Recep ayı ve Regâib Kandili münâsebetiyle...

A -
A +

16 Temmuz Pazartesi günü, mübârek üç ayların ilki olan Receb-i şerîf ayı başladı. 19 Temmuz 2007/4 Receb 1428 Perşembe günü de, mübârek "Regâib Kandili"ni idrâk etmekle şereflendik. Bu ve müteâkib aylar içerisinde mübârek gün ve geceler çok yoğun olarak bulunmaktadır. Yanî mübârek gün ve gecelerin çok kesîf olarak bulunduğu büyük bir manevî atmosfere girmiş bulunuyoruz. Halkımız arasında "üç aylar" diye anılan "Recebü'l-ferd", "Şa'bânü'l-muazzam" ve "Ramazânü'l-mübârek" aylarının, İslam dininde özel yerleri vardır. Bunlardan birincisi olan Receb, "Allahü teâlânın ayı"; ikincisi olan Şa'ban, "Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) ayı"; Ramazân-ı şerif de "Ümmet-i Muhammed'in ayı" olarak bilinmektedir. İnsan, yüce Yaratıcı tarafından bu dünyaya "eşref-i mahlûkât" olarak gönderilmekle beraber, bunun yanında imtihâna da tâbi tutulmaktadır. Âdemoğlu, mahlûklar, yaratılanlar içinde en mümtâz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp yükselmelere ve alçalmalara müsâit kılınan bir varlıktır. İşte "üç aylar" ve bu aylardaki mübârek gün ve geceler; yaratılmışların en şereflisi olma özelliğini unutarak, nefis ve şeytânların tuzaklarına düşmüş ve her iki dünyâsını zindâna çevirecek günâh, isyân ve gaflet bataklıklarında boğulmakla karşı karşıya gelmiş insanların kurtuluşları için uzatılan can simidi gibidirler. Mübârek aylar, günler ve geceler aslında bizler için çok büyük birer fırsattır. Günahkâr ve yaratılış gâyesini unutan insanlara, kerem ve ihsân sâhibi yüce Allah tarafından tanınan ve eğer iyi değerlendirilebilirse çok büyük kazançlara vesile olan zamanlardır. Bu aylarda, gün ve gecelerde içimizi ve dışımızı bilen Rabbimize karşı, nefsimizi muhâsebeye çekmeli, O'nun bizim dünyâ ve âhiret hayâtımızı Cennet'e çevirmek için gönderdiği İslâma tâm teslim olup olmadığımızı gözden geçirmeli, hiç vakit geçirmeden İslâmın rahmet, bereket, mağfiret, fazilet ve hayât bahşeden çeşmesinden kana kana nasip almak için bu ayları, geceleri ve günleri başlangıç yapmalıyız. Hakîkatte Allahü teâlâ, kullarına çok merhamet ettiği, acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara husûsî kıymet vermiş; bu gece, gün ve aylardaki duâ, tövbe, namaz ve oruç... gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Ya'nî kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tövbe etmeleri için böyle gece, gün ve aylar birer sebep kılınmıştır. Bu gün ve geceleri ihyâ etmeli ve saygı göstermelidir. Saygı göstermek, harâm işlememekle olur. Büyük İslâm âlimi İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki: "Âhiret yolcusunun, ibâdetle ihyâ edilmesi kuvvetle müstehab olan mübârek geceleri boş geçirmesi uygun değildir. Çünkü bunlar hayır mevsimleri ve kârı bol olan gecelerdir. Kazançlı mevsimleri ihmâl eden bir tâcir, bir kâr sağlayamadığı gibi, mübârek geceleri gafletle geçiren âhiret yolcusu da maksada ulaşamaz." (İhyâu Ulûmi'd-Dîn) Bu gecelerin hepsinin fazîletleri, çeşitli hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. [Bilindiği gibi, gece önce, gündüz ondan sonra gelir. Meselâ "Cuma Gecesi" dendiği zaman, Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece anlaşılır. Ama 354 gün olan hicrî-kamerî sene içerisinde 4 gece bundan müstesnâdır. Bunlar "Arefe Gecesi" ile "Kurban Bayramı Geceleri"dir. Yani bunlarda gündüz önce gelir, gece onu takîb eder. 9 Zilhicce "Arefe Günü"dür; "Arefe Gecesi" ise bu gündüzden sonra gelen gecedir. "Kurban Bayramı"nın 1, 2 ve 3. günlerinden sonraki gecelere de "Kurban Bayramı Geceleri" denir.] Bütün Cuma, Bayram ve Kandil günleri ve geceleri, Müslümanların mübârek gün ve geceleridir. Bu mübârek gün ve gecelere kıymet veren de Allahü teâlâdır. Bilindiği üzere, Peygamberler de birer insandırlar; ancak, Allahü teâlâ onları kıymetlendirmiş, kendilerine güzîde mevkiler ihsân etmiştir. Onlar için, "diğer insanlardan niye ayırt ediliyor?" denemediği gibi; bazı gün ve geceleri kıymetli yaratan Allahü teâlâya da, "bu günleri diğer günlerden niye farklı yaptı?" denemez. Üç ayların ilki olan Receb-i şerîf ayı, dünyâya gönderilen ilk insan ve ilk Peygamber Âdem aleyhisselam'dan beri kıymetli olup içerisinde mübârek "Regâib" ve "Mi'râc" kandillerini ihtivâ etmektedir. "Berât" kandilinin bulunduğu Şa'bân ayı, Receb ile Ramazân ayları arasında bir köprü mesâbesindedir. Nasıl ki Cuma günü günlerin efendisi ise, dört gözle beklenen, Ramazan ayı da ayların sultânıdır. İşte bu üç ayı, bilhâssa Ramazân-ı şerîf ayını birer ganîmet bilip, güzel hâzırlanarak bu fırsatları iyi değerlendirmeye çalışmalıyız. Bu aylarda, bütün mâlî ve bedenî ibâdetleri yapma hususunda büyük çabalar harcamalıyız. Üç ayların üçüncüsü, kamerî ayların ise dokuzuncusu olan Ramazan ayı çok kıymetli ve şereflidir. Ramazan ayında yapılan bütün nâfile ibâdetlere verilen sevâp, başka aylarda yapılan farz ibâdetlere verilen sevâp gibidir. Bu ayda iyi iş ve ibâdet yapabilenlere, bütün sene boyunca da bu işleri yapmak nasîp olur. İçerisinde Kur'ân-ı kerîmin vahyedilmeğe başladığı "Kadir Gecesi" bu ay içindedir ki, o gecenin bin aydan hayırlı olduğu bizzât Allahü teâlâ tarafından beyân buyurulmuştur. Kur'ân-ı kerîm, Resûlullah Efendimize o gece gelmeye başlamıştır. Kur'ân-ı kerîmde medhedilen en kıymetli gecedir. Allahü teâlâ, necîp milletimizin ve bütün Müslümânların sıhhat ve âfiyet içerisinde nice mübârek gün, gece ve aylara kavuşmalarını nasîp buyursun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.