İstanbul'un fethinin 556. yıl dönümü -2-

A -
A +

İstanbul'un fethi söz konusu olunca, Fâtih Sultân Mehmed'in yanında, hemen, hocası büyük âlim Akşemseddîn hazretleri, İstanbul'un fethinde manevî yardımları olan büyük velî Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr (kuddise sirruh) ile İstanbul'un manevî sultânı büyük sahâbî Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî (radıyallahü anh) de otomatikman hâtıra gelmektedirler. Ancak biz bu makâlemizde Fâtihle ilgili birkaç kelime daha yazmak istiyoruz... Fâtih Sultân Mehmed, kumandanlığı ile diplomatlığı dâimâ berâber yürütürdü. Hangi devlet üzerine sefer düzenleyecekse, o devletin iç ve dış münâsebetlerini, zaaflarını, kuvvetini, diğer devletlerle olan münâsebetlerini en ince noktasına kadar tetkik eder ve sefere, hasmının en zayıf ve kendisinin de en kuvvetli zamânında çıkardı. Yapacağı seferlerden en yakınlarını bile haberdâr etmez ve bunların gizli kalmasına çok dikkat ederdi. Fâtih, ordu ve donanmasını iyi bir şekilde tekâmül ettirmişti. Ordunun silâhları birkaç senede yenilenirdi. Rahatlıkla söylenebilir ki, Osmanlı donanmasının tekâmül etmiş şekilde kurucusu Fâtih'tir. Topçuluğa gerekli ehemmiyeti veren ilk padişâhtır. Fâtih'ten önce top, bütün dünyâda, daha çok sesi ile düşmanı ürkütmek için kullanılırdı. Büyük kaleleri yerle bir edebileceği ve meydan muhârebelerinde rol oynayacağı hiç düşünülmemişti. Fâtih, bütün bunları akıl ederek, o târihe kadar görülmeyen sayı ve çapta top yapılmasına yöneldi... İstanbul'un fethi, sadece Türkler ve Müslümânlar nezdinde değil, bütün insanlık nazarında, cihân târihi bakımından da çok önemlidir. Dünyâ târihinde önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Fâtih Sultân Mehmed Hân, 23 Martta ordusuyla Edirne'den hareket etti. Kuşatma 6 Nisanda başladı. 18 Nisanda İstanbul adaları alındı. 22 Nisan gecesi Türk donanması karadan Haliç'e indirildi. 23 Nisanda sulh teklifine gelen Bizans elçisine, genç Pâdişah İkinci Mehmed; "Ya ben şehri alırım, ya da şehir beni" cevâbını verdi. Ulubatlı Hasan'ın burçlara bayrak dikmesi ile coşan askerler, delik deşik olan surlardan içeri girdiler. 20 parça donanma ve 300.000 askerden müteşekkil ordunun, yeri ve göğü sarsan "tekbîr" ve "tehlîl" sesleri arasında, öğleden sonra Fâtih Sultân Mehmed Hân, Topkapı'dan şehre girdi. 29 Mayıs sabâhı yapılan son taarruzda İstanbul düştü. Bu şekilde Orta Çağ sona erdi, yeniçağ başladı. İstanbul'un fethi, Türk târihinin en müstesnâ olayı sayılarak ona "Feth-i Mübîn" denildi. Dünyânın en büyük kilisesi (Sainte-Sophie) ve bütün Avrupa'nın ayakta kalan en eski yapısı olan Ayasofya câmiye çevrildi. Fâtih bu mabedin kıyâmete kadar "Câmi" kalmasını yazılı olarak vasiyet ve vakfeyledi. Bütün Ortodoks Hıristiyanların başı olan Patrikliği ortadan kaldırabilecek güçte olmasına rağmen kaldırmadı. İstanbul'un düşmesinden sonra, surlarda Ceneviz kumandan ve askerlerinin ölülerine rastlandı. Hâlbuki Cenevizliler Türklerle dostluk anlaşması imzâlamışlardı. Bu ihânetleri ortaya çıkınca çok korkan ve kendilerine çok ağır cezâlar verileceğini bekleyen Cenevizlilere bir şey yapmadı. Fâtih Sultan Mehmed, sâdece, Ceneviz vâlîsi ve papazını çağırtarak üzüntülerini bildirdi. İstanbul fethinin çok önemli bazı sonuçları olmuştur. Bunlardan bazılarını şöyle özetleyebiliriz: 1- Bizans'ın çöküşü ile "Orta Çağ" kapanıp "Yeni Çağ" açıldı. Bu; ilmin, tekniğin, san'atın ve îmânın eseriydi. 2- Dünyânın her tarafından ilim adamları akın akın İstanbul'a geldi. İstanbul bir ilim ve san'at merkezi oldu. 3- Hıristiyan halk, hattâ Papazlar bile İstanbul'da lâtin şapkası yerine, Türk sarığı görmeyi tercîh ettiklerini söylediler. 4- Fetihten sonra Tuna'nın güneyi ile Fırat-Toros hattının batısındaki sâha Osmanlılara katıldı. 5- Boğdan, Sırbistan, Mora, Amasra, Çandarlı Beyliği, Trabzon Rum İmparatorluğu, Akkoyunlu Beyliği, Kırım Hanlığı Osmanlılara ilhâk edildi. [Toplam 2 İmparatorluk, 4 Krallık, 6 Prenslik ve 5 de Dükalık olmak üzere, 17 devlet ele geçirildi.] 6- Venedik'in deniz üstünlüğü bitti. 7- Dünyanın en büyük kilisesi Ayasofya, câmi hâline getirildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.