"Aklımı attım, rahat ettim!"

A -
A +
"Büyükleri inkâr edenler, Peygamber efendimizin zamanında yaşasalardı, Onu da inkâr ederlerdi. Sevenler o zaman yaşasalardı, Eshab-ı kiramdan olurlardı."
Allahü tealanın rızasına kavuşmuş ve başkalarının da kavuşması için uğraşan mü'mine "Mürşid-i kâmil" denir. Bir mürşid-i kâmilin iki talebesi olsa, biri doğuda, biri batıda olsa, ikisi de aynı anda ölmek üzere olsalar, ikisinin de imdadına yetişip, imanla ölmelerini sağlar... Mürşid-i kâmilin biri, bir talebesine;
- Evladım, 22 senedir bizi tanıyorsun. Bu kadar zamanda bizden ne öğrendin? diye sorar. Talebesi de şöyle cevap verir:
- Efendim, bu kadar zamanda sizden üç şey öğrendim... Birincisi, siz buyurmuştunuz ki: "Yaptığın işin, söylediğin sözün hesabını ver. Kime? Kim soruyorsa. Âmirine ver, insanlara ver, kanunlara ver, vicdanına ver, dinine ver. Bu hesap bir gün nasıl olsa sorulacak sana. Ona göre hareket et, ona göre konuş." Bunu kendime prensip edindim.İkincisi, yine siz demiştiniz ki: "Akılla mantıkla din olmaz. Olsaydı Peygamberlere, kitaplara lüzum kalmazdı. Dinimiz nakil dinidir. Allahü teâlâ ne bildirmişse, Peygamber efendimiz nasıl açıklayıp ne bildirmişse, mezhep imamlarımız, Ehl-i sünnet âlimleri bunları nasıl sistemleştirip, herkesin anlayacağı şekilde nasıl nakletmişse, öylece inanıp tâbi olmak lazım. Yoksa insan felaketten kurtulamaz. Müctehidlerin farklı ictihadları rahmettir, bunu Peygamber efendimiz buyuruyor. Allahü teâlâ böyle olmasını murad etmiştir. Yoksa tek hüküm bildirirdi, o zaman Müslümanların işi zor olurdu, yapamayanlar harama veya küfre düşebilirlerdi. Bu kolaylık, bir ihsan-ı ilâhidir." Bunun böyle olduğunu bizzat yakînen yaşadım ve aklımı attım, rahat ettim.Üçüncüsü ise, yine siz şöyle buyurmuştunuz: "İnsanların en alçağı, din büyüklerini kendisi gibi zannedendir. Büyükler, Peygamber efendimizin vârisleridir. Ana karnında şaki olanlar, büyüklere dil uzatır. Said olanlar ise ne kadar günahkâr olsa bile, onlara dil uzatmazlar. Allahü teâlânın rızası, onların iki dudağı arasındadır. Büyükleri inkâr edenler, Peygamber efendimizin zamanında yaşasalardı, Onu da inkâr ederlerdi. Sevip tâbi olanlar o zaman yaşasalardı, Eshab-ı kiramdan olurlardı. Çünkü yol aynıdır..."İşte hocam, bu üç şey, bana çok tesir etti, inandım, uygulamaya çalışıyorum.- Maşallah evladım. Bu hâl üzere devam edersen umduklarına kavuşur, korktuklarından emin olursun.