Kural tanımayanlar!..

A -
A +

Kurallar insanlar içindir; ancak günümüz insanı, "özgür yaşam" (o ne demekse!) için kural mural tanımıyor! Havalar iyice ısındı, artık yaz geldi ya; etrafımıza baktığımızda, bilhassa kadınların giyim kuşamında, kılık kıyafetinde bir curcuna yaşandığına şahit oluyoruz... Tesettürlüsü de tesettürsüzü de ne yapacağını şaşırmış vaziyette! Kimisi omuzunu açmış, kimisi gerdanını, kimisi de sırtını!.. Ya "kapalı"ların, "inançlı"ların yaptığına ne demeli?!. Parlak bir eşarp, janjanlı ve bütün vücut hatlarını belli eden bir pardösü!.. Parfümleri ha keza! Yanınızdan geçerken kokunun ağırlığından burnunuzun direği kırılıyor... Hele bazılarının caddede-sokakta fütursuzca sigara tüttürmeleri, ciklet çiğnemeleri ve dondurma yemeleri yok mu? Pek çirkin ve "hafifmeşrep" bir görüntü arz ediyor... Bir de yolda-belde, parkta, markette bir tanıdıklarıyla karşılaşmayagörsünler? Aman yâ Rabbi! Sanki evde kendi aralarında konuşuyorlarmış gibi rahat hareketler, kahkahalar, şakalaşmalar... ASFALTI AĞLATANLAR!.. Şimdi bir de son derece lüks ve spor otomobillere kurulup "Bakın beyler araba böyle kullanılır" dercesine "asfaltı ağlatarak" kalkış yapan ve on saniyede yüz kilometre hıza ulaşan "bayan"larımız var yollarda!.. Trafikte de kural tanımadıkları için sık sık "Radar"a yakalanırlar. Onlar için hiç mühim değil, nasıl olsa cezasını "ağa babaları" ödüyor!.. *** Günümüz kadınının profilini çizdiğimiz bu girizgâhtan sonra, buyurun; 1966 yılında vefat eden, merhum Emekli Tümgeneral Hayri Aytepe'nin kızına yaptığı nasihatleri ibretle okuyalım: "Kızım! Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve idraki ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür... İşte bunun içindir ki, genç kızın beş dakikasını bile kontrolsüz bırakmamak lazımdır. Ev içinde anne kontrolü, ev dışında baba kontrolü onları, koruyucu melek gibi takip etmelidir... Bir genç kız, fazla göze çarpmayacak tarzda temiz ve ciddî bir kıyâfette görünmelidir. Kendini beğendirmek için, fazla süslenmek, ahlâk hakkında şüphe uyandırır. Erkeklere kendini beğendirmek için, kızın bazı uzuvlarını teşhîr etmesi, düşük bir ahlâkın belirtisidir. Kendisinin ve âilesinin şeref ve haysiyetini düşünen bir kızın, ciddî giyinmesi şarttır... Yapmacıksız olarak mütevâzı, iddiâsız ve terbiyeli bir tavır, genç kıza en yakışan bir davranıştır. Bir genç kızın etrâfındaki insanları hiçe sayan saygısız ve küstah davranışları terbiyesizlik alâmetidir... Bir kızın giyinişi, yürüyüşü ve hareket tarzları, onun dînî inanışı, ahlâkı ve karakteri hakkında, bir fikir verebilir." (Seâdet-i Ebediyye) *** Büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki: "Edeb, haddini bilmektir, terbiyedir, tevâzudur." Edeb yâhu!.. Cennetlik kadın!.. Peygamber Efendimiz, bir gün kızı Hazreti Fatıma'ya, "Falan mahalledeki falan kadın cennetliktir" buyurdu. Fatıma validemiz bu kadını merak etti ve ziyaretine gitti. Kapısını çaldı. İçeriden, bir ihtiyar kadın "Kim o?" diye seslendi. Hazreti Fatıma kendisini tanıttı. Kadın: - Efendim, maalesef sizi içeri alamayacağım. Akşam kocamdan izin alayım, yarın buyurun, dedi. Fatıma validemiz, eve döndü. İkinci gün yanına Hazreti Hasan'ı almıştı. Kadın "onun için de ayrıca izin almalıyım", diyerek onları yine kabul etmedi. Üçüncü gün de Hazreti Hüseyin peşlerine takıldı. Kadın, "Beyimden üçünüz için izin almalıyım" dedi ve özür dileyerek kendilerini yarın beklediğini söyledi... Ertesi gün tekrar geldiler. Kadın üçünü de eve almak üzere kocasından izin almıştı. Girdiler, oturdular. Hazreti Fatıma şaşırdı; - Sesiniz dışarıdan yaşlı bir kadın sesi gibiydi. Çok genç ve güzelsiniz, dedi. -Ben kapıdan seslenenlerle bir ihtiyar gibi konuşurum. Sesimi bir erkek duyar da, kalbinden kötü şeyler geçirebilir!.. Hazreti Fatıma, kadından bu sözleri duyunca müjdeyi verdi: - Sana müjdeler olsun ey saliha hatun! Kocanın rızasını gözettiğin için Resûlullah senin cennetlik olduğunu haber verdi.