Nûh aleyhisselamın oğlu Yâfes’in soyundan olan "İskender-i Zülkarneyn" doğu, batı ve kuzeydeki bütün ülkeleri fethetmiştir...
Hazreti Zülkarneyn, peygamber veyâ velîdir. Asıl ismi İskender’dir. Doğuya ve batıya gittiği için "İskender-i Zülkarneyn" diye anılmıştır. Nûh aleyhisselamın oğlu Yâfes’in soyundandır. (Yemen’de yaşamış olan Münzir İskender ile Aristo’nun talebesi olan Makedonyalı İskender’den daha önce yaşadı.)
Allahü teâlâ hazret-i Zülkarneyn’in emrine bulutları ve başka vâsıtaları verdi. Ona ilim ve kudret, insanlar üzerine tasarruf hâkimiyeti verdi... Her sefere çıkışında önü aydınlık, arkası karanlık olurdu. Çok geçmeden memleketi genişledi. Devleti güçlendi. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bütün dünyâya yaymayı azmetti...
Yaya olarak Mekke-i mükerremeye gitti ve haccetti. İbrahim aleyhisselamla görüşüp hayır duasını aldı. Nasîhatlerine kavuştu. Daha sonra doğuya yöneldi. Güneşin ilk ışıklarının vurduğu en uçtaki kara parçasına vardı. Zülkarneyn aleyhisselam orada, yer altındaki mahzenlerde yaşayan kavmi hak dîne dâvet etti. Daha sonra kuzeye bir sefer yaptı. İki dağ arasına vardı. O iki dağın yakınında oturan kalabalık bir kavimle karşılaştı. O kavmi de hak dîne dâvet etti. Kavmin pâdişâhı bütün kavmiyle birlikte hak dîni kabul etti. Zülkarneyn aleyhisselamın iltifatlarına kavuştu. Ye’cüc ve Me’cüc adlı kavimlerin zararından şikâyette bulundu. Zülkarneyn aleyhisselam o kavimle birlikte Ye’cüc ve Me’cüc’ün zararından korunmak için set yaptılar. (Rivâyetlere göre Asya’nın doğusundaki mümin Türklerin ricâsı üzerine iki dağ arasına taş ve demirden yapılmış olan bu set, bugünkü Çin Seddi'nden başkadır.)