15 Eylül Salı günü, mübârek ramazân ayının 26. günüdür; takvimlerde, o gecenin "Kadir Gecesi" olduğu yazılıdır. Nasıl ki, altın madeni; bakır, demir, kömür gibi madenlerden çok üstün ise; yine yâkût taşı diğer normal taşlardan çok kıymetli ise, Kadir Gecesi de diğer normal gecelerden çok üstündür. Bilindiği üzere, bazı mekânlar emsâline göre daha mukaddes, bazı insanlar akrânına nisbetle daha muhterem olduğu gibi, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran çok daha kudsî, mukaddes ve mübârektir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara kıymet vermiş, o gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Böyle gece, gün ve ayları birer ganîmet bilmeliyiz. "Bereketli, hayırlı, faydası bol, feyizli" demek olan "mübârek" sıfatıyle sıfatlanan ve İslâm dîninin kıymet verdiği on geceden [hicrî-kamerî sene içerisindeki sırasına göre, 1 Muharrem, 10 Muharrem (Aşûre gecesi), Mevlid, Regâib, Mi'râc, Berât, Kadir, Ramazân Bayramı, Arefe ve Kurbân Bayramı gecelerinden] biri de Kadir Gecesidir. BİN AYDAN DAHA FAZİLETLİ... Kur'ân-ı Kerîmin, Resûlullah Efendimize gelmeye başladığı ve ramazân ayı içinde olan "Kadir Gecesi"nin fazîleti (üstünlüğü), bin aydan daha fazîletli [hayırlı, kıymetli] olduğu Kur'ân-ı Kerîm'de "Kadir Sûresi"nde açıkça bildirilmektedir. Bu gece, Kur'ân-ı Kerîm'de medhedilen en kıymetli gecedir. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: "Allahü teâlâ indinde en kıymetli gece, Kadir Gecesidir." Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Bir hadîs-i şerîfte: "Allahü teâlâ, 5 şeyi 5 şey içinde gizlemiştir: Rızâsını tâatte, gazabını günâhlarda, orta namazı 5 vakit namazda, evliyâsını halk arasında, Kadir Gecesini ise ramazân ayı içinde gizlemiştir" buyuruluyor. O hâlde, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için, hiçbir iyiliği küçük görmemelidir. Gazabı günâhlar içinde saklı olduğu için, hiçbir günâhı küçük görmemeli ve işlememelidir. Orta namazı kaçırmamak için, 5 vakit namazı vaktinde kılmalıdır. Evliyâsı insanlar arasında gizli olduğu için de, herkese iyi muâmele etmelidir. Atalarımız, "Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil" demişlerdir. Hadîs-i şerîflerde, bu gecenin, ramazân ayının son on gecesinde yani 20-30. geceleri arasında aranması bildirilmiştir. Nitekim Eshâb-ı Kirâm, Peygamber Efendimize Kadir Gecesinin ne zaman olduğunu sorunca: "Kadir Gecesini, ramazân ayının son on gününde arayınız" buyurmuşlardır. Bir başka zaman sorulduğunda ise, Kadir Gecesini ramazân ayının 27'sinde aramalarını emir ve tavsiye buyurmuşlardır. Kadir Gecesini soran bir zâta Peygamber Efendimiz: "Bu yıl ramazânın ilk gecesi idi geçti. 27. geceyi ihyâ et! Ramazânın 27. gecesini ihyâ edene, vücûdundaki kıllar sayısınca, hac, umre, şehîdlik ve gâzîlik sevâbı verilir" buyurmuştur. Hz. Âişe vâlidemize hitâben de, "13. gece idi geçti. Kadir Gecesini kaçırdıysan, 27. geceye kavuşursun. O geceyi ihyâ edersen, âhiret yolculuğu için azık olarak o geceki ibâdet sana yeter" buyurmuşlardır. KAVUŞMAK İÇİN EN PRATİK ÇARE Bu husûstaki bir hadîs-i şerîf de şöyledir: "Kadir Gecesini, ramazânın son on gününün tek gecelerinde [21, 23, 25, 27 ve 29 gibi] veya ramazânın son gecesinde arayınız. Sevâbını umarak Kadir Gecesini ibâdetle geçirenin geçmiş ve gelecek günâhları affolur." (İmâm-ı Ahmed)] İmâm-ı Şâfiî, Kadir gecesi ramazân-ı şerîf ayının 17. gecesi, İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe ise, 27. gecesi olması çok vâki olur demişlerdir. Kadir Gecesine kavuşmak için her hâlde en pratik çâre şudur: Şa'bân ayının son günlerinden başlayarak ramazân ayının bütün geceleri [Şevvâl şerîf ayının başından da 2-3 gece] ihyâ edilirse, Kadir Gecesine muhakkak sûrette rastlanılmış olur. [Bu vesîleyle, kıymetli okuyucularımızın, asîl milletimizin ve bütün İslâm âleminin Kadir Gecelerini cândan tebrik ediyoruz.]