Sevgili Peygamberimiz, bir hadîs-i şerîflerinde: "Ancak iki kişiye gıpta edilir (imrenilir): 1- Allahü teâlânın mal verdiği ve onu hak yolda, hayırda harcamaya muvaffak kıldığı kimse, 2- Allahü teâlânın ilim verdiği, o ilmiyle amel eden ve onu başkalarına da öğreten kimse" buyurmuşlardır... Allah rızâsı için verilen zekât ve sadakanın, yapılan iyiliklerin karşılığı, verenin ihlâs derecesine göre, bire ondan bire yediyüze kadar, hattâ daha fazla olur. Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki: "Mâllarını, Allah yolunda harcayanların hâli, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tohuma benzer. Allah dilediğine daha fazla da verir. O vâsi' [tâkat ve kudret sâhibidir, ihsân ettiği şeyler Ona darlık vermez] ve alîmdir [her şeyi, hâliyle, hakîkat ve özüyle bilicidir. İnfâk edenin niyetini, ihlâslı olup olmadığını ve infâk kudretini bilir]." [Bakara, 260] Mallarını, Allah yolunda harcayanlara birçok müjdeler vardır. Allahü teâlâ, meâlen buyuruyor ki: "Gece-gündüz, gizli-açık, Allah yolunda mâllarını infâk edenlerin, Rableri katında mükâfâtları vardır. Bunlar için korku ve üzüntü yoktur." [Bakara, 247] SADAKANIN FAZÎLETİ Sadakanın fazîleti çoktur. Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki: "İnsanda 360 mafsal vardır; her gün, 360 sadaka vermesi gerekir: Birine yol göstermek bir sadaka, zahmet veren bir şeyi yoldan kaldırmak bir sadaka, ihtiyâcından fazla elbiseyi başkasına vermek bir sadaka, başkasına şerrinin dokunmasından çekinmek de bir sadakadır." [İbn-i Sünnî] "İlmi olan ilminden, mâlı olan da mâlından sadaka versin" (İbn-i Sünnî) "Çok sadaka verenin rızkı bollaşır ve duâsı kabûl olur." [İbn-i Mâce] Bir sıkıntıya düşen, kendisinde veya âile fertlerinde hastalık olan kimse, çok sadaka vermelidir. Çünkü Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Hastalarınızı sadaka ile tedâvî edin. Sadaka, her hastalığı ve belâyı defeder." [Beyhekî] "Sadaka vermekte acele edin, çünkü belâ sadakayı geçemez." [Beyhekî] "Sadaka ömrü uzatır, kötü ölümden korur, kibri ve tefâhuru da giderir." [Taberânî] "Ömrünün uzun ve rızkının bol olmasını isteyen, ana-babasına ihsânda bulunsun ve sıla-i rahim yapsın." [İmâm Ahmed] "Ömrü, ihsândan gayrısı artırmaz." [Nesâî] Mukaddes dînimiz İslâmiyette, ihsân ve infâk etme, malını hayırda, hak yolda harcama, çeşitli şekillerde medh ve tavsiye edilmektedir. Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki: "Allah, adâleti, ihsânı ve akrabâya vermeyi emreder." [Nahl, 90] "Allah, sana ihsân ettiği gibi, sen de [başkalarına] ihsânda bulun." [Kasas, 77] "İhsânın [iyiliğin] karşılığı ancak ihsân olur." [Rahmân, 60] "Allah, ihsân edenleri sever." [Âl-i İmrân, 134, 148; Mâide 13, 93] "İhsân edenlere, Allahü teâlânın rahmeti elbette çok yakındır." [A'râf, 56] "Allahü teâlâ, ihsân edenlerle beraberdir." [Ankebût, 69] "İhsân edenleri müjdele." [Hac, 37] "Ana-babaya ihsân edin." [Nisâ, 36; En'âm, 151; İsrâ, 23] Kur'ân-ı kerîmde, Hazret-i Yûsuf ve Hazret-i Mûsâ'ya verilen ni'metler bildirildikten sonra buyuruluyor ki: "İhsân edenleri, işte biz böyle mükâfâtlandırırız." [Yûsuf, 22; Kasas, 14] HEDİYENİN FAZÎLETİ Mâlı hayra harcama, başkalarına ihsânda bulunma ve hediyenin fazîleti çok büyüktür. Az veya çok sadaka vermeye gayret etmelidir. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Allahü teâlâ, "Biz, mâlı insana, ibâdet etmesi için ihsân ettik" buyurdu." [İ. Ahmed] İhsân etmek ve hediye vermekle ilgili hadîs-i şerîflerden bazıları da şöyledir: "Allahü teâlâ, ihsân sâhibidir. Öyle ise siz de ihsânda bulunun." [İbn-i Adiy] "İhsân kapısını açana, Allah, dünyâ ve âhiret hayrını verir." [İbn-i Cerîr] "Ana-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân ederler." [Taberânî] "Komşuna ihsânda bulun ki, [kâmil] mü'min olasın." [Tirmizî] "Vermeyene ihsânda bulunanı, Allahü teâlâ Cennete koyar." [Hâkim] "Hediyeyi kabûl eden, Allah'ın gönderdiğini kabûl etmiş, reddeden de O'nun gönderdiğini reddetmiş olur." [Râmûzu'l-Ehâdîs]