Büyüklere itirazın tehlikesi!

A -
A +
Ebu Saîd, İbn-üs-Sakkâ ve Abdülkâdir-i Geylâni, ilim öğrenmek için Bağdat'a geldiler... Yûsuf-î Hemedânî hazretlerini ziyarete gittiler...

Büyüklerden, Allah adamlarından feyz almak için onları sevmek ve inanmak şarttır. Din Büyüklerine itiraz çok tehlikelidir; küfre sebeptir. Hele o büyüklerden birine talebe olduktan sonra itiraz etmek, onu imtihan etmek, bedbahtlıktır...
İbn-i Hacer-i Mekkî hazretlerinin "Fetâvâ-i Hadîsiyye" isimli eserinde şöyle anlatılır: 
Ebu Saîd Abdullah, İbn-üs-Sakkâ ve Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri ilim öğrenmek için Bağdat'a geldiler... Evliyânın büyüklerinden Yûsuf-î Hemedânî hazretlerinin, Nizâmiyye Medresesinde vaaz ettiğini duymuşlardı. Onu ziyâret etmeye karar verdiler. İbn-üs-Sakkâ; "Ona öyle bir soru soracağım ki cevâbını veremeyecek" dedi, Ebu Saîd Abdullah; "Ben de bir soru soracağım. Bakalım cevap verebilecek mi?" dedi. Büyük bir edeb timsâli olan Abdülkâdir-i Geylânî de "Allah korusun! Ben nasıl soru sorarım. Sadece huzurunda beklerim, onu görmekle şereflenir, bereketlenirim" dedi...
Nihayet Yûsuf-i Hemedânî'nin bulunduğu yere vardılar. O anda orada yoktu. Bir saat kadar sonra geldi. İbn-üs-Sakkâ'ya dönerek; "Yazıklar olsun sana, ey İbn-üs-Sakkâ! Demek bana, cevâbını bilemeyeceğim sual soracaksın ha! Senin sormak istediğin sual şudur. Cevabı da şöyledir. Ben görüyorum ki, senden küfür kokusu geliyor" buyurdu... Sonra Ebu Saîd Abdullah'a dönerek; "Sen de bana bir sual soracaksın ve bakacaksın ki, ben o sualin cevabını nasıl vereceğim. Senin sormaya niyet ettiğin sual şudur ve cevabı da şöyledir. Fakat sen de edebe riayet etmediğin için, ömrün hüzün ile geçecek" buyurdu. Sonra Abdülkâdîr-i Geylâni'ye döndü ve; "Ey Abdülkâdir! Bu edebinin güzelliği ile Allahü teâlâyı ve Resulünü razı ettin. Ben senin Bağdat'ta bir kürside oturduğunu, çok yüksek bilgiler anlattığını ve 'Benim ayağım, bütün evliyanın, boyunları üzerindedir' dediğini sanki görüyor gibiyim ve ben yine senin, zamanındaki bütün evliyâyı, senin onlara olan yüksekliğin karşısında boyunlarını eğmiş hâlde olduklarını görüyor gibiyim" buyurdu...
Aradan uzun seneler geçti. Hakikaten Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri zamanında bulunan evliyanın en üstünü oldu... Ebû Saîd Abdullah'ın hayatı sıkıntılarla geçti... İbn-üs-Sakkâ'ya gelince, çok meşhur bir hatip oldu. Şöhreti zamanın sultanına kadar ulaştı. O da bunu elçi olarak Bizans'a gönderdi. Orada Hristiyanların yalanlarına aldandı ve son nefesini Hristiyan olarak verdi...