Müslüman temizliğe riayet eder

A -
A +

Müminliğin alametlerinden biri de temiz olmaktır. Büyük velîlerden Ali Ramiteni hazretleri buyuruyor ki: "Salih bir kimse olabilmek için, temiz olmalıdır. Temizlik de iki kısma ayrılır: Zâhiri temizlik, yani dış görünüşün temiz olması. Bâtıni temizlik: Kalbin iyi huylarla dolu olmasıdır..." Biz bugün bir nebze "Zâhiri temizlik" üzerinde durmak istiyoruz efendim... İslâmiyette temizliğin önemi büyüktür. Temizlik imandandır. Eshab-ı kiramdan sonra gelen ve Tabiin adını alan Müslümanlardan bazıları Eshab-ı kirama, "Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimde sizi çok sevdiğini bildirip övmektedir. Bunun sebebi nedir?" dediklerinde, "Biz temizliğe de çok dikkat ederdik" diye cevap vermişlerdir... Dinimiz, beden ve elbise temizliği yanında, çevreyi temiz tutmayı da emreder. Dinini seven, kayıran Müslüman, her bakımdan örnek kimse olmalıdır. İslâmiyetin şerefi için de (Dinimiz temizlik esası üzerine kurulmuştur?) hadis-i şerifini düstur edinip temiz olmaya çalışmalıdır! Pis kokularla etrafımızdakileri rahatsız etmek haramdır... Camiye temiz çorapla gitmelidir... Soğan, sarımsak gibi pis kokulu şey yiyerek, camiye gelmek de doğru değildir... Bazıları sigara kokusundan da rahatsız olur. Buna da dikkat etmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Tırnaklarınızı kesip gömün! Ağzınızdaki yemek kırıntılarını temizleyin ve misvak kullanın! Yanıma, dişleri sarı, ağzı kokar vaziyette gelmeyin!) İKİ MÜHİM ÖZELLİK!.. Hüseyin bin Saîd hazretleri buyurdu ki: "Büyüklerin iki mühim özelliği vardır: Biri tertip, düzen, ikincisi temizlik. Kardeşlerim, tozlu yere şeytanlar toplanır, temiz yere melekler toplanır. Allahü teala temizleri sever." Hakiki Müslüman, hem temiz olur, hem de, sağlığına çok dikkat eder... Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul'a gelen bir Alman rahib, 1560'ta yazdığı eserinde şöyle demektedir: "İstanbul'daki temizliğe hayran oldum. Burada herkes günde beş defa yıkanır. Bütün dükkânlar tertemizdir. Sokaklarda pislik yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bile bulunmaz. Ayrıca ismine (hamam) dedikleri ve içinde sıcak su bulunan binalar vardır ki, buraya gelenler, bütün bedenlerini yıkarlar. Halbuki bizde insanlar pistir, yıkanmasını bilmezler..." Bugün, İslam ülkesi denilen yerlerde, iman bilgileri bozulduğu gibi, temizliğe de tam riayet edilmemektedir. Fakat burada suç, dinimizde değil, dinimizin esasının temizlik olduğunu unutan kimselerdedir... "Eshabım hasta olmaz!" Peygamber efendimiz, Rum imparatoru Heraklius ile mektuplaşırdı. Birbirlerine elçi gönderirlerdi. Bir defasında, Heraklius birçok hediye göndermişti. Bu hediyelerden biri de, bir doktor idi. Doktor gelince; -Efendim! İmparatorumuz beni, size hizmet için gönderdi. Hastalarınıza bedava bakacağım, dedi. Resulullah efendimiz kabul buyurdu. Emreyledi, kendisine bir ev verdiler. Her gün nefis yiyecek, içecek götürdüler. Günler, aylar geçti. Hiçbir Müslüman, doktora gelmedi. Doktor, utanıp gelerek; -Efendim! Buraya, size hizmet etmeye geldim. Bugüne kadar, bir hasta gelmedi. Boş oturdum, yiyip içtim, rahat ettim. Artık gideyim, diye izin isteyince, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: -Sen bilirsin. Eğer daha kalırsan, misafire hizmet etmek, ona ikram etmek, Müslümanların vazifesidir. Gidersen de uğurlar olsun. Yalnız şunu bil ki, burada senelerce kalsan, sana kimse gelmez. Çünkü, Eshabım hasta olmaz! İslam dini, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshabım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve sofradan, doymadan önce kalkar... Bu, Müslüman hiç hasta olmaz demek değildir. Sıhhatine ve temizliğe itina eden bir Müslüman, sağlam kalır, kolay kolay hasta olmaz, demektir...