"Silsile-i
aliyye büyükleri, birbiriyle mukayese edilmez. Peygamber efendimizin
kalbindeki emanetlerin hepsi, nakledilerek bu büyüklere geçer."
Bağdat'tan
uzakta yaşayan bir talebe, Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerini çok
seven, hep ondan anlatan hocasına gelip şöyle sorar:
-Efendim, kitaplığımda İmam-ı Rabbânî hazretlerinin ve oğlu Muhammed Masum hazretlerinin Mektubat'ı var, Mevlânâ Halid-i Bağdadî hazretlerinin İtikadname
kitabı var. Bunları dizerken veya okuyup birbirinin üstüne koyarken,
İmam-ı Rabbânî hazretleri daha büyük diye, Mektubat'ı üste koyuyorum,
sonra oğlunun Mektubat'ını koyuyorum ondan sonra da Mevlana Halid-i
Bağdadî hazretlerinin kitabını koyuyorum. Acaba, bu yaptığım doğru mu?
-Evladım, yaptığın basit bir şey değil. Arkadaşlarını topla, yatsıdan sonra izah etmeye çalışayım...
O gün yatsı namazından sonra hocaları, "Bugün bana şöyle bir sual soruldu, onu size izah edeyim" der ve şunları anlatır:
-Silsile-i
aliyye büyükleri, birbiriyle mukayese edilmez. Peygamber efendimizin
mübarek kalbindeki emanetlerin hepsi, nakledilerek bu büyüklere geçer.
Bu büyüklerin hangisi daha büyük diye mukayese etmeye kalkmak,
cahillerin, ahmakların işidir. Bu iş, ihtiyar genç işi değildir,
tecrübeli tecrübesiz işi de değildir. Bu, Peygamber efendimizin mübarek
kalbindeki o ilahi emanetlerin verilme işidir. Kime verilirse sultan
odur, vâris odur, yetkili odur...
Bu büyükleri ölçmek, hâşâ
bu büyük, bu küçük diye ayırmak bize düşmez, kimseye de düşmez. Bir tek
şunu biliyoruz, onu da bildirildiği için biliyoruz: Hepsinin kalbinde,
Peygamber efendimizin mübarek kalbindeki emanetler vardı, başkasını,
daha fazlasını bilmeyiz. "Büyüklerin meydanında küçüklerin işi ne?"
Hele hele yine onlardan, onların kıymetli kitaplarından öğrendiği
birkaç kelimeyi ezberleyip de, kendisini bir şey zannedenlerin işi ne?
Bu din, edep dinidir, haddini bilme dinidir. Edep, haddini bilmektir.
Herkes haddini bilmelidir...
Şimdi zamanın büyüğü, Mevlana
Halid-i Bağdadi hazretleridir. Biz, dinimizi ondan öğrendik. Bu
büyükleri bize, o tanıttı, o sevdirdi. O mübarek zatların kitaplarını
açıklayıp bize vermişse, "bu kitapları okuyun, evinizde sadece bunları
bulundurun" demişse, artık o kitaplar bizim için Mevlana Halid-i Bağdadi
hazretlerinin kitabı olmuş olur. Böyle olunca da, hocamızın kitapları
arasında da ayırım yapmak ayrı bir edepsizlik olur...