Okulların yarıyıl tatiline girmeleri münâsebetiyle

A -
A +
Çocuklara ve gençlere ne kadar hizmet versek azdır. Zira azîz vatanımız, asîl milletimiz ve ebed-müddet devletimiz sağlam bir şekilde onların omuzlarında yükselecektir... Bildiğimiz gibi, İlköğretim Okulları, Lise ve Dengi Okullar ile Üniversitelerde I. yarıyıl tedrîsâtı geçen hafta sonunda bitti ve tatil başladı. 75 milyona yaklaşan güzel Türkiye'mizde sâdece okuyan gençlik, nüfûsun beşte biri kadar[ya'nî 15 milyondan fazla]dır. Dünyada en genç, en dinamik nüfûsa sâhip olan ülkelerin başlarında geliyoruz. "Ağaç yaşken eğilir" ve "Demir tavında dövülür" gibi atasözlerimiz meşhûrdur. Her şey zamanında yapılmalıdır. Bu konudaki bir hadîs-i şerîf meâli şöyledir: "Çocukken öğrenilen şey, taş üzerine kazınan nakış gibi kalıcıdır. Yaşlandıktan sonra öğrenmeye kalkması ise, su üzerine yazı yazmaya benzer." [Hatîb Bağdâdî] Çocuklar, altı yaşlarına kadar, kişilik özelliklerini âilelerinden alırlar. Bu sebeple âilenin düzenli olması çok önemlidir; zâten âile hayâtının düzenli olması, çocukların şahsiyetli ve güzel karakterli olarak yetişmesini sağlar. Çocuklar, Allahü teâlâya inanmayı, Peygamber sevgisini, büyüklere hürmeti, vatan-millet aşkını, "Ezân" ve "Bayrak"a saygıyı, gelenek ve göreneklerini hep âilede öğrenirler. Bu iş, çocuk doğar-doğmaz hemen âilede başlar; gerekli yaşa gelince, kreşlerde, anaokullarında; diğer ilk, orta dereceli ve yüksekokullarda, hattâ lisans üstü müesseselerde ve çevrede devâm eder. Bu bakımdan çocuklarımıza ilk önce, Kur'ân-ı kerîmi, Peygamber Efendimizi, İslâm Büyüklerini ve dîn-i İslâmı, Müslümân-Türk'ün yüksek seciye ve ahlâkını, bütün millî ve ma'nevî değerlerimizi, târihimizi, târihî şahsiyetlerimizi, kültürümüzü ve medeniyetimizi öğretmeliyiz. Daha sonraya bırakmamalıyız. "Heleke'l-müsevvifûn" hadîs-i şerîfi, "Sonra yaparım diyenler helâk oldular (Hayırlı işlerinizi hemen yapın. Yarına bırakmayın)" demektir. Peygamber Efendimiz; "Bütün çocuklar, Müslümanlığa uygun ve elverişli olarak dünyaya gelirler. Bunları, sonra anaları-babaları, Yahûdî veya Hristiyân yâhûd Mecûsî (ateşperest) yaparlar" buyurarak, dînin [Müslümanlığın] veya dînsizliğin yerleştirilmesinde en mühim işin, çocuklukta ve gençlikte olduğunu, bu bakımdan çocukların ve gençlerin iyi terbiye edilmelerinin lüzûmunu bildiriyor. Bundan anlaşılıyor ki, her Müslümanın evlâdına dînini, îmânını, Peygamberini ve kitâbını (ya'nî Kur'ân-ı Kerîm'i) henüz çocuklukta öğretmesi lâzım. İslâm âlimlerinin buyurduklarına göre bu, Müslümanın birinci vazîfesidir. Çocuklara ve gençlere ne kadar hizmet versek azdır. Zira azîz vatanımız, asîl milletimiz ve ebed-müddet devletimiz sağlam bir şekilde onların omuzlarında yükselecektir. Dünyâmız büyük bir gemi, bütün insanlar da onun yolcuları gibidir. Bu gemiyi hepimizin korumaya çalışması lâzımdır; yoksa hep birlikte batarız. Allahü teâlâ, insanı fıtraten temiz yarattığı halde, onun fıtratına uygun edebi verme işini babaya havâle etmiştir. Babanın evlâda en güzel ve kalıcı hediyesi, onu iyi terbiye etmesidir. Bırakacağı en iyi mîrâs da güzel bir terbiyedir. Terbiye edilmiş sâlih bir evlâd, baba için, ölümünden sonra da hayırlı amellerin yazılmasına sebep olur. [Bu konuda bazı hadîs-i şerîfler de vardır.] İnsanın bütün hayâtı 4 safhadan ibârettir: 1- "Anne karnındaki hayâtı", 2- "Dünyâ hayâtı", 3- "Kabir hayâtı", 4- "Âhiret hayâtı". Dünyâ hayâtı da, 4 basamak hâlinde ele alınıyor. Bir insana, 30 yaşına kadar "genç", 50 yaşına kadar "yetişkin", 70 yaşına kadar "ihtiyâr", 70'den sonra ise "pîr-i fânî" denilmektedir. İslâm dîninde çocuk ve genç terbiyesinden, eğitiminden maksat, çocukların ve gençlerin, Allahü teâlânın râzı olduğu, kulların beğendiği, devletine, vatanına, milletine, âilesine, cemiyete ve insanlığa faydalı birer insan olarak yetişmeleridir. Bunların tahakkuku için, çocuk ve gençler, çeşitli güzel vasıflarla donatılmalıdır. Demek ki, terbiyenin, eğitimin gâyesi, iyi bir insan yetiştirmek ve bu insanı cemiyete faydalı hâle getirmektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.