Mübârek Kadir Gecesi -2-

A -
A +

Hadîs-i şerîflerde, Kadir gecesinin, Ramazân ayının son on gecesinde yani 20-30. geceleri arasında aranması bildirilmiştir. Hz. Âişe vâlidemiz buyurdu ki: "Resûlullah, Ramazan ayının son on gününde her zamankinden daha fazla ibâdet ederdi." (Tirmizî) İmâm-ı Şâfiî (rahimehullah), "Kadir gecesi Ramazân-ı şerîf ayının 17. gecesi", İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe (rahmetullahi aleyh) ise, "27. gecesi olması çok vâki' olur" demişlerdir. Peygamber Efendimiz, Kadir gecesini soran bir zâta: "Bu yıl, Ramazanın ilk gecesi idi geçti. 27. geceyi ihyâ et! Ramazanın 27. gecesini ihyâ edene, vücudundaki kıllar sayısınca, hac, umre, şehîdlik ve gâzîlik sevâbı verilir" buyurdu. Başka bir sahâbîye de, "Bu yıl Kadir gecesi geçti; fakat Ramazanın 27. gecesini ihyâ et! Kadir gecesi sevâbına kavuşursun. Şefâatten nasipsiz kalmazsın" buyurdu. Hz. Âişe vâlidemize hitâben de, "13. gece idi geçti. Kadir gecesini kaçırdıysan, 27. geceye kavuşursun. O geceyi ihyâ edersen, âhiret yolculuğu için azık olarak o geceki ibâdet sana yeter" buyurdu. Bu husûstaki hadîs-i şerîflerden bazıları da şöyledir: "Kadir gecesi Ramazânın 27. gecesidir." (Ebû Dâvud) "Kadir gecesini, Ramazân ayının son on gününde arayınız." (Müslim) "Kadir gecesini, Ramazânın son on gününün [21, 23, 25, 27 ve 29 gibi] tek gecelerinde veya Ramazânın son gecesinde arayınız. Sevâbını umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirenin geçmiş ve gelecek günâhları affolur." (İmâm Ahmed) Burada bir müjde verelim: "(Daha önce) Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihyâ eden, Kadir gecesini ihyâ etmiş gibi sevâb kazanır" hadîs-i şerîfini düşünerek, sık sık vâki olan 27. gece ihyâ edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, büyük sevâba kavuşulur. Evliyâdan Abdülvehhâb-ı Şa'rânî (kuddise sirruh), uzun tecrübelerine dayanarak, "Ramazân, Pazar günü başlarsa, Kadir gecesi 29. gecedir. Salı başlarsa 27. gece, Perşembe başlarsa 25., Cumartesi başlarsa 23., Pazartesi başlarsa 21., Çarşamba başlarsa 19., Cum'a başlarsa 17. gecedir" diyor ve "ben, bu formül ile 30 sene Kadir gecesine kavuştum" diye de ilâve ediyor. Ama Kadir gecesine kavuşmak için en pratik çâre şudur: Şa'bân ayının son gününden i'tibâren Ramazân ayının bütün geceleri ihyâ edilirse, Kadir gecesine rastlanılmış olur. Kadir gecesinin bazı alâmetleri Kadir gecesi, açık ve sâkin olur, ne sıcak, ne de soğuk olur. Hadîs-i şerîflerde, "Kadir gecesi açık ve mülâyim bir gecedir. Soğuk ve sıcak değildir. Sabâhında da güneş zaîf ve kızıl olarak doğar" [Taberânî] ve "Kadir gecesi açık bir gecedir. Sıcak ve soğuk değildir. Onda bulut yoktur. Yağmur ve rüzgâr yoktur. O gecenin sabâhının alâmeti, güneşin şuâsız doğmasıdır" [Taberânî] buyurulmuştur. Ertesi sabah güneş, kızıl olarak, şuâsız doğar. Yine hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: "Kadir gecesi sabahı güneş şuâsız olarak doğar. Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir." [Müslim] "Kadir gecesinde köpek sesi duyulmaz" diyen âlimler de olmuştur. Ubeyd bin Ömer hazretleri anlatır: "Kadir gecesi denizde idim, denizin suyunu içtim, tuzlu değildi, tatlı ve hoş idi." Mübârek gün ve geceleri birer ganîmet bilmeli ve ihyâ etmelidir. Yanî bugün ve gecelerde bolca tevbe-istiğfar etmeli, Allahü teâlâya duâ, münâcât, tazarru' ve niyâzda bulunmalı, yalvarıp-yakarmalıdır. Çokça kazâ namazları kılmalıdır. Seyyid, allâme İbn-i Âbidîn hazretlerinin beyânına göre, bir kimsenin hiç kazâsı olmasa, buna rağmen bütün namazlarını kazâ etse, ihtiyâtlı iş yapmış olur. Kur'ân-ı kerîm okumalı, duâ etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmeli, bunların sevâbını ölülerimizin ruhlarına da göndermelidir. Bilhassa ilim öğrenmelidir. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihâl bilgileridir. Muhtelif hadîs-i şerîflerde bildirildiğine göre, Allahü teâlânın kıymet verdiği gün ve gecelere ikrâm etmeli, saygı göstermeli, hürmet etmeli, ya'nî büyük veya küçük hiçbir günâhı işlememeli; bütün mübârek gece ve günlerde çok ibâdet etmeli; çok tesbîh, tahmîd, tekbîr ve tehlîl okumalıdır. [Tesbîh: Sübhânallâh, Tahmîd: Elhamdü lillâh, Tekbîr: Allahü ekber, Tehlîl de: Lâ ilâhe illa'llâh demektir.] Her çeşit zikir, fikir ve şükürle meşgûl olmalıdır. Peygamber Efendimize de çokça salevât getirmelidir. Sevgili Peygamberimiz, Kadir gecesinde, "Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fü annî" duâsını okumayı tavsiye etmiştir ki ma'nâsı şöyledir: "Yâ Rabbî! Sen elbette affedicisin, affı seversin, beni de affeyle." Ana-baba, diğer yakın akrabâ ziyâret edilmeli veya telefonla gönülleri ve duâları alınmalıdır. Fakîrler, yetîmler sevindirilmeli, sadakalar, hediyeler verilmelidir. Dargınlar, küskünler barıştırılmalıdır. Ayrıca, güzel vatanımızın dirliği, asîl milletimizin birliği ve beraberliği, bütün Müslümânların ve İslâm âleminin huzûr ve saâdeti, bütün insanların da hidâyeti için duâ etmeliyiz. Bu vesîleyle, bütün okuyucularımızın, asîl milletimizin ve bütün İslâm âleminin Kadir gecelerini, cândan tebrik eder, sevdikleriyle birlikte sıhhat ve âfiyet içerisinde nicelerine kavuşmalarını, Cenâb-ı Hak'tan tazarru' ve niyâz eyleriz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.