4 Temmuz 2008 Cuma günü başlayan, mübârek üç ayların ilki olan, içerisinde "Regâib" ve "Mi'râc" kandillerinin bulunduğu ve Âdem aleyhisselâmdan beri kıymetli, hürmet edilen bir ay olan Receb ayı, çabucak gelip geçti ve 2 Ağustos [30 Receb 1429] Cumartesi günü bitti; 3 Ağustos Pazar günü ise, Şa'bân ayı başladı. İçerisinde "Berât" kandilinin bulunduğu Şa'ban ayı, Receb ile Ramazan ayları arasında bir köprü mesâbesindedir. Halkımız arasında "Üç Aylar" diye anılan "Recebü'l-ferd", "Şa'bânü'l-muazzam" ve "Ramazânü'l-mübârek" aylarının, İslam dininde özel yerleri vardır. Resûlullah Efendimiz, Şa'bân ayına çok değer verir ve bu ayda çok oruç tutardı; hattâ Recep ayının başında "Ya Rabbî, Receb ve Şa'bân aylarını bizler için mübârek kıl ve bizi Ramazân ayına da eriştir" diye duâ ederdi. Âişe vâlidemiz (radıyallahü anhâ) buyuruyor ki: "Resûlullahın, [Ramazân ayı müstesnâ olmak üzere] hiçbir ayda, Şa'bân ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şa'bânın tamâmını oruçlu geçirirdi." [Buhârî] Resûlullah Efendimize, Şa'bân ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman buyurdu ki: "Şa'bân, öyle fazîletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini isterim." [Nesâî] Bu konudaki bir hadîs-i şerîf de şöyledir: "Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şa'bân ayında tutulan oruçtur." [Tirmizî] Üç ayların birincisi olan Receb, Allahü teâlânın ayı; ikincisi olan Şa'ban, Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) ayı; Ramazân-ı şerif de ümmet-i Muhammed'in ayı olarak bilinmektedir. Kezâ Receb ayının afv ve mağfirete, bu ayı ta'kîb eden ve 5 gün önce [3 Ağustos-1 Şa'bân Pazar günü] idrâkle şereflendiğimiz Şa'bân ayının şefâate, Ramazan ayının da sevâpların kat kat verilmesine mahsûs aylar olduğu bildirilmiştir. Yine Recep ayının tevbe, hürmet ve ibâdet ayı; Şa'bân ayının muhabbet ve hizmet ayı; üç ayların üçüncüsü ve bütün ayların da sultânı olan Ramazân ayının ise yakınlık ve ni'met ayı olduğu ifâde edilmiştir. Meşhûr velîlerden Zünnûn-i Mısrî hazretleri: "Recep ayı tohum ekme, Şa'bân ayı sulama, Ramazân ayı ise hasâd ayıdır. Yani ekip suladığını biçip toplayacak bir aydır. Herkes ektiğini biçer; amelinin, ibâdetinin karşılığını alır. Tohum ekmeyen, hasâd mevsimi gelince pişmân olur" buyurmuştur. [Bu ayların her üçüne de hürmet etmelidir. Hürmet etmek ise, günâhlardan uzaklaşmakla ve ibâdetleri yapmakla olur. Hürmet edip, saygı gösteren, kat kat karşılığını görecektir. Fakat, bu mübârek zamanlarda, va'dedilen sevâplara kavuşabilmek için, her şeyden önce i'tikâdı düzeltmek lâzımdır. İlmihâl bilgilerini öğrenmek ve yaşayışını bunlara uygun hâle getirmek gerekir. Ayrıca çok tevbe ve istiğfâr etmeli, kazâya kalmış namazlarını, oruçlarını, zekâtlarını, sadaka-i fıtırlarını, kurbânlarını hemen kazâ etmeye başlamalıdır. Bir an önce bu borçlardan kurtulmak için çalışmalıdır.] MEKÂN, İNSAN VE ZAMAN... Bilindiği üzere, bazı mekânlar emsâline göre daha mukaddes, bazı insanlar akrânına nisbetle daha muhterem olduğu gibi, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran daha kudsî, daha mukaddes, daha mübârek kılınmıştır. Mukaddes mekânların başında, "Mescid-i Harâm", "Mescid-i Nebevî", "Mescid-i Aksâ", "Mescid-i Kubâ" olmak üzere, Allahü teâlâya ibâdet edilen bütün câmi ve mescidler, O'nun emir ve yasaklarının öğretildiği yerler gelir. Muhterem insanların başında, "Ülü'l-azm" Peygamberler, Resûller ve Nebîler gelmektedir. Bunlardan sonra, üstünlük sırasında Sahâbe-i kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn başta olmak üzere diğer âlim ve velîler bulunmaktadır. Bereketli, hayırlı, faydası bol, feyizli demek olan "mübârek" sıfatıyla sıfatlanan ve İslâm dîninin kıymet verdiği on gece vardır ki, bunlar kronolojik sıraya yani hicrî-kamerî sene içerisindeki yerlerine göre Muharremin 1. Gecesi (Hicrî Yılbaşı Gecesi), Aşûre (10 Muharrem) Gecesi, Mevlid Gecesi, Regâib Gecesi, Mi'râc Gecesi, Berât Gecesi, Kadir Gecesi, Ramazân Bayramı Gecesi, Arefe Gecesi, Kurbân Bayramı Gecesidir. İnşâallah yarın da bu mühim konuya devâm etmek istiyoruz...