İstanbul'un fethinin 556. yıl dönümü -1-

A -
A +

Fâtih Sultân Mehmed Hân'ın vefâtı 3 Mayıs, naaşının İstanbul'a getirilmesi 22 Mayıs, İstanbul'u fethi de 29 Mayıs'ta olmuştur. Bu bakımdan Mayıs ayına, "Fetih ve Fâtih Ayı" dense lâyıktır. Bilindiği gibi, İstanbul'un fethi, 6 Nisan-29 Mayıs 1453 tarihleri arasında 53 gün süren bir muhâsaradan sonra gerçekleşmiştir. Binâenaleyh bugün, "Orta Çağ"ın kapanıp "Yeni Çağ"ın açılışına başlangıç kabul edilen ve dünyâ târihinde çok önemli bir hâdise olan "İstanbul'un Fethi"nin 556. sene-i devriyesini idrâk etmiş bulunuyoruz. Bu fethi gerçekleştiren, Osmanlı padişahlarının yedincisi, II. Murad Hân'ın oğlu ve II. Bayezid Hân'ın babası olan Fâtih Sultan Mehmed Hân, 1431'de Edirne'de doğup 3 Mayıs 1481 günü Gebze'de vefât etmiştir. Daha 21-22 yaş gibi delikanlılık çağında iken, İstanbul'u alarak, Bizans İmparatorluğu'na son veren bu büyük hükümdar, bu fetihten sonra Arnavutluk'u, Bosna ve Hersek'i de almış, Yunanistan'ın fethini tamamlamış ve Balkanları idâresi altında birleştirmiş, Trabzon-Rum Pontus Devleti'ne de son vermiştir. Fâtih Sultân Mehmed Hân, toplam 2 İmparatorluk, 4 Krallık, 6 Prenslik ve 5 de Dükalık olmak üzere, 17 devleti yok eden, ülkelerini fetheden, büyük bir askerî dehâya sâhip ve târihin en büyük hükümdârlarından biri olan bir şahsiyettir. Fâtih Sultân Mehmed Hân, 1481 yılında, 300.000 kişilik büyük ve çok kudretli ordusuyla yeni bir zafer yolunda [Roma'yı fethe gider] iken, maalesef zehirlenmiş, vatanından sonra en çok sevdiği kahramân ordusunun başında, askerleriyle berâberken vefât etmiştir. Hıristiyânlık dünyâsı, o kahramân cihângîrin vefâtından dolayı sevinçlerinden bayram yapıp kiliselerinde 3 gün çan çalmışlardır. Cenâzesi İstanbul'a getirilip 22 Mayıs 1481 günü, Fâtih Câmii bahçesindeki istirâhatgâhına tevdî edilmiştir. FÂTİH'İ BİRAZCIK TANIYALIM İstanbul'u, biz torunlarına mîrâs bırakan Fâtih'in hayâtı, Garp'ta ve Şark'ta asırlar boyu, her cephesiyle incelenmiş, hakkında nice kitaplar yazılmıştır... Fâtih Sultan Mehmed Hân, çok cesûr ve çok zekî olduğu kadar, çok mükemmel yetişmiş bir hükümdârdır. Çeşitli ilimleri öğrenmek için devrin en mütehassıs âlimlerini kendisine hoca ta'yîn ederdi. Bunlar her gün muayyen sâatte gelip, kendisine ders okuturlardı. Molla Yegân, Molla Akşemseddîn, Molla Akbıyık gibi hocalardan başka, Hocazâde, Molla Gürânî, Molla İlyâs, Sirâceddin Halebî, Molla Abdülkâdir, Hasan Samsûnî, Molla Hayreddîn gibi büyük âlimler de ona hocalık yapmışlardır. Fâtih, medreseleri bizzat teftîş eder, dersleri dinler ve lâyık gördüklerine mükâfâtlar verirdi. Sarayda, seferlerde, yolda, sünnet düğünü gibi cemiyetlerde büyük ilmî münâzaralar yaptırırdı. Arapça, Farsça, Lâtince, Sırpça, Yunanca dillerini iyi bilen Fâtih, Matematik ve Kelâmda devrinin otoritelerindendi. Edebiyâta da merâkı çok olup "Avnî" mahlasıyla şiirler yazmıştır. Avrupa'nın ilim ve tekniğini de çok iyi takip ediyordu. Astronomi, coğrafya, târih ve askerlik bilgisi de çoktu. Fâtih, askerî ve siyâsî sâhada eşsiz bir dehâ idi. Donanmayı, Beşiktaş'tan Haliç'e indiren teknik zekâya sâhiptir. Haliç'te, Kasımpaşa'dan başlayarak boş fıçılar üzerine kalaslar bağlatıp, Kasımpaşa-Ayvansaray arasında 5.5 m eninde köprü teşkil ettirmesi, onun askerî ve teknik zekâsının mahsûlüdür. Ordunun disiplinine çok dikkat ederdi. En küçük itâatsizliği ve buna sebep olan subayları şiddetli bir şekilde cezâlandırırdı. Kendi devrine kadar olan atalarının kısmen yapmış oldukları akınları, plânlı bir fütûhât hâline getirdi ve devletini, istikrârlı, yerleşmiş bir devlet yaptı. Otuz senelik saltanat devresinde düzenlediği küçük-büyük seferler, memleketin coğrafî iş birliğini sağlamaya dayanır. Bu gâyeye ulaşmak için de at geçmez kayalıklardan, geçit vermez nehirlerden geçerek durup dinlenmeden, yaz-kış demeden seferlere çıkmıştır. Ne istediğini, ne yapacağını, ne yapabileceğini bilen ve bu büyük işleri başarabilmek için gerekli tedbîrleri, yorulmak bilmeyen bir azim, sabır ve sükûnetle hazırlayan bir insandı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.