Allahü teâlâ, insan neslini devam ettirmek için, erkek ve kadınları birbirlerine cazip kılmıştır. Aynı zamanda, bu duygu karşısında, insanları dünyada çetin bir imtihana tâbi tutmuştur. Bu imtihanı kazanan, dünya ve ahiretin kahramanıdır. İnsanların iyi veya kötülüğü, daha çok iffet (namus) işinde belli olur.
Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimin birçok yerinde, iffetini koruyabilene, büyük mükafatlar vadetmiş, koruyamayana ise, Cehennem azabını göstermiştir. Cenâb-ı Hak, müminlerin vasfını anlatırken buyuruyor ki:
(Müminler, namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet eder.) [Müminun 1-8]
İffetsiz olan, Allah katında günahkâr, halkın yanında da itibarsızdır. Zengin ve çok güzel bir kadın, eğer iffetsiz ise, itibarsızdır. Fakir ve namuslu bir kadın, güzel olmasa da her zaman itibarlıdır, saygıya layıktır...
Dünyadaki pek çok rezaletlikler, cinayetler, kavgalar, kıskançlıklar, özetle bütün fenalıklar, iffetsizlik yüzünden meydana gelmektedir. İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin kötülüklerini bildikleri halde, kendilerini bu kötü yollara sapmaktan alıkoyamaz. Bu kuvvetli duygu karşısında, insanları alıkoyacak çareler vardır. Bu; terbiye ve ahlak meselesidir...
ERKEK İFFETSİZ OLURSA!..
Erkekler, iffetsiz olursa, yakınları da kötü yola düşebilir. Peygamber efendimiz, (Siz iffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur) buyurdu. (Taberani)
Allah'tan korkan bir insan iffetsiz olamaz. O halde, çocuklarımıza Allah korkusunu öğretmeye çalışmak, bizim için en başta gelen görevimiz oluyor...
Özellikle büyük şehirlerde iffet işi tehlikeli boyutlara ulaşmıştır! İffeti muhafaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, bu güzel hasleti zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır.
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Bir kızın küfvünü [dengini] bulunca, hemen evlendiriniz!) [Tirmizi]
Görülüyor ki, kadını, kızı küfvüne, yani dengine vermek gerekir. Küfv, erkeğin soyda, malda, din işlerinde ve şerefte kadına uygun olması demektir. Erkeğin, yalnız zengin olmasını, ev-araba sahibi olmasını isteyenler, kızlarını felakete sürüklemiş, Cehenneme atmış olurlar...
***
Her zaman her yerde edepli, hayâlı olmaya çalışmalıdır! Hadis-i şerifte, (Hayâsızlık insanı küfre düşürür) buyuruldu. Hayâ, bir binayı tutan direk gibidir. Direksiz binanın durması kolay olmadığı gibi, hayâsız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur.
Hazret-i Ebu Bekir, "Hayâsız insan, halk içinde çıplak oturan gibidir" buyurdu.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan hayâ edin! Allah'tan hayâ eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar.) [Tirmizi]
(Hayâsız olan, emanete hıyanet eder, hain olur, merhamet duygusu kalmaz, dinden uzaklaşır, lanete uğrar, şeytan gibi olur.) [Deylemi]
(Hayâ, iffet, dile hakimiyet ve akıl, imandandır. Böyle kimselerin ahiret arzusu çoğalır, dünya hırsı azalır. Cimrilik, müstehcenlik, çirkin sözlülük, hayâsızlıktan, nifaktan ileri gelir. Böylelerinde dünya hırsı çoğalır, ahiret arzusu azalır.) [Beyheki]
Şâh-ı Nakşibend hazretleri de bu hususta buyurdu ki: "Hiçbir bîedep, vâsılı İlallah olamaz!" Yani, hiçbir edepsiz, Allah dostu olamaz, Cenâb-ı Hakka kavuşamaz...
En iyi haslet...
Hikmetli sözleri ve nasîhatleri ile meşhur olan Lokman Hakîm hazretlerine sordular:
- Edep, asalet, mal ve ilimden hangisi daha üstündür?
- Edep asaletten, ilim maldan hayırlıdır.
Oğlu, Hazret-i Lokman'a sorar:
- En iyi haslet nedir?
- Dindar olmaktır.
- Peki babacığım, bu haslet iki olursa?
- Dindarlık ve mal sahibi olmak.
- Üç olursa?
- Dindarlık, mal ve hayâ.
- Dört olursa?
- Dindarlık, mal, hayâ ve güzel ahlak.
- Beş olursa?
- Dindarlık, mal, hayâ, güzel ahlak ve cömertliktir.
- Altı olursa?
- Oğlum, bu beş haslet kimde olursa, o kimse takva ehli, temiz bir kimsedir, Allahü teâlânın dostudur, şeytandan uzaktır.