Ramazân ayında oruç tutmayı müteâkıben, Şevvâl ayında da 6 gün oruç tutanlar, senenin tamâmında oruç tutmuş gibi olurlar. Şöyle ki, Kur'ân-ı kerîmde, "Bir hasene işleyene, en az 10 sevâb verilir" buyurulmaktadır. Bunun için, Ramazân-ı şerîfte tutulan 30 gün oruca karşılık 300 gün oruç sevâbı, Şevvâl ayında tutulan 6 gün oruca karşılık da, 60 gün oruç sevâbı yazılacağından, toplam 360 gün oruç tutulmuş gibi olur. [Hicrî sene de 354 gün olduğundan, böylece bütün sene oruçlu geçirilmiş sayılır. Zâten Ramazan Bayramının 1. günü, Kurbân Bayramının da 4 günü olmak üzere, senede toplam 5 gün oruç tutmak da harâmdır.] Bazı âlimler, Şevvâl ayındaki 6 gün orucun, bayramdan sonra, vakit geçirmeden, hemen tutulmasının iyi olacağını bildirmişlerdir. Ama bu oruçları aralıklı tutmak da câizdir. Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak sünnet olduğundan, Şevvâl ayında tutulacak olan nâfile veya kazâ oruçlarını, bu günlerde tutmak çok iyi olur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: "Pazartesi ve Perşembe günleri, günâhların affedildiği günler olduğu için, ben bu günlerde oruç tutuyorum" [Müslim], "Ameller, Pazartesi ve Perşembe günleri, (Allahü teâlâya) arz olunur. Ben de amelimin oruçlu iken arz olunmasını isterim." [Tirmizî] Bunları belirttikten sonra ifâde edelim ki, Ramazân-ı şerîften sonra, Şevvâl ayında da tutulan oruçlar sâyesinde, insan günâh kirlerinden temizlenir. Bu oruçlar, Ramazân orucunun eksikliklerini de tamâmlar. Ali el-Havvâs hazretleri buyurdu ki: "Şevvâl ayında tutulan bu altı günlük oruca da, Ramazân-ı şerîfteki saygıyı göstermelidir. Çünkü, Şevvâl ayında tutulan oruçlar, Ramazân ayındaki oruçların eksikliklerini ta'mîr durumundadır." Sevgili Peygamberimiz hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki: "Ramazân ayı orucu on aya, Ramazândan sonra tutulan 6 gün oruç da iki aya mukâbil olur ki, böylece bir yıl oruç tutma sevâbına kavuşulur." [İbn-i Huzeyme] "Ramazân orucunu tutup, Şevvâl ayında da altı gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi olur." [İbn-i Mâce] ORUÇ İBÂDETİNİN KIYMETİ Oruç çok kıymetli bir ibâdettir. Genel olarak oruç tutmanın fazîleti hakkında, Sevgili Peygamberimiz: "Oruç, Cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır" (Buhârî), "Gizleyerek, bir gün nâfile oruç tutana, Allahü teâlâ, Cennetini ihsân eder" (Hatîb), "Bir gün nâfile oruç tutan kimsenin kavuşacağı sevâba, yeryüzü dolusu altın veren kimse bile kavuşamaz" (İbn-i Neccâr) buyurmuşlardır. Diğer hadîs-i şerîflerde buyurulmuştur ki: "Her [kamerî] ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevâptır." [Buhârî] "Her ay 3 gün oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi olur." [Müslim] Yukarıda da arz ettiğimiz gibi, genellikle her ayda 3 gün oruç tutmak ve her hafta Pazartesi ve Perşembe günlerinde oruçlu olmak tavsiye edilmiştir. Oruçları, "Eyyâm-ı bîd" denilen kamerî ayların 13, 14 ve 15. günlerinde tutmak iyi olur. Çünkü hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: "Ayda 3 gün oruç tutan, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde tutsun." [Nesâî] KAZÂYA NİYET ETMENİN ÖNEMİ Şevvâl ayında olsun, diğer mübârek gün ve aylarda olsun tutulan oruçlar hep nâfiledir. Ya'nî farz oruç gibi değildir. Sevâbı ne kadar çok olursa olsun, nâfile oruçların hiçbiri, farz ile kıyâslanamaz. Oruç kazâsı olmayanın, nâfile oruç tutması çok sevâptır. Şunu unutmamalıdır ki, farz olan bir ibâdet, bir özürden dolayı vaktinde yapılamamış ise, bunu daha sonra, hemen ilk fırsatta kazâ etmelidir. Farz borcu olanların nâfilelerine sevâb verilmeyeceği bildirilmiştir. Farz namaz borcu olan, nâfile ve sünnet kılamaz, ancak oruç tutabilir. Çünkü bu kişi, ikinci ramazâna kadar oruç borcunu ödeyebilir. Ama Şevvâl ayındaki bu altı günleri tutarken, kazâya da niyet ederse, hem bugünlerde oruç tutmuş olur, hem de kazâsını ödemiş olur. Bunun için üzerinde oruç kazâsı olanlar, Şevvâl ayında ve diğer mübârek günlerde tuttukları oruçlara niyyet ederken, kazâya kalan oruca niyyet etmelidirler. Böylece hem kazâları ödenmiş, hem de o mübârek günlerde oruç tutup, va'dedilen sevâba kavuşmuş olurlar.