Tarih boyunca kurulmuş olan bazı İslâm devletleri

A -
A +

Bundan önceki makalemizde, Müslüman Türklere Anadolu'nun kapılarını açan ve Türk-İslâm târihinin en büyük zaferlerinden biri olan "Malazgirt Meydan Muhârebesi"ni kısaca ele almış; bu Selçuklu-Bizans Savaşından sonra, sâdece onbeş yıl içinde bütün Anadolu'nun tapusunun, Türklerin eline geçtiğini ifâde etmiştik. Gerçekten Malazgirt Zaferi Türk, İslâm ve dünyâ târihinde çok önemli bir dönüm noktası olmuştur. Malum olduğu üzere Romen Diyojen, doğuya doğru hareketinden önce verdiği nutukta, "büyük bir İslâm tehlikesinden bahsetmiş ve bu tehlikeyi kesin olarak ortadan kaldıracağını" belirtmiştir. Ama bilindiği gibi o da, tarih boyunca onun gibi düşünen başkaları da bu emellerine nâil olamadılar. İslâmiyet, hiç şüphesiz yeryüzünde en çok devlet kurulmasına vesîle olmuş bir dîndir. Günümüzde de bu en son ilâhî dîn hiçbir misyoner teşkilâtı olmadığı, propagandası için devlet hazîneleri sarf edilmediği halde, başka dînden olan birçok insan tarafından benimsenmekte ve Müslümanların sayıları günden güne artmaktadır. Bilhassa Afrika'da bir çığ gibi büyüyen İslâmiyet, Amerika, Avrupa, Çin, Japonya... gibi dünyânın her tarafındaki devletlerde de hızla yayılmaktadır. Günümüzde yeryüzünde, yaklaşık 26 milyon km2 toprak üzerinde, bir milyardan fazla (tahminlere göre 1.5 milyar civârında) Müslüman yaşamaktadır. Bunları bir mukaddime olarak belirttikten sonra, şimdi tarihe bir göz atalım: Dört Halîfe Devri Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in (aleyhisselâm) 632 (H.11) târihinde vefâtından sonra, Eshâb-ı kirâm arasından sıra ile; Hazret-i Ebû Bekir (632-634 / H.11-13), Hazret-i Ömer (634-644 / H.13-23), Hazret-i Osmân (644-656 / H.23-35), Hazret-i Ali (656-661 / H.35-40) halîfe seçildiler. Böylece Dört Halîfe devri başladı. Bu devir otuz yıl kadardır. Bunlar, Peygamber Efendimizin vazîfelerini tam olarak yaptıklarından, kendilerine "Hulefâ-i Râşidîn=Râşid Halîfeler" denir. Dört Halîfe Devri (632-661 / H.11-40), İslâmî fazîletlerin yaşandığı "Altın Çağ" olarak kabul edilir. Bu devirde İslâm orduları Kuzey Afrika, Kıbrıs, Sûriye, Anadolu, Irâk, İrân içlerine seferlere çıktılar. Buralarda pekçok ülke ve şehir fethederek, İslâmiyeti insanlara ulaştırdılar. Muhârebelerden alınan ganîmetler ile İslâm memleketleri imâr edildi, Müslümanlar râhat ve huzur içinde yaşadılar. Emevîler İslâm târihinde Dört Halîfe'yi Emevî halîfeleri tâkib etti. Bu arada tabîî ki Hazret-i Hasan Efendimizin 6 ay kadar süren kısa bir halîfelik dönemi de vardır. Dört Halîfe Devrinden sonra İslâm devletinin başına, halîfe (devlet başkanı) olarak, Peygamberimizin kayınbirader ve kâtiplerinden Hazret-i Muâviye seçildi. Onun Ümeyyeoğullarına mensubiyetinden dolayı devlet, "Emevîler" adı ile anıldı. Böylece İslâm târihinde Emevîler devri başlamış oldu. Emevîler Çin, Orta Asya, Hazar ülkesi, Hindistan, bütün Orta Doğu ülkeleri, Kuzey Afrika'dan -İspanya dâhil- Avrupa içlerine kadar geniş bir coğrafyada, aralıklarla sekiz yüzyıl hüküm sürdüler. Emevîler, İslâm dînini İspanya'dan Avrupa'ya soktular. Fas, Kurtuba ve Gırnata Üniversitelerini kurup batıya ilim ve fen ışıklarını yaydılar. Şam'daki Emevî halîfeleri 661(H.41)'den 750(H.132)'ye ve İspanya'daki Endülüs Emevî Sultanlığı da 756(H.138)'dan 1492 (H. 898) târihine kadar devâm etti. Şam'daki Emevî Halîfeliğini Abbâsîler devri tâkib etti. Abbâsîler Emevîler'den sonra İslâm devleti başkanlığını (hilâfeti), Peygamberimizin amcası Hazret-i Abbâs'ın soyundan olan Ebü'l-Abbâs Abdullah es-Seffâh ele geçirdi. 750 / H.132'de Abbâsîler devri başladı. Devletin başşehri Şam'dan Bağdat'a nakledildi. İslâm dîni, doğuda Büyük Okyanus'tan, batıda Atlas Okyanusu kıyılarına, kuzeyde Rusya içlerinden, güneyde Hind Okyanusu kıyılarına kadar yayılıp, üç kıtada İslâm devletleri hâkim oldu Abbâsîler [750-1517 / H.132-923] devrinde, hicrî ikinci asırdan îtibâren Abbâsî halîfeleri adına hutbe okutan emîrlikler ve devletler kuruldu. Irak'taki Abbâsî hilâfeti, 750(H.132)'den 1256(H.656)'ya ve Mısır'daki Abbâsî hilâfeti ise 1257(H.656)'den 1517(H.923)'ye kadar devâm etti. Abbâsîlerden sonra halîfelik, Osmânlı sultânlarına geçti. Osmanlı Devleti En uzun ömürlü Türk-İslâm devletidir. Bu devlet, Mısır'daki son Abbâsî halîfesinin 1517(H.923)'de Osmanlı Sultanı Yavuz Sultân Selîm Hân'a hilâfeti bırakmasından sonra, dünyâdaki bütün Müslümanların başı olmuştur. 1281(H.680)'den beri Kayı Aşireti Reîsi olan Osmân Gâzî tarafından 1299(H.699)'da Söğüt kasabasında kuruldu. İlk başşehirleri Yenişehir'di. Daha sonraları da 1326(H.726)'da Bursa, 1364(H.767)'te Edirne, 1453(H.857)'te ise İstanbul başşehir yapıldı. İslâm dîni ile idâre edildi. Osmanlı Sultanları, 1517(H.923)'de Yavuz Sultân Selîm Hân'ın Mısır'ı fethetmesiyle, halîfeliğin de kendisine verilmesi üzerine bütün Müslümanların da halîfesi oldular. 1908(H.1326)'de halîfelerin salâhiyetleri sınırlandı. Osmanlı Devletinin 1922(H.1340)'de yıkılmasından sonra 1924(H.1342)'te hilâfete de son verilerek, İslâm halîfeliği yeryüzünden kaldırıldı. Osmanlı Devletinin hâkimiyeti Avrupa'da Viyana'ya kadar olan yerlerde, Asya'da Kırım, Kafkasya, bütün Orta Doğu ülkeleri, Afrika'da Kuzey Afrika, Hint ve Atlas Okyanusları ile Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz, Adriyatik, Umman denizlerinde sürdü. Kıymetli âlimler yetişip, muhteşem ilim ve sanat eserleri inşâ edildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.