27 Şubat 2008 günü, Batı basınına göz atanlar, Türkiye ile ilgili çarpıcı bazı başlıklarla karşılaştılar: "Türkiye İslâmî metinleri radikal bir şekilde yeniliyor" (BBC News)... "Türkiye'nin Peygamber'e yeni bir gözle bakışı sonuçlanmak üzere" (Financial Times)... "Türkiye 21. yüzyıl İslâmı için çalışıyor" (Guardian)... "Ahlâk, adâlet ve kadın hakları: 21. yüzyıl İslâmı'nın portresi" (The Times)... Peki işin aslı nedir? Şimdi buna bir göz atalım: Diyânet İşleri Başkanlığı'nın, bundan 2-3 sene önce başlatmış olduğu "KONULU HADÎS PROJESİ" başlıklı bir çalışması hakkında, Başkanlık'tan bir yetkilinin basına yaptığı bir açıklama, başta İngiliz Yayın Kurumu BBC olmak üzere, bazı Batı medyası tarafından "İslâm'da reform yapılıyor" şeklinde verildi. Batılı birkaç gazete, bilhâssa İngiliz Gazeteleri [meselâ BBC News, Financial Times, Times, Guardian, Telegraph] aynı gün, tek merkezden düğmelerine basılmış gibi, birdenbire İslâm İlâhiyatı ile ilgilendiler. MASA BAŞI YORUMLARI!.. Ama yaptıkları yorumların masa başı yorumları, şahsî fikirler ve indî görüşler olduğu anlaşılıyor. Çünkü neşrettikleri haber ve yorumlarında, "İslâm inancının Batı değerleriyle bağdaştırılması da hedefler arasında" ve hattâ "AKP Hükûmeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu çabaların başını çekiyor" gibi uçuk ifâdeler bile var. Londra'daki Chatham House'dan gelen Türkiye uzmanı Fadi Hakura'ya göre, "Türkiye İslâm'ı yeniden şekillendiriyor. Onu sâdece kurallarına uyulması zorunlu bir dîn olmaktan çıkartarak, modern ve laik bir demokraside bireylerin ihtiyâçlarına cevâp verecek bir dîne dönüştürüyor." Fadi Hakura: "Bunu yapmak için de devlet yeni bir İslâm biçimlendiriyor", "Bu, Hıristiyanlığın reform hareketine karşılık geliyor", "Birebir aynı şey olmasa bile, düşündüğünüzde dînin teolojik formasyonunu değiştirdiklerini görüyorsunuz" diyor. Batı basınında çıkan bu haberler, hemen DİB'nın tepkisiyle karşılaştı. Haberlerden hemen bir gün sonra, yanî 28 Şubat 2008 günü, konuyla ilgili olarak, Diyânet İşleri Başkanlığı'nca bir "BASIN AÇIKLAMASI" yapıldı. DİB'nın basın açıklamasında şöyle denilmiştir: "... Yerli ve yabancı medya organlarında projeyle ilgili olarak ileri sürülen hadîslerin ayıklanması, hadîslerin ılımlı İslâm çerçevesinde yorumlanması, siyâsetle ilişkilendirilmesi, bir yabancının danışman olarak takdîmi, hadîs alanında reform yapılması, hadislerin 21. yüzyıla uyumlu hâle getirilmesi, İslâm'ın teolojik temelinde değişikliğe gidilmesi gibi asılsız ve mesnetsiz iddiâların öne çıkarılması teessürle karşılanmıştır. Bu tür haberlerde ifâdesini bulan düşünceler, söz konusu projenin maksat ve muhtevâsına tamâmen zıt olduğu gibi, ülkemiz ve dünyâ Müslümânları nazarında da olumsuz kanâatlere yol açacaktır... Tamâmen 'özgün, akademik ve bilimsel nitelikte' olan, iç ve dış siyâsetten bağımsız olarak yürütülen 'Hadîs Projesi'nin Hz. Peygamber'in evrensel mesajını, 21. yüzyıla taşımada önemli bir adım olacağına inanmaktayız." ASILSIZ VE MESNETSİZ İDDİALAR Görüldüğü gibi açıklamada, bu konuda yerli ve yabancı basında çıkan 'Hadislerin ayıklanması', 'Hadislerin ılımlı İslâm çerçevesinde yorumlanması', 'Siyâsetle ilişkilendirilmesi', 'Bir yabancının danışman olarak takdîmi', 'Hadîs alanında reform yapılması', 'Hadîslerin 21'inci yüzyıla uyumlu hâle getirilmesi' gibi haberlerin, asılsız ve mesnetsiz iddiâlar olduğu ve bunların Diyânet İşleri Başkanlığı tarafından teessürle karşılandığı belirtilmektedir. Kezâ açıklamada, "Belirtilen amaç ve yöntemle sürdürülen bu çalışmanın, 'reform', 'revizyon' veya 'devrim' gibi nitelendirmelerle tanımlanması yanlıştır. Öyle anlaşılıyor ki, bu yanlışlık, Müslümanlığı ve İslâm dünyâsındaki bilimsel dinamizmi, Hıristiyanlığın târihi ve kültür hâfızasıyla tanımlamadan kaynaklanmaktadır" denilmiştir. İnşâallah yarın bu konuya devâm edeceğiz.