Zelzele (deprem) hakkında birkaç söz

A -
A +

Hepimizin yakînen bildiği gibi, bundan 6 sene önce, 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de Marmara Bölgesi ve çevresinde 7.4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren deprem, Türk milletini derinden yaralamış ve hayatı felce uğratmıştı. Milyonlarca vatandaşımızı uykuda yakalayan, merkez üssü Gölcük olan, fakat yurdun birçok yerinden hissedilen bu deprem, bilhassa Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul'da büyük tahrîbât yapmış, cân ve mâl kaybına sebep olmuştu. Burada, vefât eden vatandaşlarımıza bir vefâ ve kadirşinâslık borcu olarak, başta 17 Ağustos ve 12 Kasım olmak üzere, muhtelif târihlerde, güzel ülkemizde ve bütün İslâm âleminde meydâna gelen depremlerde, âhirete intikâl eden bütün dîn kardeşlerimize, Allah'tan rahmetler diliyor, o acıları hâlâ unutmayan kederli âilelerine de sabırlar temennî ediyoruz. Cenâb-ı Hak, bizlere, öyle acıları bir daha göstermesin. Büyük depremdeki kayıplarımız, resmî rakamlarla şöyle: Ölü sayısı: 17.127 Yaralı sayısı: 43.953 Yıkılan ev sayısı: 66.441 Yıkılan iş yeri sayısı: 10.901 12 Kasım'da meydana gelen, Düzce merkezli deprem, bunun kadar büyük olmadı. Evvelki yıl da (1 Mayıs 2003), Bingöl ve çevresinde, gece saat 03.25'te meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem, Bingöl merkezi ile çevresinde, nisbeten büyük can ve mal kaybına sebep olmuştu. Bilhassa, merkezde bulunan Yatılı Bölge Okulu Yurdu'nun çökmesi sonunda, 80 civarında gencimiz, yıkıntı altında kalmıştır. Bu depremde ise ölü sayısı 177, yaralı sayısı da 500 civarında olmuştur. Depremin tarifi Bunları belirttikten sonra, şimdi depremin bir tarifini yapalım: "Zelzele (deprem)": "Büyük basınçların tesîriyle, yer altındaki kayaların değişmesi ve kırılması netîcesinde, yeryüzünde meydâna gelen sarsıntı" şeklinde tarîf edilmektedir. Zelzele, binâlarda ciddî hasârlar yapıp yeryüzünün görünüşünü değiştirebildiği gibi, geniş çapta cân ve mâl kaybına da sebep olabilir. Biri Büyük Okyanus çevresi, diğeri de Akdeniz çevresi, Alpler, Antiller ve Hindistan'ı da içine alan bölge olmak üzere iki büyük zelzele kuşağının yanında, Kanada ve Sicilya gibi oturmuş, zelzele görülmeyen yerler de vardır. Depremin maddi sebepleri Şimdi bir nebze de olsa, depremin maddî sebepleri üzerinde durmak uygun olacak: Mozaik gibi dizilmiş hareketli plakalardan meydana gelen yerkabuğunun herhangi bir hareketi, yerkabuğunda kopma, kayma, genleşme, göçme ve volkanik püskürme gibi jeolojik hâdiseler meydana getirir. 4.5 şiddetinde bir zelzele, hafîf hasârlar yaparken, 6 şiddetinden sonra tehlikeli neticeler ortaya çıkar. Her sene yaklaşık yüz civarında 6 şiddetinin üstünde zelzele olur. Yedi veya daha şiddetli zelzeleler senede yaklaşık 25 kadardır. Sekiz şiddetinin üstünde ise senede bir-iki zelzele vukû bulur. Şiddeti az olan bir zelzele, çok büyük hasârlara ve kayıplara yol açabilir. Aksine çok şiddetli bir zelzelede cân ve mâl kaybı az olabilir. Bunların böyle olması, yapıların malzeme ve şekilleri, yangınlar, sismik deniz dalgaları, su ve kanalizasyon ârızaları gibi sebeplerden olabilir. Zelzele kuşağı üzerinde bulunan ülkeler, yapıların dayanıklı olmasının yanında, yangına karşı sağlam tesîslerin kurulmasına da önem verirler. "Dünyada olan en önemli zelzeleler" şöyle ifade edilmektedir: Türkiye'de zelzelelerin çoğu Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu fayları ve Ege'nin çökmüş bölgelerinde meydana gelir. Bunların içinde en sık Kuzey Anadolu fayında görülür. "Türkiye'de olan ve 1000'den fazla ölü bulunan önemli zelzeleler" de şöyle sıralanmaktadır: Birçok vatandaşımız, depremlerin maddî sebepleri yanında, manevî sebepleri de yok mu? diye soruyor. Ayrıca suâller arasında: 1-Depremlerin temel sebebleri nelerdir? 2-Depremde ölenler şehîd olurlar mı? 3-Depremden kaçmayanlar intihâr etmiş sayılırlar mı? 4-Ölenleri toplu olarak gömmek câiz midir? 5-Eskiden toplu helâkler olurdu. Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden bu toplu helâkler kaldırıldı mı? soruları da yer almaktadır. İnşâallah, bu konulara sonraki makâlelerimizde temâs edelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.