Karahanlılardan Osmanlılara -2-

A -
A +

Dünkü makâlemizde, Abdülkerîm Satuk Buğra Hân ve Karahânlılar'dan bir nebze bahsetmiştik. Şimdi, Türk hükümdârları arasında çok husûsî bir yeri bulunan Abdülkerîm Satuk Buğra Hân'dan ve Türkistân ve Mâverâünnehir'de hâkimiyet kuran ilk Müslümân-Türk devleti olan Karahânlılar Devleti [840-1212]'nden biraz uzunca bahsetmeye çalışacağız. Çünkü Abdülkerîm Satuk Buğra Hân, meşhûr olan rivâyetlere göre, ilk Müslümân-Türk hükümdârıdır. "ABDÜLKERİM" ADINI ALDI... Doğum târihi kesin olarak bilinmeyen ve 31 yıl hüküm süren Satuk Buğra Hân [v. 955 (h. 344), Artuç], güzel ve âdil idâresi ile binlerce kimsenin Müslümân olmasına vesîle olmuştur. Babası, "Karahânlı" hükümdâr âilesinden Bezir Hân idi. Babasının ölümü üzerine amcası ve üvey babası Oğulcak Kadîr Hân'ın himâyesinde büyüdü. Satuk Buğra, henüz on iki yaşlarında iken, Mâverâünnehir ve Horasân bölgesine hâkim olan Müslümân Sâmânlı Devleti şehzâdeleri arasında anlaşmazlık çıktı. Bunlardan Nâsır bin Ahmed, Oğulcak Kadîr Hân'ın ülkesine sığındı. O, buna iyi muâmele edip Artuç nâhiyesinin [veya kasabasının] idâresini verdi. Bu Artuç, Nâsır bin Ahmed'in gayretleri ve gelip-giden Müslümân tâcirler sâyesinde önemli bir ticâret merkezi oldu. "Satuk Buğra" da, Artuç'un ziyâretçileri arasındaydı. Karahânlılara sığınan Nâsır bin Ahmed [veya Ebû Nâsır] adlı Sâmânî şehzâdesiyle tanışıp ondan [yahut da diğer Müslümân dîn adamlarından] İslâmiyeti öğrenerek Müslümân olmakla şereflendi ve "Abdülkerîm" adını aldı. Yirmi beş yaşına gelince, Müslümân olduğunu açıklayıp iktidârda olan amcası ile mücâdeleye başladı. Onunla "Fergana Savaşı"nı yaptı. İlk olarak "Atbaşı Kalesi"ni zaptetti. Daha sonra üç bin kişilik bir orduyla, Kaşgar üzerine yürüyüp orayı fethetti. Amcası Oğulcak Kadîr Hân'ı da öldürdü. Ülkede hâkimiyeti sağlayıp birliği temîn etti. Türk ülkelerinde İslâmiyeti hızla yaydı. Ebü'l-Hasan Muhammed gibi İslâm âlimleri, Satuk Buğra Hân'a işlerinde yol gösterip hayra teşvîk ettiler. Abdülkerîm Satuk Buğra Hân, daha sonra yaptığı savaşlarda; Yağma, Çiğil, Oğuz kabîlelerinin yerleşmiş bulunduğu Türkistân şehirlerini birer birer ele geçirdi. Bu sırada Karahânlılar Devleti'nin doğu kısmına hâkim olan Büyük Kağan Bazır Arslan Hân, Çinlilerden yardım alarak 924 yılında Abdülkerîm Satuk Buğra Hân'a karşı savaş açtı. Satuk Buğra Hân da, Müslümânların yardım ve desteğiyle, onunla "Balasagun Savaşı"nı yaptı ve gâlib geldi. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, işte bundan sonra Satuk Buğra Hân, güzel ve âdil idâresi ile binlerce kimsenin Müslümân olmasına vesîle oldu. Müslümân olunca, Abdülkerîm adını alan meşhûr Karahânlı Sultânı Satuk Buğra Hân, doğudaki amcasına karşı mücâdelesinde, Müslümân gönüllülerden de faydalandı. Büyük evliyâ Ebü'l-Hasan Muhammed'in yardımı ile ülkenin doğusundakiler de Müslümân oldular. İSLÂMİYETİ YAYDILAR... Biyografisini, olabildiğince özetlemeye çalıştığımız Abdülkerîm Satuk Buğra Hân'dan sonra, oğulları devrinde de ülkesine pekçok İslâm âlimi gelip İslâmiyeti doğru olarak anlattılar ve yayılmasına çalıştılar. Kendisinden sonra, Mûsâ Tunga adında bir oğlu hükümdâr oldu. Onun çok kısa sürdüğü anlaşılan saltanatından sonra hükümdâr olan Baytaş Süleymân Arslan Hân, doğu kağanı Arslan Hân'ı mağlûb ederek sülâlenin bu kolunu ortadan kaldırdı ve bütün Karahânlıları birleştirdi. [Abdülkerîm Satuk Buğra Hân'ın başka oğulları ve kızları olduğu da rivâyet edilmiştir.] Baytaş Arslan Hân, Karahânlı ülkesinde İslâmiyetin yayılması faaliyetlerini tamamlayınca, komşu Türk boylarını hak dîne daveti, kendisine gâye edindi. Baytaş'tan sonra oğlu Ebü'l-Hasan Alî hükümdâr oldu. Bu dönemde devletin batı kısmını, kardeşi Buğra Hân Hârûn idâre ediyordu. Buğra Hân Hârûn, 990 senesinde İsbîcâb'ı zaptedip, 992 senesinde Sâmânîlerin merkezi Buhârâ'ya girdi. Böylece Horasân ve Mâverâünnehir, Karahânlıların eline geçti. "Şihâbü'd-devle" ve "Zahîrü'd-da'vâ" gibi İslâmî unvânlar kullanan Buğra Hân Hârûn, Kaşgar'a dönerken 996 yılında vefât etti. Yerine Ahmed bin Alî geçti. Müslümânların Halîfesi tarafından tanınan ilk Karahânlı hükümdârı bu Ahmed Hân'dır. [Bugün bize ayrılan mekân doldu; inşâallah başka bir makâlemizde bu konuyu tekrâr ele alırız.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.