Bir aile dağılmak üzereydi!..

A -
A +

Muhammed Üftâde hazretleri, Kânûnî Sultan Süleymân Hân zamânında, Bursa'da yaşayan büyük velîlerdendir... Bu mübarek zatı sevenlerden fakir bir kimse vardı. Her sene hacca gitmek ister, fakat parası olmadığı için de bu arzusuna nâil olamazdı. Üzüntüsünden hiç yüzü gülmez ve hanımı da, kocasının bu hâline çok üzülürdü...

Bir gün bu fakirin ağzından;
-Hanım, eğer bu sene de hacca gidemezsem, seni boşadım, sözü çıkıverdi... Günler geçti. Kurban Bayramı yaklaştı. Fakir düşüncelere dalıyordu. Ne yapacağını şaşırdığı bir gün, aklına Muhammed Üftâde geldi. Hemen huzûruna gidip, durumunu anlattı. Üftâde hazretleri;
-Bizim Eskici Mehmed Dede derdine dermân olur, buyurdu. Fakir, sevinerek huzûrdan ayrıldı. Mehmed Dede'ye gidip durumu anlattı. Mehmed Dede dinledi, bir ailenin dağılması söz konusuydu. Keramet göstermeye mecbur kaldı:
-Gözlerini kapa. Aç demeden sakın açma! dedi. Fakir gözlerini açtığında, kendilerini Mekke'de buldular. Hatta orada Bursalı hacılarla da karşılaştılar... Nihayet bir anda Bursa'ya geldiler... Adamcağız kapıyı tıklattı. Hanımı, karşısında kocasını görünce;
-Sen beni boşamadın mı? Hangi yüzle geldin? dedi. Kocası da;
-Hanım ben hacdan geliyorum. İşte bu getirdiklerimi de Mekke'den aldım, dediyse de kadın;
-Bir de yalan söylüyorsun. Seni mahkemeye vereceğim, dedi ve gidip kâdıya durumu anlattı...
O sırada Bursa kâdılığına Azîz Mahmûd Hüdâyî bakıyordu. Kâdı, hanımın kocasını mahkemeye çağırtarak onu da dinledi. Fakir, hacca gittiğini, Kâbe-i muazzamada tavâf edip, ziyâret edilecek yerleri gezdiğini, Bursalı hacılarla da görüştüğünü söyledi... Adamcağız, Mehmed Dede'yi de şâhid gösterdi. Mehmed Dede mahkemede dedi ki:
-Ey Kadı Efendi! Şeytan, Allahü teâlânın düşmanı olduğu hâlde, bir anda dünyânın bir ucundan öbür ucuna gidiyor da, bir Allah adamı bir anda Kâbe'ye gidemez mi?
Kâdı bu cevaba hayret ederek, mahkemeyi diğer hacıların geleceği güne tehir etti... Birkaç gün sonra Bursalı hacılar da döndüler. Kâdı, şâhitlerin verdiği ifâde ile, dâvâcı hanımın nikâhı feshetme isteğini reddetti. Böylece, boşanma hâdisesi olmadı...
İşte, Bursa Kâdısı Aziz Mahmûd'un kâdılığı bırakıp Üftâde hazretlerine talebe olmasına ve tasavvufta yükselmesine bu hadise vesîle olmuştur. Onu da başka bir gün anlatırız inşallah...