" bildirdiler. Katılımcı öğrencilerin yüzde 10.8'i de, "polisle en az bir kere başlarının belâya girdiğini" kaydetti. Öğrencilerin yarıdan fazlası (yüzde 59.1) "sadece bir kez", yüzde 23'ü "2-3 kez", yüzde 4.4'ü "4-5 kez", yüzde 13.5'i ise "5 defadan fazla polisle başının belâya girdiğini" ifâde etti. Erkeklerde suç işleme oranı "Hayâtı boyunca en az bir kere bir şeyler çalan" öğrencilerin oranı yüzde 8.6 çıkarken, bu gençlerin yüzde 41'i "bir kere", yüzde 29.3'ü "2-3 kere", yüzde 9'u "4-5" kere, yüzde 20.7'si de "5'den fazla kez, bir şeyler çaldığını" belirtti. Öğrencilerin yüzde 3'ü "en az bir kez nezârethânede kaldığını" ifâde ederken, suç işleyen öğrencilerin yüzde 6.7'sinin anne ya da babasının da herhangi bir suç nedeniyle en az bir kere cezâevine girdiği ortaya çıktı. Erkeklerde "herhangi bir suç işleme" oranı, kızlara göre 2.6 kat, "polisle başı belâya girme" oranı 4 kat, "bir şey çalma" oranı 3 kat, "ıslâhevinde kalma" oranı da yaklaşık 6.5 kat fazla çıktı. Zararlı Madde Suçu Tetikliyor: Araştırma verilerine göre, zararlı madde kullananlarda "polisle başı belâya girme" oranının, kullanmayanlara göre 5.43, suç işleme oranının 4.35, herhangi bir şey çalma oranının 2.69, cezâevi ya da ıslâhevinde kalma oranının da 13.81 kat fazla olduğu tespit edildi. O hâlde çocuklarımızı ve gençlerimizi, bu zararlı maddelerden korumak hepimizin görevi olmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.