Kur­ban Bay­ra­mı­nın ar­dın­dan -2-

A -
A +

He­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, Al­la­hü teâ­lâ, kul­la­rı­na çok mer­ha­met et­ti­ği, acı­dı­ğı için ba­zı ge­ce­le­re, gün­le­re ve ay­la­ra hu­sû­sî kıy­met ver­miş; bu ge­ce, gün ve ay­lar­da­ki du­â, tev­be, na­maz, oruç, sa­da­ka-ı fı­tır, kur­bân ve hac gi­bi muh­te­lif be­de­nî ve mâ­lî ibâ­det­le­ri ka­bûl ede­ce­ği­ni, ya­ni bol se­vâp ve­re­ce­ği­ni bil­dir­miş­tir. As­lın­da yü­ce Rab­bi­miz, kul­la­rı­nın çok ibâ­det yap­ma­la­rı, du­â, tev­be ve is­tiğ­fâr et­me­le­ri için böy­le ge­ce, gün ve ay­la­rı bi­rer se­bep kıl­mış­tır. Böy­le gün ve ge­ce­le­ri mut­la­kâ ih­yâ et­me­li ve say­gı gös­ter­me­li­dir. Ta­bî­î ki say­gı gös­ter­mek, ha­râm iş­le­me­mek­le olur. Bi­lin­di­ği üze­re bay­ram gün­le­ri, gü­nâh­la­rın af­fe­dil­di­ği, bir­lik ve be­râ­ber­lik duy­gu­la­rı­nın pe­kiş­ti­ril­di­ği, yok­sul­la­rın se­vin­di­ril­di­ği gün­ler­dir. Bu se­ne de, Müs­lü­man­lar için önem­li gün­ler­den bi­ri olan "Are­fe" gü­nü­nü ve Al­la­hü te­âlâ­nın, üm­met-i Mu­ham­med'e ih­sân bu­yur­du­ğu iki dî­nî bay­ram­dan ikin­ci­si olan "Kur­bân Bay­ra­mı"nı id­râk et­tik. [Ce­nâb-ı Hak, sıh­hat ve âfi­yet içe­ri­sin­de ni­ce­le­ri­ne ka­vuş­tur­sun.] Za­ma­nı bi­raz geç­miş ol­mak­la bir­lik­te, bu­ra­da şun­la­rı ifâ­de et­me­den ge­çe­me­ye­ce­ğiz: Kur­ban bay­ra­mı­nın bi­rin­ci, ikin­ci ve üçün­cü gün­le­ri­ne "Ey­yâm-i nahr" de­nir; bu gün­ler­den son­ra­ki ge­ce­le­re de "Kur­ban Bay­ra­mı Ge­ce­le­ri" de­nil­mek­te­dir. Dâi­mâ Are­fe gü­nü ve ge­ce­si­ni, Kur­ban Bay­ra­mı gün ve ge­ce­le­ri­ni fır­sat, ga­nî­met bil­me­li­dir. [Bu se­ne­ki­ler geç­ti, ta­bî­î ki önü­müz­de­ki se­ne­nin Are­fe ve bay­ram gün ve ge­ce­le­ri­ne ka­vu­şup ka­vu­şa­mı­ya­ca­ğı­mı­zı da bi­le­mi­yo­ruz.] Ger­çek­ten ki­tap­lar­da ya­zı­lan şu tav­si­ye­ler çok önem­li: Böy­le gün ve ge­ce­ler­de, kan­dil ge­ce­le­rin­de­ki gi­bi, ka­za na­maz­la­rı kıl­ma­lı, tev­be-is­tiğ­fâr et­me­li, Kur'ân-ı ke­rîm oku­ma­lı ve çok yal­va­rıp du­â et­me­li­dir. Bu ge­ce­le­ri ih­yâ et­me­li, gâ­fil ol­ma­ma­lı­dır. Ge­ce­nin bir sâ­ati­ni ih­yâ et­mek yâ­ni ibâ­det­le ge­çir­mek, bü­tün ge­ce­yi ih­yâ et­mek de­mek­tir... Bu­ra­da şu­nu da be­lir­te­lim ki, ba­zı me­kân­lar em­sâ­li­ne gö­re da­ha mu­kad­des, ba­zı in­san­lar ak­râ­nı­na nis­bet­le da­ha muh­te­rem ol­du­ğu gi­bi, ba­zı za­man­lar da ben­zer­le­ri­ne na­za­ran da­ha kud­sî, da­ha mu­kad­des ve da­ha mü­bâ­rek­tir. Bu mü­bâ­rek za­man­lar­dan bi­ri de, Kur­bân Bay­ra­mı gün ve ge­ce­le­ri­dir. Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­miz, iki dî­nî bay­ra­mı­mız hak­kın­da: "Ra­ma­zân Bay­ra­mı, Kur­bân Bay­ra­mı ve teş­rîk gün­le­ri, biz ehl-i İs­lâ­mın bay­ra­mı­dır; bu­gün­ler ye­me ve iç­me gün­le­ri­dir" ve "Ra­ma­zân Bay­ra­mın­da na­maz ve sa­da­ka-i fı­tır, Kur­bân bay­ra­mın­da ise, na­maz ve kur­bân var­dır" bu­yur­muş­lar­dır. Dün­kü ma­kâ­le­miz­de de be­lirt­ti­ği­miz üze­re, şüp­he yok ki, dî­nî bay­ram­la­rı­mı­zın ce­mi­yet ha­ya­tı­mız­da çok özel yer­le­ri var­dır. Her bay­ram­da ol­du­ğu gi­bi, bu bay­ram­da da gör­dü­ğü­müz üze­re, bay­ram sa­bâh­la­rın­da her yaş­ta­ki Müs­lü­man­lar grup grup câ­mi­le­re do­luş­muş­lar, bü­yük bir hu­şû içe­ri­sin­de, yek-kalp, yek-ci­het, yek-vü­cut hâ­lin­de bay­ram na­maz­la­rı­nı edâ et­miş­ler­dir. Bay­ram na­ma­zın­dan son­ra bü­tün Müs­lü­mân­lar, bir­bir­le­ri­nin bay­ram­la­rı­nı teb­rîk et­miş­ler; da­ha son­ra âi­le bü­yük­le­ri, eş-dost, ak­ra­bâ ve kom­şu­la­rı zi­yâ­ret ede­rek, bü­yük­le­rin el­le­ri­ni öpüp du­âla­rı­nı al­mış­lar­dır. Bay­ram­lar sev­gi ve say­gı­nın art­ma­sı­na ve­sî­le ol­muş­tur. Yi­ne dî­nî bay­ram­la­rı­mız­da­ki gü­zel âdet­le­ri­miz­den bi­ri de, ye­tîm­ler, fa­kîr­ler, ga­rîp­ler ve ço­cuk­la­rın se­vin­di­ril­me­si, yar­dı­ma muh­tâç kim­se­le­re yar­dım el­le­ri­nin uza­tıl­ma­sı, ic­ti­mâ­î yar­dım­laş­ma ve da­ya­nış­ma­nın te­zâ­hür et­me­si­dir. Bu bay­ram­da bu hu­sûs da ta­hak­kuk et­miş­tir. Ra­ma­zân Bay­ra­mın­da fa­kîr­le­re sa­da­ka-ı fı­tır ve­ril­me­si, Kur­bân Bay­ra­mın­da ise, ak­ra­bâ­ya ve kom­şu­la­ra kur­bân etin­den da­ğı­tıl­ma­sı ne ka­dar hik­met­li­dir. Ke­zâ dî­nî bay­ram­lar, mil­le­ti­mi­zin bir­lik ve be­ra­ber­li­ği­ne ve dar­gın­la­rın, küs­kün­le­rin ba­rış­ma­sı­na ve­sî­le ol­du­ğu gi­bi, ölü­le­ri­mi­zin bi­le se­vin­me­le­ri­ne se­bep ol­mak­ta­dır... Bay­ram­lar ce­mi­ye­ti­mi­zin çi­men­to­su du­ru­mun­da­dır; zi­ra bay­ram gün­le­rin­de, uzun za­man­dan be­ri gö­re­me­di­ği­miz ak­ra­bâ, dost­lar zi­yâ­ret edil­mek­te, bay­ram­la­rı teb­rîk edil­mek­te­dir. Ço­cuk­lar se­vin­di­ril­mek­te, bil­has­sa, ye­tîm, kim­se­siz ço­cuk­lar, ara­nıp bu­lun­mak­ta, bay­ram se­vin­cin­den mah­rûm bı­ra­kıl­ma­mak­ta­dır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.