Makâlemizin hemen başında, her vatandâşımıza, her Türk'e, her Müslümâna, hattâ her insana, ma'nevî açıdan ve tabîî güzellikler bakımından çok zengin olan, vaktiyle atalarımızın yaşadıkları kadîm "Türkistân diyârı"nı, eski "İpek Yolu" güzergâhını, "Mâverâünnehir İlleri"ni, o kültür diyârını gezip görmelerini, çok büyük ulemâ ve evliyâ yatağı olan o mübârek memleketleri ziyâret etmelerini, dünyânın en nâdîde ahşâb işlemelerini ve çini örneklerini, târihî ve turistik beldeleri incelemelerini harâretle tavsiye ederiz. İlk defa, İhlâs Turizm'in 1996 yılının Zilhicce ayında tertiplediği bir seyâhatte, 26 kişilik bir kâfileye rehberlik yaparak, sıra ile Taşkent, Buhârâ ve Semerkant'ı ziyâretle şereflenmiştik. İkinci defa, 11 sene sonra (ya'nî 8-14 Mayıs 2007 târihleri arasında), Türkiye'den İrfân Turizm ile Özbekistân'daki Uzin Tur Şirketi'nin müştereken organize ettikleri, çok güzel, tadına doyamadığımız, bir rüya gibi olan, âdetâ hayâl âleminde yaşadığımız "Özbekistan Seyâhati Programı"nda, çok şükür oraları ziyâret tekrâr nasip oldu. 11-12 Mayıs 2007 Cuma-Cumartesi tarihli makâlelerimizde, "Özbekistân'daki Büyük Âlim ve Velîler-1-2" başlığı altında, çok kısa olarak Özbekistân seyâhatimizi ele almıştık. [O seyâhatte, 09-10 Mayıs Çarşamba ve Perşembe günlerinde, Buhârâ ve civârındaki; 11-12 Mayıs Cuma ve Cumartesi günlerinde Semerkant ve Kaşkaderyâ'daki; 13 Mayıs Pazar günü de Taşkent'teki âlim ve velîlerin türbe ve külliyeleri ile bazı târihî mekânları ziyâret etmek nasip olmuştu el-hamdü lillah.] 18.05.2007 Cuma günkü makâlemizde, "Özbekistan Seyâhatinden Döndük", 19.05.2007 Cumartesi günkü makâlemizde de, "Özbekistan Seyâhatine Dâir" başlıklarıyla yazdığımız 2 makalemizde de, sanki bir rüyâ gibi olan o güzel seyâhatin kısa bir değerlendirmesini yapmıştık. İrfân Turizm'in, 3-11 Haziran 2007 tarihleri arasında, Muhterem Seyyid Mehmed Saîd Arvâs Hocaefendi'nin rehberliğinde götürdüğü 41 kişilik 2. kâfilesi de, bu hafta başında, Pazartesi günü öğleden önce, çok güzel intibâlar ve unutulmaz hâtıralarla selâmetle döndüler el-hamdü lillâh. İnşâallah 3-10 Eylül 2007 tarihlerinde yapılacak 3. seyâhatte de, oralara gidecek kardeşlerimize, biz tekrâren rehberlik yapmayı arzû ediyoruz. Özbekistân'daki târihî eserler Buhârâ ve civârında, insanları Hakk'a dâvet eden, onlara doğru yolu gösterip, gerçek saâdete kavuşturan ve kendilerine "Silsile-i Aliyye" denilen büyüklerden Abdülhâlık Goncdüvânî [Goncdevânî, Gucdüvânî, Özbekler onu Gıjduvânî şeklinde yazıp okuyorlar], Ârif-i Rîvegerî, Mahmûd-i İncirfağnevî [Encirfağnevî], Alî Râmitenî, Muhammed Bâbâ Semmâsî, Seyyid Emîr Gilâl [Gülâl, Külâl], Seyyid Muhammed Behâeddîn Buhârî Şâh-ı Nakşibend gibi zâtların türbe ve külliyyeleri vardır. Buhârâ'da, isimlerini saydığımız bu türbe ve külliyyelerden başka, Leb-i Havz Câmii, Mîr Arab Medresesi, Kalan Minâresi, Ark Kalesi gibi başka târihî ziyâret mahalleri de mevcuttur. Semerkant şehri de, Buhârâ gibi, kültürel yönden çok zengin bir şehir. Burada da Eshâb-ı kirâmdan ve Sevgili Peygamberimizin amcazâdesi Şâh-ı Zinde (Kusem bin Abbâs), "Silsile-i Aliyye" büyüklerinden Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr, Ehl-i Sünnet'in iki büyük akâid imâmından biri olan İmâm Mâtürîdî ve hadîs âlimlerinin en büyüğü olan İmâm Buhârî'nin türbe ve külliyyeleri bulunmaktadır. [20-21 Nisan 2007 târihlerindeki "Akâid İmâmımız Mâtürîdî Hazretleri-1-2" başlıklı 2 makâlemizde İmâm Mâtürîdî, 25-26 Mayıs 2007 târihlerindeki "Hadîs Âlimlerinin En Büyüğü İmâm Buhârî-1-2" başlıklı 2 makâlemizde de İmâm Buhârî üzerinde durmuştuk. Erciyes Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi'nin, 1987 yılında Kayseri'de tertiplediği Beynel'l-milel (Uluslararası) İmâm Buhârî Sempozyumu'nda da, biz, âcizâne sunduğumuz bir teblîğde İmâm Buhârî'nin hayâtı, eserleri ve ilmî şahsiyetini ele almıştık. Orada sunulan tebliğleri ihtivâ eden bir kitap ta yayınlandı.] Semerkant'ta, yukarıda zikrettiğimiz mübârek mekânlardan başka, ayrıca Ebu'l-Leys-i Semerkandî Türbesi, Tîmûr Hân Türbesi, Uluğbey Rasadhâne ve Medresesi, Tilla Kârî Medresesi, Şirdâr Medresesi, Bîbî Hanım Mescidi, Registân Meydânı gibi târihî ziyâret mekânları da mevcuttur. Kaşkaderyâ Vilâyetinde ise, Derviş Muhammed ve Hâcegî Muhammed Emkenegî hazretlerinin kabr-i şerîfleri bulunmaktadır. Taşkent'te ise, Zengi Atâ hazretlerinin Türbe ve Külliyyesi, Barak Han Medresesi, Kökel Taş Medresesi, Emîr Tîmûr Müzesi, Cuma Mescidi, Alî Şîr Nevâî Müzesi gibi ziyâret yerleri vardır. Orada Nûreddîn-i Taşkendî hazretleri de mevcuttur. Yukarıdaki makâlelerimizde, Semerkant ve civârında bulunan âlim ve velîlerden bahsederken, bir nebze Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr (1403-Taşkent / 1490-Semerkant) hazretleri üzerinde durmuştuk. Onun Türkistân[Özbekistân]'ın büyük velîlerinden, kendilerine "Silsile-i Aliyye" adı verilen ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak dünyâ ve âhirette saâdete kavuşmalarına vesîle olan büyük âlim ve velîlerin onsekizincisi olduğunu belirtmiştik. İnşâallah yarınki makâlemizde ağırlıklı olarak onun üzerinde duracağız. [Bu vesîleyle, Ecdâd yâdigârı eserlere sâhip çıktıkları ve çok mükemmel bir sûrette tamîr ettikleri için, başta Özbekistân Cumhurbaşkanı sayın İslâm Kerîmov'u, yardımcılarını ve emeği geçen diğer bütün Devlet yetkililerini, Belediye Başkanlarını ve ekiplerini bir kere daha tebrîk ve takdîr ediyor, kendilerine en kalbî şükrânlarımızı sunuyoruz. Cenâb-ı Hak, gayretlerini arttırsın ve bu güzel hizmetlerinin karşılığını, âhırette bol bol versin diye duâ ediyoruz.]