İnsanların karakterlerini burçlar tayin etmez!..

A -
A +

Çevrenize bir bakarsanız, burç ve fal tutkunlarının sayısının iyice arttığını fark edersiniz! Bilhassa kadınlar, daha tanışmaya başlarken birbirine "Hangi burçtansın?" diye soruyorlar. Hele internet sitelerinde, burçlar âdeta borsa gibi takip ediliyor... Anne karnındaki bebeğin karakterini burçlar yolu ile öğrenmek isteyenler de az değil. Daha da enteresanı bazı anneler, doğumu sezaryen ile gününden öne çekerek, bebeğini istediği burçta doğuruyor!.. Bütün bunlar, toplumun inanç yönünden ne kadar erozyona uğradığını gösteriyor. Kaza ve kadere inanan, gaybı, geleceği sadece Allahü tealanın bileceğine iman eden bir Müslüman, elbette burç ve fal gibi hurafelerden uzak durur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Falcının, büyücünün söylediklerine inanan, Kur'an-ı kerime inanmamış olur.) "BURÇLAR KUŞAĞI" Bugün Batı'da hemen her kesimde bizde ise maneviyattan uzak veya maneviyatı zayıf -genellikle sosyete kesiminde- çok kimsenin her gün danıştığı bir falcısı, medyumu bulunmaktadır. Bunlar, "Şöyle bir iş kurmak istiyorum başarılı olabilecek miyim, işlerim iyi gitmiyor ne yapayım, kızım evde kaldı nasıl evlendirebilirim?!." gibi sorulara muhatap oluyorlar. Halbuki dinimizde, gelecekten haber vermek, buna inanmak insanın dinden çıkmasına sebeptir. Dolayısıyla bunlar, dinini bilen bir kimsenin yapacağı işler değildir... Burçlara göre fal açmak da hurafedir... Zodyak "Burçlar Kuşağı" üzerinde yer alan 12 takımyıldızı vardır. Bunlar (Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık) takımyıldızlarıdır ve halk arasında "Burçlar" diye bililir. Zodyak, gökyüzünde Güneş ve başlıca gezegenlerin yolu üzerinde bulunduğu tasarlanan hayali bir kuşaktır. Güneşin burçlara karşı olan durumunun değişmesi yüzünden, bugün burçlardan hiçbiri kendi adıyla anılan bölgede bulunmamaktadır. Bu yüzden bu yüzyılda Güneş, 1 Ocak'ta "Oğlak Burcu"nda olmayıp "Yay Burcu"ndadır. Dolayısıyla bu burçlarda doğanların belli bir karaktere sahip olduğu söylenemez. Her burçta doğan aynı karaktere sahip olsaydı, bütün dünyadaki insanlar 12 karakterli olurlardı. Halbuki aynı burçta doğan iki kişiden biri âlim, diğeri zalim, biri sert, öteki yumuşak huylu olabiliyor. Yani, insanların karakterlerini burçlar tayin etmiyor. Nitekim, tıp doktorları; yıldız haritalarını ele alarak yaptıkları istatistikî bir çalışma sonunda, gökcisimlerinin konumlarıyla insanların davranışları arasında ilişki kurmanın mümkün olmadığını ispatlamışlardır... Bilim adamlarından çağrı!.. Amerika'da "The Humanist" dergisi astrolojiye karşı önemli bir bildiri yayınlamıştı. Bu, 18'i Nobel Ödülü almış 186 bilim adamı tarafından imzalanan bir çağrıdır. Bir emekli astronomi profesörü (B.J. Bok), bir bilimsel makale yazarı (L.E. Jerome) ve bir felsefe profesörü (P. Kurtz) tarafından kaleme alınan bildiri metninin özeti şöyle: "Biz bilim adamları olarak, astrolojinin dünyanın büyük bir kısmında giderek yaygınlaşmasından, kabul görmesinden ciddi endişe duymaktayız. Aşağıda imzası bulunan bizler; astrologların özel ya da genel olarak yaptıkları kehanetlerin ve verdikleri öğütlerin kabul görmesi tehlikesine karşı toplumu uyarmak istiyoruz. Astrolojiye inanmak isteyenler, ilkelerinin hiçbir bilimsel temele dayanmadığını bilmelidirler..." Zaten, şu bir gerçek ki; astrologların, evrenin fizikî yapısıyla ilgili ya hiç bilgisi yoktur ya da çok sınırlı ve yanlış bilgiye sahiptirler. Astroloji, altı ay güneş ve gezegenlerin hiç görülmediği kutup bölgelerinde doğan kişilerin burçları konusunda hiçbir açıklama getirememiştir... Tıp bilimi, bebek anne karnındayken bile çevreden, dış uyarılardan etkilendiğini ispatlamıştır. Oysa astroloji için sadece ve sadece doğum anı çok önemli olup, doğum öncesi etkiler hiç dikkate alınmamaktadır...