Meşhûr hatiplerden Kus bin Sâide

A -
A +

İslâmiyetten önce Arabistan'da yaşayan İyâd kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr hatiplerden olan Kus bin Sâide, Allahü teâlânın bir olduğuna inanır ve herkesi Hazret-i İbrâhîm'in oğlu İsmâil aleyhisselâmın dînine uymaya çağırırdı. Eski Arap edebiyâtında fesâhat ve belâgatıyla meşhûr olan ve konuşurken kılıca veya bastona dayanarak hitâb eden Kus bin Sâide, Peygamberimiz Muhammed aleyhiseslâmın, Peygamber olarak gönderilmesinden birkaç sene önce, onun geleceğini müjdelemiş ve insanlara ona tâbi olmayı ısrârla belirtmiştir. Peygamber Efendimizin geleceğini müjdelediği meşhûr hutbesini, o zaman kurulan ve "Sûk-ı Ukâz" (ya'nî Ukâz Panayırı) denilen yerde, büyük bir kalabalığa karşı, kızıl bir deve üzerinde okumuştu. Okuduğu bu hutbeyi, orada bulunan meşhûr şâirler, Arap belâgatçıları ve Peygamberimiz aleyhisselâm da dinlemişti. Henüz o sırada Peygamber Efendimize peygamberliği bildirilmemişti. O MEŞHÛR HUTBE Kus bin Sâide'nin okuduğu o meşhûr hutbesi özetle şöyledir: "Ey insanlar! Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız: Yaşayan ölür; ölen fenâ bulur. Olacak olur; yağmur yağar, otlar biter. Çocuklar doğar, analarının-babalarının yerlerini tutarlar. Sonra hepsi mahvolup giderler. Hâdiselerin ardı arkası kesilmez; hemen birbirini tâkib edip kovalar. Kulak veriniz, dikkat ediniz: Gökte haber, yerde ibret alacak şeyler var. Yeryüzü bir ferş-i eyvân [köşk sergisi gibi bir şey], gökyüzü bir yüksek tavan. Yıldızlar yürür, denizler durur. Bu dünyâya gelen kalmaz, giden de geri gelmez. Acabâ vardıkları yerden hoşnûd olup da mı kalıyorlar, yoksa orada bırakılıp da uykuya mı dalıyorlar? Yemîn ederim ki, Allah'ın indinde bir dîn vardır ki, şimdi üzerinde bulunduğunuz dînden daha sevgilidir ve Allah'ın gelecek olan bir Peygamberi vardır ki, gelmesi pek yakın oldu. Gölgesi başınız üstüne geldi. Ne mutlu o kimseye ki, ona îmân edip de o dahî ona hidâyet eyleye. Vay ona isyân ve muhâlefet eden bedbahta. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere! Ey İyâd halkı! Hani dedeler, nerede babalar, hani hastalar ve ziyâretçileri? Nerede o binâ kurup yükselten, yaldızlayıp süsleyen Âd ve Semûd kavimleri? Hani, mallar, hani evlâd? Nerede o haddi aşıp azan, mal toplayıp biriktiren, hani dünyâ varlığına mağrûr olup da kavimlerine: 'Ben sizin tanrınızım!' diyen Firavun ile Nemrud? Onlar sizden daha zengin ve kuvvetli değiller miydi? Bu kara toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti, dağıttı. Kemikleri bile çürüyüp dağıldı. Evleri yıkılıp ıssız kaldı. Yerlerini-yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet yoluna gitmeyin. Her şey fânîdir. Bâkî olan ancak Allah'tır ki hakîkî ma'bûd ancak O'dur. O'nun eşi, benzeri, ortağı yoktur. O doğmamış ve doğurulmamıştır. Evvel gelip geçenlerde, bizim ibret alacağımız şey çoktur..." Kus bin Sâide, çeşitli hâdiselerden ve keşf yolu ile, Hâtemü'l-enbiyâ olan Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın geleceğini anlayıp, "Ukâz Panayırı"nda insanların arasında söylerken, Peygamberimizin de orada olduğundan habersizdi. Aradan çok zaman geçmeden Muhammed aleyhisselâma peygamberlik verildi ve vahiy gelmeğe başladı. Fakat Kus bin Sâide vefât etmişti; Peygamberimizin yanına gelip onu Peygamber iken görmek nasîb olmadı. "AYRI BİR ÜMMET OLARAK..." Daha sonra, Benî İyâd kabîlesinden Cârûd adındaki kişi ile birlikte bir cemâat, Peygamberimizin huzûruna gelerek Müslümân oldular. Bu kavmin ileri gelenleri de hep Müslümân oldular. Onların bu hâlinden çok memnûn olan Peygamberimiz; "İçinizde, Kus bin Sâide'yi bilen var mı?" diye sordu. Cârûd; "Yâ Resûlallah, onu hepimiz biliriz, ben dâimâ onun izinden gidenlerdenim" diye cevap verdi. Peygamberimiz; "Kus bin Sâide'nin Sûk-ı Ukâz'da deve üzerinde; 'Yaşayan ölür, ölen fenâ bulur, olacak olur' diyerek hutbe okuduğu hâtırımdan çıkmaz. Bir hayli sözler daha söylemişti. Zannetmem ki hepsi hâtırlarda kalmış olsun" buyurdu. Hazret-i Ebû Bekr de bu mecliste bulunuyordu, dedi ki: "Yâ Resûlallah! Ben de o gün Sûk-ı Ukâz'da hâzırdım. Kus bin Sâide'nin söylediği sözler hep hâtırımdadır. Müsâade buyurursanız okuyayım" diyerek onun hutbesini başından sonuna kadar okudu. Peygamber Efendimiz; "Ümîd ederim ki Cenâb-ı Hak, kıyâmet gününde Kus bin Sâide'yi ayrı bir ümmet olarak haşreder" buyurdu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.