Armudun sapı, üzümün çöpü!..

A -
A +

İş yerindeki, sokaktaki, evdeki tartışmalara, kavgalara baktığımızda bunların çoğunun esas sebebinin kayda değer şeyler olmadığını görürüz. "Armudun sapı var, üzümün çöpü var..." diyerek, her şeye kusur bulmak, hiçbir şeyi beğenmemek, müşkülpesent olmak geçimsizliğe tırmık çekmektir!.. Birçok kimse, üstün yeteneğe, güçlü bir zekaya sahip olmasına rağmen, önemsiz şeylerle oyalanıp, kendilerini başarıya götürecek yolları kendileri tıkar. Önemsiz şeyleri aşıp asıl hedefe ulaşamazlar. Bilhassa klasik idarecilerde bu özellik ağır basar. Bir tarafta, bir milyonun hesabını takip ederken, diğer tarafta milyarlar gider de haberi olmaz. Teferruatla uğraşıp, asıl meseleyi ihmal, yalnız idarecilikte değil, hayatımızın her kesitinde görülür. Aile geçimsizliğinde, iş hayatında, sokakta vs... İş yerindeki, sokaktaki, evdeki tartışmalara, kavgalara baktığımızda da bunların çoğunun esas sebebinin kayda değer şeyler olmadığını görürüz. Sakin kafayla düşününce! Şöyle bir durup, kendi kendimize, daha önce ettiğimiz kavgaların gerçek sebeplerinin ne olduğunu hiç düşündük mü? Sakin bir kafayla düşündüğümüzde, -mübalağasız- kavgaların yüzde yüze yakınının küçük, önemsiz şeylerden başladığını görürüz... Mesela, evin erkeği eve biraz yorgun, biraz da sinirli gelir. Akşam yemeği onu yeterince tatmin etmez ve kafasını çevirip yemeği eleştirir. Aslında yemeğin tadında tuzunda bir eksiklik yoktur, fakat beyefendinin günü mükemmel geçmemiştir, deşarj olmak için bahane aramaktadır... Akşama kadar, çocuklarından, ev işlerinden bunalan kadın da, "kocam gelsin de, dertleşeyim, rahatlayım" diye beklerken, ummadığı bir durum ile karşılaşır. Hesaplar altüst olmuştur ve hanım da hemen bütün gücünü toplayıp, şöyle bir cevap verir: "Bu kadar parayla başka ne bekliyordun ki?" veya "Benim de herkes gibi kaliteli bir fırınım olsaydı, evde hizmetçilerim bulunsaydı, daha iyi yemek yapabilirdim!.." Bu cevap beyefendinin gururuna dokunur ve açar ağzını yumar gözünü: "Bak hanım, bunun sebebi paramızın az olması değil, basitçe sen bu işi beceremiyorsuuun!.." Tartışma sürer gider!.. Tabii bunun da cevabını verir hanım. Bir müddet bu tartışma devam eder... Yemeğin ortasında bırakıp odalarına çekilirler. Her ikisinin de "sinir katsayıları" artmıştır... Deşarj olayım derken, her ikisi de şarj olmuştur! Her iki taraf da birbirine her türlü ithamda bulunur... Kaynanalar, kayınpederler, para, evlilik öncesi ve sonrası verilmiş olan sözler ve diğer konular gündeme gelir. O kadar senelik evlilik zamanındaki hadiseler gözden geçirilir! Her iki taraf da muharebeyi sinirli ve gergin olarak terk eder. Hiçbir şey yerine oturmaz ve her iki taraf da bir sonraki kavganın daha da berbat olmasını sağlarcasına kendisine yeni cephaneler, savunma malzemeleri bulmaya koyulur. Bu arayışla uykuya dalarlar... Sabah olup geçmiş günün yorgunlukları, stresleri uykuda kaybolunca, her ikisi de yaptıklarına pişman olur. Tartışılan konuların incir çekirdeğini dordurmadığını anlarlar ve açıktan olmasa da içlerinden hâllerine gülerler. Genelde, hep böyle ufak tefek, küçük şeyler büyük tartışmalara sebep olur. Bu bakımdan kavgaları önlemek için, ufak tefek düşünmeyi bir kenara bırakmalıdır... "Gerçekten önemli mi?" Birini eleştirmeden, azarlamadan, ona ithamda bulunmadan önce veya meşru müdafaa niyetine, karşı saldırıya geçmeden evvel, kendimize şunu sormalıyız: "Bu gerçekten önemli mi?" Birçok durumda önemli olmadığını anlar, böylece uyuşmazlıktan kaçınmış olursunuz. Kendinize tekrar tekrar sorun: "Gerçekten de önemli mi?" Yemeğin tuzunun az veya çok oluşu, tadının şöyle böyle olması, biraz parayı çarçur etmesi veya eve sevmediği kayınvalidesini, görümcesini davet etmesi gerçekten de o kadar önemli mi? Olumsuz bir tutum içine gireceğinizi hissettiğiniz an, kendinize sorun: "Gerçekten de önemli mi?" Bu sorunun daha hoş bir ev ortamı meydana getirmede büyük rolü vardır. Bu durum, büroda, iş yerinde, sokakta kısaca hayatımızın her kesitinde geçerlidir. Eve giderken trafikte birisinin aniden önünüze geçmesinde de. Bu soru, hayatta tartışma meydana getirmeye açık bütün durumlarda işinize yarar. Her zaman mutlaka bu soruyu kendinize sorun: "Gerçekten de önemli mi?" Şu üç günlük dünyada Allahü teala bizi "Gerçekten önemli"leri idrak edenlerden ve ona göre yaşayanlardan eylesin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.