Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir.
Hazret-i Ebu Bekir, "Hayâsız insan, halk içinde çıplak oturan gibidir" buyurdu.
Hazret-i Ömer, "Edep, ilimden önce gelir" buyurdu. Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayâsından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu. Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı.
Ebu Said Hudri hazretleri, "Resulullahın hayâsı, bâkire İslam kızlarının hayâsından çoktu" buyurdu.
İmam-ı Rabbani hazretleri, "Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Allah'a kavuşamaz" buyuruyor.
İbni Mübarek hazretleri de, "Bütün ilimleri bilenin eğer edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmediğime üzülmem, bunu kayıp saymam. Fakat edepli ile görüşemesem üzülürüm" buyurdu
Büyükler, "Edepli ol! Edep insanın başındaki görünmez taçtır" buyurmuştur.
***
Büyük âlim ve velî Bayezid-i Bistami hazretlerine sevenlerinden birkaçı;
-Filan şehirde âlim evliya bir zat var, ziyaret edelim, diye ısrar ettiler. Sonunda bunları kırmamak için razı oldu, o zatı görmek için yola çıktılar... Nihayet o kimsenin bulunduğu şehre geldiler. Camiyi sorup, o yöne doğru yürüdüler. Tam yaklaşmaşlardı ki o şahsı caminin önünde gördüler. Hemen,
-İşte efendim, o mübarek zat, şu gördüğümüz kimse, diye söylediler... O adam, o anda yere tükürdü. Bunun üzerine Bayezid-i Bistami hazretleri;
-Geri dönüyoruz, görüşmeye lüzum kalmadı, dedi. Sevenleri ısrar etti;
-Efendim bunca yol geldik, o mübarek zat da işte karşımızda, görüşmeden nasıl geri döneriz, dediler. Fakat ısrarları fayda vermedi. Sevenleri yine;
-Âlim ve evliya zattır, bir görüşsek, diye ısrar edince, Bistami hazretleri buyurdu ki:
-O kimse, evliya ve âlim olamaz. Çünkü kıble cihetine tükürdü. Bu adam Resulullaha karşı lazım olan edeplerden birini gözetmedi. Veli olmak için lazım olan edepleri de gözetemez... Hiçbir bi edeb vasılı ilallah olamamıştır. Yani hiçbir edepsiz, Allahü teâlânın velî kulu, sevgili kulu olamamıştır...