Hastalıkların tedâvisi için çeşitli çarelere başvurulmalıdır -2-

A -
A +

Bildiğiniz gibi, dünkü makâlemizde, Resûlullah Efendimizin, hastalıkları tedâvî için neler yaptıklarından ve âfiyetle ilgili kıymetli bazı kelâmlarından bahsetmiştik. Bugün yine bu konuyla ilgili birkaç kelime yazacağız: Ehl-i Sünnetin amelde dört hak mezhebinden biri olan Hanbelî Mezhebinin İmâmı ve velîlerin büyüklerinden Ahmed bin Hanbel (rahmetullahi aleyh) zamânında meşhûr bir falcı vardı. Fal baktırmak istiyenler her taraftan gelir kendisini bulurlardı. Bu şahıs falcılığı meslek hâline getirmişti. Bir gün hastalandı. Yirmi sene iyileşemedi. Biri ziyâretine gelmişti. Hâlini görünce; "Senin iyileşmenin tek yolu var, o da zamânımızın en büyük âlimlerinden ve evliyâsından biri olan Ahmed bin Hanbel hazretlerinin duâ etmesidir" dedi. Bu falcı da annesini ona gönderip, duâ etmesini istedi. Annesi, Ahmed bin Hanbel'in huzûruna varınca; "Oğlum yirmi senedir hasta yatıyor. İyileşmesi için sizden duâ istemeye geldim" deyince; "Herkes iyileşmek için oğluna gelirdi. Senin oğlun da, her şeyi bildiğini zannederdi. Kendi hastalığını tedâvî edemeyip de, şimdi seni bana mı gönderdi?" buyurdu. Kadının defalarca ısrârı karşısında dayanamayıp, falcılığı bırakması şartıyla, ona duâ edebileceğini söyledi. Hazret-i İmâmın bu sözü üzerine o genç falcılığı bıraktı, o da ona duâ etti. Genç tevbe-istiğfâr etti ve bi-iznillah sıhhate kavuştu. Ehl-i Beytten ve meşhûr velîlerden İmâm Câfer-i Sâdık (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin rivâyet ettiği bir hadîs-i kudsî şöyledir: İmâm Ahmed bin Hanbel hazretleri Müsned'inde buyuruyor ki: Cebrâilin Allahü teâlâdan naklen, Peygamber Efendimize; "Lâ ilâhe illallahü hısnî, men kâlehâ dehale hısnî ve men dehale hısnî emine min azâbî" şeklindeki duâyı her kim rivâyet edenlerin isimleriyle, inanarak ihlâsla bir deliye veya hastaya okursa şifâ bulur. [Meâl-i âlîsi şöyle: 'Lâ ilâhe illallah' benim kal'amdır; kim onu söylerse, kal'ama girer; kim de kal'ama girerse, azâbımdan emîn olur.] Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin Iyâd (rahmetullahi aleyh) hazretlerinin kendisi ve başkaları hakkında duâsı makbuldü. Hizmetçisi Ebü'l-Abbâs anlatır: "Bir zaman Fudayl bin Iyâd hazretlerinin oğlu idrârını yapamadı. Büyük bir ızdırap içinde kaldı. O zaman babası ellerini kaldırıp; "Yâ Rabbî! Sen biliyorsun. Sana muhabbetim ziyâdedir" buyurdu. Çok geçmeden duâsının kabûl olduğu, oğlunun şifâya kavuştuğu görüldü. Mısır evliyâsından Alî Havvâs Berlisî (rahmetullahi teâlâ aleyh) birtakım istek ve hacet sâhiplerini, Ezher Câmiinin kapısında turp satan bir kişiye gönderirdi. Bu zât da, kendisine gönderilen kişilerin işini hemen görürdü... Darendeli Muhammed Hilmi Efendi'nin (rahmetullahi aleyh) talebelerinden biri bir gün çok hastalandı. Hiçbir tedâvî fayda vermedi. Doktorlar ümîdi kesdiler. Başında bekleşen akrabâları hastanın küçük çocuğuna; "Dârendeli Hoca Efendiye git. Babam çok hasta, onun ilâcı sendeymiş, diyerek ilâç iste, yalvar, ağla..." dediler. Çocuk Muhammed Hilmi Efendinin yanına gelip, "babam hasta, babamın ilâcı sendeymiş" deyip boynunu bükünce, Şeyh hazretleri onun başını okşayıp; "Haydi oğlum, sen evine git. İnşâallah baban şifâ bulmuştur" deyip gönderdi. Gerçekten de çocuk eve gelmeden, ağır hasta olan babası iyileşerek ayağa kalktı. Mudurnu'da yetişen evliyâdan Dâvûd-i Halvetî (rahmetullahi aleyh) hazretleri ile ilgili olarak "Şakâyik-ı Nu'mâniyye" kitabının sâhibi şöyle anlatır: Doğduğum andan bülûğ yaşına girinceye kadar dilim çözülüp konuşamamıştım. Bir gün babam beni alıp, Şeyh Dâvûd'a götürdü ve benim bu hastalıktan bir an önce kurtulmam için duâ etmesini ricâ etti. Tâhâ sûresinin 25-28'inci âyet-i kerîmelerini okuyup duâ etti. [Meâl-i şerîfi şöyledir: "Ey Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz. Böylece sözümü iyi anlasınlar!"] Kendi mübârek ağızlarından, benim ağzıma bir şeyler okudu. Dilim hemen çözüldü. Evimize döndüğümde annemi görünce; 'Anacığım, artık ben konuşabiliyorum' diye seslendim." Şunu iyi bilmek lâzımdır ki şifâyı yaratan Allahü teâlâdır. Bazen şifâyı bir ilaçta, bazen de bir duâda kılabilir. Cenâb-ı Hak, bütün hastalarımıza hayırlı şifâlar versin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.