İçerisinde "Regâib" ve "Mi'râc" kandillerinin bulunduğu "Recep" ayı çabucak geçiverdi. "Berât" kandilinin bulunduğu "Şa'bân" ayının da hemen hemen ilk yarısı (12 günü) geçmiş bulunmaktadır. Bilindiği gibi, bugün Şa'bân ayınının 13. günü ve yarın gece (16 Ağustos 2008/14 Şa'bân 1429 Cumartesi), inşâallah mübârek "Berât (veya Berâet) Kandili"ni idrâk etmekle şerefleneceğiz. Geçen kandilde de ifâde ettiğimiz vechile, Allahü teâlâ, kullarına çok merhamet ettiği, acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara husûsî kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Aslında kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır. Sevgili Peygamberimiz, hadis-i şeriflerinde buyurdular ki: "Şa'bânın 15. gecesini ibâdetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: 'Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, âfiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim.' Bu hâl, sabaha kadar devâm eder." [İbn-i Mâce] "Cebrâîl aleyhisselâm gelip, 'Kalk, namaz kıl ve duâ et. Bu gece, Şa'bânın 15. gecesidir' dedi. Bu geceyi ihyâ edenleri Allahü teâlâ affeder. Yalnız, müşrik, büyücü, falcı, cimri, kinci, müşâhin [ya'nî bid'at ehli], içkici, fâizci ve zânîyi affetmez." [Taberânî] ["Sâlih akrabâyı terk eden, ana-babaya âsî olan da bu gece affa kavuşamaz." (Beyhekî). Ehl-i sünnet i'tikâdına göre, içki içmek, cimrilik, kin gütmek, ana-babaya isyân... gibi günâhları işleyen kâfir olmaz. Îmânı düzgün ise, günâhlarının cezâsını çektikten sonra Cennete girer. Sevâpları günâhlarından daha çok ise, Cehenneme girmeden de Cennete gider.] Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regâib gecesi, Şa'bânın 15. [Berât] gecesi, Cum'a gecesi, Ramazân bayramı ve Kurbân bayramı geceleri.) [İbn-i Asâkir] Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Berât gecesinde çok ibâdet ve duâ ederdi. Yine o, Berât gecesinde, "Allahümmerzuknâ kalben takıyyen mineş-şirki beriyyen lâ kâfiren ve şakıyyen" duâsını da çok okurdu. Hazret-i Âişe vâlidemiz, "Yâ Resûlallah, Allahü teâlâ seni günâh işlemekten muhâfaza buyurduğu hâlde, neden Berât gecesinde çok ibâdet ettin?" diye sordu. Peygamber Efendimiz ona cevâben buyurdu ki: "Ben, şükredici bir kul olmayayım mı? Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertîp olunur. Bu gece herkesin amelleri Allahü teâlâya arz olunur." [Gunyetü't-tâlibîn] Bilindiği üzere Cenâb-ı Hak, ezelde hiçbir şeyi yaratmadan önce her şeyi takdîr etmiş, dilemiştir. Bunlardan bir yıl içinde olacak (doğumlar, vefâtlar, terfî'ler, tenzîller gibi) her şeyi, Şa'bân ayının onbeşinci (Berât) gecesinde meleklere bildirir. İşte Kur'ân-ı kerîm Levh-i mahfûza o gece inmiştir. Bunlar, Duhân sûresinin 1-6. âyet-i kerîmelerinde bildirilmektedir. Allahü teâlâ meâlen buyuruyor ki: "Hâ Mîm, (Helâl ile harâmı ve sâir hükümleri apaçık bildiren bu) Kitâba (Kur'ân-ı Kerîme) yemîn ederim ki, gerçekten biz onu mübârek bir gecede indirdik. Muhakkak biz, (hak dîn İslâm'dan yüz çeviren) insanları uyaranlarız. (O, öyle bir gecedir ki, bu geceden gelecek senenin aynı gecesine kadar rızıklar, eceller ve benzeri) her hikmetli iş, katımızdan bir emir ile o zaman ayrılır. Hakîkat biz, Rabbinden bir rahmet (eseri) olarak (Peygamberler) gönderenleriz. Şüphe yok ki Allahü teâlâ (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi de) kemâliyle bilendir." [Duhân Sûresi, 1-6] Bilindiği gibi, Kur'ân-ı kerîmin iki türlü inişi vardır: Birincisi Levh-i mahfûza inişi, diğeri de semâ-i dünyâya ve oradan Peygamber Efendimize inişi. Birincisi Berât gecesinde olmuş, ikincisi ise Kadir gecesinde başlamıştır. İnşâallah yarın bu önemli konuya devâm edelim...