Öyle büyük bir aydayız ki!..

A -
A +
Oruç tutmak bize, yâni ümmet-i Muhammede hicretten yâni Peygamber efendimizin Mekke'den Medine'ye hicretinden onsekiz ay sonra, Şa'bân ayının onuncu günü, Bedir gazâsından bir ay önce farz oldu... Peygamber efendimiz, Şa'bân ayının son günü bir hutbesinde şöyle buyurdu:
-Ey Müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece ki bu Kadir gecesidir, bin aydan daha faydalıdır. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvîh namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü'minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona sevap verilir.

"BİZ ZENGİN DEĞİLİZ!.."
Resûlullahın bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm, dediler ki:
- Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftâr edecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz. Bu büyük sevaptan mahrum mu kalacağız?
Resûl aleyhisselâm Eshabına şöyle cevap verdi:
- Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de, bu sevap verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennemden âzâd olmaktır.
Peygamber efendimiz devamla şöyle buyurdu:
- Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelîme-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. İkisini de, zaten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O'na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmayacaktır.
Câbir bin Abdullah hazretlerinin haber verdikleri bir hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:
"Allahü teâlâ benim ümmetime, ramazan-ı şerîfte beş şey ihsân eder ki, bunları hiçbir peygambere vermemiştir:
Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ mü'minlere rahmet eder. Rahmet ile baktığı kuluna hiç azap etmez.
İftâr zamanında, oruçlunun ağız kokusu, Allahü teâlâya, her kokudan daha güzel gelir.
Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların affolması için duâ eder.
Allahü teâlâ, oruç tutanlara, âhırette vermek için, ramazan-ı şerîfte Cennette yer ta'yîn eder.
Ramazan-ı şerîfin son günü, oruç tutan mü'minlerin hepsini affeder. Yâni ramazan ayının tamamını oruçlu geçirenleri affeder."

Günahları affolmayanlar!..
Ramazanda dört grup insan hariç, herkesin günahlarının affedileceği hadis-i şerifte bildirilmiştir. Şu dört sınıf insanın günahları affolmaz:
1- Bid'at ehli: Bid'at ehli demek, İslamiyet'e ilave edenler ve İslamiyet'ten çıkaranlar demektir. Yani, İslamiyet'in doğru yolunu saptıranlardır.
2- Ana ve babasına asi olanlar: Tevbe istiğfar etmeli, eğer anne baba vefat etmişlerse dahi onlara iyilikte bulunmalı. Çünkü bir hadis-i şerifte, (Ölü, denizde boğulmak üzere olan insan gibidir. Kendisine anasından, babasından, evladından, eşinden, dostundan gelecek bir dua bekler) buyuruluyor. Onun için hayır hasenat yapılır, hatim okutulur, hatimler gönderilir. İmdat diyen bir adamı gözümüzün önüne getirelim, işte annemiz olabilir, babamız olabilir, akrabamız olabilir. Bu ay onlara çok hediye gönderelim.
3- Sıla-i rahim yapmayan yani salih olan yakın akrabayı ziyaret etmeyen ve iyilikte bulunmayanlar: Bir mektupla, bir telefonla da olsa, mutlaka eş, dost ve akraba aranmalıdır. Aksi halde, ramazan-ı şerifin mağfiretinden mahrum kalınır.
4- Alkollü içkileri içmeye devam edenler: İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
"Ramazanda ibadetle iyi iş yapabilenlere, bütün sene boyunca bu işleri yapmak nasip olur. Yani bir insan Ramazan-ı şerifte hangi hayırlı işlere başlarsa, Cenâb-ı Hak, yıl boyunca, onu yapmak vaktini ve imkânını nasip eder. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin, bütün senesi günah işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir."